Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Ergen edebiyatı tartışması: Gençlerin ar ve haya duyguları inciniyor mu?



Toplam oy: 898
Çocuk kaçırma, oğlancılık, ensest ve acımasız kavgalar 12-18 yaş arası çocuklara hitap eden kitaplarda sıradan olaylar halini aldı

Son dönemde hızla artan gençlere yönelik romanlar tartışma başlattı. The Wall Street Journal köşe yazarı Meghan Cox  Gurdon’ın ergen romanları ya da genç-yetişkin romanları olarak sunulan romanların “hayatın ne olduğunu korkunç derecede çarpık resmettiği” ve “aleni bir istismar, şiddet ve ahlaksızlıkla dolu” olduğu gibi suçlamalar içeren ve yayın camiasının kitap satmak için gençlerin gelişimine aldırmadıklarını iddia eden yazısına özellikle türün yazarlarından tepki yağdı.



Gurdon köşesinde gençler için yazılan çağdaş romanları “o kadar karanlıklar ki çocuk kaçırma, oğlancılık, ensest ve acımasız kavgalar 12-18 yaş arası çocuklara hitap eden kitaplarda sıradan olaylar halini aldı” sözleriyle eleştirmişti. Cox yazısında genel olarak ergen edebiyatından ziyade, tecavüz, uyuşturucu, ensest vb. sorunları işleyen ve gençleri hedefleyen kitapları konu ediyor.



“40 yıl önce ayrıntılı anlatılmayan bir nesil önceyse dikkatli biçimde sunulan patalojiler artık tüm mide bulandırıcı detaylarıyla anlatılıyor. Genelde bir şarkı ya da filmin üzerine aileler için yaş uyarısı konmasına neden olacak bu ayrıntılar genç-yetişkin romanlarında o kadar yaygın ki eleştirmenler üzerinde bile durmuyor.” Gurdon yazısında, Cherly Rainfield’in Scars (Yaralar) ve Jackie Morse Kessler’ın Rage (Düşkünlük) adlı romanlarının da içinde bulunduğu kendine zarar vermeyi konu alan romanlara dikkat çekti.



“Eğer kitaplar yaşamın aynasıysa, ergen lunaparktaki aynalara benziyor; hayatın ne olduğunu korkunç derecede çarpık resmediyor” diyen Gurdon yazısına şöyle devam ediyor: “Tabii ki bir cinayet romanı okumak insanı katil yapmaz, kopya çekmek üzerine bir kitap okuyan bir çocuğun ahlakı bozulmaz. Ama ebeveynlerin hesabı bundan daha basit: Kitap okumak çocuğun mutluluğu, ahlaki gelişimi ve duyarlılığıyla ilgili bir şey olmalı. Eğlence mutlaka zevk vermek zorunda değildir ama beğeniyi yaratır. Bir gencin aklında ne olduğu ne okuduğuyla ilişkilidir.”



Kötü deneyimler yaşamış ergenlerin sesi olduğu ve onlara yardım ettiği söylenerek savunulduğunu söyleyen Gurdon’a göre bu tür kitaplar “savunucularının dediği gibi sessizlere ses sermiyor aksine kendine zarar vermek gibi konuları normalleştirerek işliyor.”



Gençleri hedefleyen bazı kitaplardaki dilden ve içerikten örnekler veren Gurdon, geçmişte ergen edebiyatı diye bir ayrım olmadığını, tek bir edebiyat olduğunu ve bazı edebiyat eserlerinin ise gençlere uygun görülmediğini belirtiyor. 



“Kitap sektörü kitap satmak için var, aileler ise çocuklarını yetiştirmek için ve sansür çığlıklarıyla yıldırılmamalılar” diyen Gurdon’a göre “Hiçbir aile, özgür ifade ilkesine dayanarak çocuklarının hayatlarına bayağılığı ve sefilliği sokmaya çalışan yayıncıların bu tavrını kabullenmek zorunda değil.”

