Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Özel Kütüphaneler 7 // Müzik İleri Araştırmalar Merkezi Kütüphanesi




Toplam oy: 519

Türkiye’nin ilk özel müzik kütüphanesi olarak kurulan Borusan Müzik Kütüphanesi, uzun yıllar Borusan Sanat’ın İstanbul’da, İstiklal Caddesi’ndeki eski binasında öğrencilere ve müzikseverlere hizmet verdi. 2014 yılında ise kapandı ama arşive ulaşmak halen mümkün. Çünkü Borusan Müzik Kütüphanesi, Borusan Sanat ile İTÜ Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MİAM) arasında yapılan bir anlaşmayla 2014 yılından itibaren MİAM’a bağışlandı. Diğer bir deyişle İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesindeki Müzik İleri Araştırmalar Merkezi Kütüphanesi, artık, çok daha kapsamlı bir müzik araştırma merkezi durumunda.

 



Dr. Erol Üçer tarafından 1999 yılında kurulan Müzik İleri Araştırmalar Merkezi; araştırmacı müzik uzmanları yetiştirmek, müzikal araştırmalar gerçekleştirmek ve sonuçlarını yaymak amacıyla çalışma yürütüyor. 2000 yılında kurulan MİAM Dr. Erol Üçer Müzik Kütüphanesi de bu çalışmalar doğrultusunda koleksiyonunu her geçen gün genişletiyor.



On bine yakın kitap, nadir eserler, notalar ve CD-DVD-plak koleksiyonunun yanı sıra kütüphanede müzik araştırmacıları için çok önemli olan birçok veritabanına ve elektronik kaynaklara da (JSTOR, Grove Music Online, International Index to Music Periodicals, Alexander Street vs) erişim olanağı sağlanıyor. Ayrıca kütüphane bünyesinde araştırmacıların kullanımına açık 6 adet masaüstü bilgisayar ve 8 adet müzik dinleme sistemi bulunuyor.


Kısacası, müzik araştırmacıları için her türlü imkanı sunmaya çalışan ve hatta daha fazlası için projeler de yürüten kütüphaneyle ilgili üzücü gelişmeyse, Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nin kurucusu ve kuşkusuz en büyük destekçesi Erol Üçer’in 2 Mart 2018’de aramızdan ayrılmış olması. Bu vesileyle, kendisini buradan bir kez daha anıyoruz.

 

 



Ayrıntılı bilgi için: www.miam.itu.edu.tr

 

 


 

 

Fotoğraflar: Pelin Ulca

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.