Polonya Nükleer Fizik Enstitüsü’nden bir grup bilim insanı, edebi eserlerdeki cümlelerin arasına gizlenmiş karmaşık ama en küçük parçada bile yinelenen geometrik şablonlar bulunduğunu öne sürdü. Buna göre, James Joyce’un Finneganın Vahı romanı, doğadaki matematiğin edebiyattaki yansımasına iyi bir örnek.
Charles Dickens’tan Shakespeare’e, Umberto Eco’dan Thomas Mann’a birçok önemli yazarın kaleme aldığı 100’ü aşkın eseri detaylı bir analize tabi tutan ekip, yapıtların çoğunda cümlelerin uzunluk ve formlarının “fraktal”, yani parça ile bütün arasındaki benzerliği ortaya koyan yapıya işaret ettiğini buldu. Teoriye göre, metinlerin her bir cümlesi kurallı bir şekilde birbirine bağlı ve her biri özgün olmakla birlikte metnin genel dokusundan izler taşıyor. Fakat edebi metinlerdeki fraktal sistem, matematik evrenindeki kadar mükemmel değil; çünkü matematikteki fraktal oluşumlar sonsuz, oysa bir kitabın içindeki tümceler sınırlı sayıda. Edebi dünyadaki fraktal yapılarla ilgili dikkat çekici bir başka detay da, bilinç akışı tekniğiyle yazılmış eserlerde bu tip formlara rastlamanın daha olası olduğu. Yazarların bu kompleks yapıya zihinsel olarak ulaşabilmesi ve sonrasında tüm bunları kağıda dökebilmesi içgüdüsel yetilerle açıklanıyor.
Bilim insanlarına bakılırsa, bu tip metinler içinde en karmaşık olanı Finneganın Vahı. Dave Eggers’ın Müthiş Dahiden Hazin Bir Eser, Julio Cortazar’ın Seksek, Virginia Woolf’un Dalgalar yapıtları da fraktal biçemler ekseninde yazılmış diğer eserler arasında gösteriliyor.
Fraktal yapı kar tanelerinde gözlenebilir
Sierpinski üçgeni, mutlak surette simetrik bir fraktaldır.
Tüm fraktallar kendine benzer ya da en azından tümüyle kendine benzer olmamakla birlikte, çoğu bu özelliği taşır. Kendine benzer bir cisimde cismi oluşturan parçalar ya da bileşenler cismin bütününe benzer. Düzensiz ayrıntılar ya da desenler giderek küçülen ölçeklerde yinelenir ve tümüyle soyut nesnelerde sonsuza değin sürebilir; öyle ki,her parçanın her bir parçası büyütüldüğünde, gene cismin bütününe benzer. Bu fraktal olgusu, kar tanesi ve ağaç kabuğunda kolayca gözlenebilir.
* Kaynak: The Guardian
* Çeviren: Özge Bölen
Yeni yorum gönder