 

 

 

Yazarlar tepkili



Türün yazarları Gurdon’un saldırısına yanıt vermekte gecikmediler.Yazarlar ve okurlar Twitter aracılığı türü savunmaya geçtiler. #YASaves  (Genç-erişkin hayat kurtarır) etiketiyle Twitter’da savunma başlatan yazar Maureen Johson takipcilerine “Genç-yetişkin romanları size yardım etti mi? Nasıl yardım ettiğini dünyaya duyurun! Hikayenizi #YAsaves etiketiyle anlatın” çağrısında bulundu. Başlık, şu ana kadar 30.000’den fazla yorum aldı.

 

Cabot ,Twitter’da “herkes yargılanmadan istediğini okuyabilmeli.” diyerek türü savunurken, Gaiman okuyucularından ayda 2-3 mektup aldığını açıkladı ve “kitaplarımın onları cehennemden kurtardığını söylüyorlar ve gençler en berbat cehennemlere sahiptirler” dedi.



Susane Colasanti ise savunmasını “Kitaplar onlara problemleriyle baş etmeleri için samimi, içsel, kişisel yollarla yardım ediyor.” sözleriyle yaptı. Libba Bray ise “Büyük bir sırrın yarattığı yalnızlık ve acıyı hisseden biri için kitaplar iyileştirici ve hayata bağlayıcıdır.İyi kitaplar bu işe yararlar.Ve bizim böyle kitaplara ihtiyacımız var.” dedi.



The Wall Street’deki makaleyi okuduğunda “sinirden titrediğini” söyleyen ödüllü yazar Laurie Halse Anderson “Çocuklara neden bir davranışın kötü olduğunu göstermek için, o davranıştan bahsetmeniz gerekiyor. Biliyorum, korkutucu. Ebeveyn olmak zordur. Ama cahil bir anne babaya sahip bir çocuk olmak daha zordur” dedi.  Anderson “Kitaplar çocukları katillere, tecavüzcülere ya da alkoliğe çevirmez. (Tüm bunları içeren İncil bile.) Kitaplar kalpleri ve akılları açar, gençlerin karanlığı ve karmaşık dünyayı anlamasına yardımcı olurlar.” açıklamasını kaleme aldı.



Scars (Yaralar) adlı romanıyla Gurdon tarafından eleştiren yazar Rainfield blogunda “acı verici olaylardan  ve deneyimlerden bahsetmek onları teşvik etmez aksine sessizliği kırar ve iyileşmelerine yardımcı olur. Ben çocukluğumu ve ergenliğimi kitaplar olmadan sürdüremezdim. Ergen fantezi kitapları bana yardım etti ve içinde yaşadığım işkence ve sömürüden kurtardı beni. Ergen gerçekçi romanları ise benim daha az yalnız hissetmemi sağladı. Kitaplar; güven, aşk ve iyilik için umut etmemde ve hayal kurmamda yardımcı oldular ve bana herkesin kötü olmadığını gösterdiler. Her hafta Scars’ın onlara yardım ettiğini söyleyen 2-3 okuyucu mektubu alıyorum-gençler bana Scars’ın onlara yardım ettiğini ve artık kendini kesmeyi bırakıp terapiye gitmeye başladıklarını anlatıyorlar, yalnız olmadıklarını biliyorlar ve daha önce ensest ilişkiden, kendine zarar vermekten ve acayip olmaktan bahsedemezken artık bunlar hakkında konuşabiliyorlar.” diye yazdı.



Yazar Jackie Morse Kessler, Gurdon’un yazısına bir açıdan katıldığını söyledi:  “Doğru, sorun romanları ‘gençler için uygun’ değiller. Gençler ve onların aileleri için gerekliler. Kendine zarar vermek, yeme bozukluğu, zorbalık gibi konuları görmezden gelmek bu sorunları yok etmez. Kulaklarımızı ve gözlerimizi kapatıp ‘LA LA LA’ diye bağırsak da bu sorunlar mucizevi bir şekilde yok olmazlar. Bu sorunları görmezden gelmeye devam etmek yalnızca dişlerinizden olmanıza sebep olur.”

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.