Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Funda Uncu’ya cevaben: "Fahişeyiz, şiddeti hak etmiyoruz”



Toplam oy: 673
Gördüğüm adi suçlu ve fahişe muamelesi öyle ağır geldi ki ağlayarak dışarı çıktım.

"Ölüm Pornosu" kitabını çevirdiği için hakkında soruşturma açılan ve polise 6 saat ifade veren Funda Uncu'nun polisin kendisine "fahişe" muamelesi yaptığını söylemesi Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği tarafından protesto edildi. Dernekten yapılan açıklamada Uncu'nun ifadesinin fahişelere şiddeti meşrulaştırdığı ifade edildi.

 

İstanbul Basın Savcılığı, Dövüş Kulübü’nün yazarı Chuck Palahniuk’un Ayrıntı Yayınları’ndan kısa bir süre önce çıkan “Ölüm Pornosu’’ (Snuff) adlı kitabı hakkında müstehcen öğeler taşıdığı gerekçesiyle ‘muzır’ soruşturması başlatmıştı.



Bodrum’da yaşayan kitabın çevirmeni Funda Uncu soruşturma kapsamında karakolda ifade verdi.  Uncu ifade vermek için çağrıldığı karakolda Habertürk gazetesindeki habere göre “fahişe” muamelesi gördüğünü öne sürmüştü.



Bunun üzerine Seks İşçilerinin Hakları üzerine de çalışan ve 4 yıldır ‘Dünya Seks İşçileri Günü’nde konferans düzenleyen Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, “Funda Uncu’ya Cevaben: Fahişeyiz, Şiddeti Hak Etmiyoruz” başlığı taşıyan bir açıklama yayınladı.



Açıklama'da Funda Uncu'ya cevaben "Fahişeyiz, şiddeti hak etmiyoruz!" denildi. Uncu'nun yorumunun fahişelere şiddet gösterilmesini meşrulaştırdığı savunuldu.

 


Açıklamanın tam metni şöyle:

 



"Geçtiğimiz günlerde, Chuck Palahniuk’un “Ölüm Pornosu” adlı kitabının çevirmeni Funda Uncu, kitap hakkında başlatılan“muzır” soruşturması kapsamında Bodrum Emniyet Müdürlüğü’nde ifade vermiştir.



Açıklıkla belirtmek gerekir ki, Funda Uncu hakkında emniyet yetkilileri tarafından gerçekleştirilen muamele, bariz bir insan hakları ihlalidir. En temelde, kitap hakkında bu içerikte bir soruşturmanın başlatılması, yasalarla korunması gereken ifade özgürlüğünün ihlalidir. Bununla birlikte, kitabın çevirmeni Uncu’nun emniyette maruz kaldığı tavır ve davranışlar kötü muameleye işaret etmektedir.

 

Uncu’nun maruz kaldığı insanlık dışı muameleyi reddederken, kendisinin basına vermiş olduğu demeçte kullandığı “Gördüğüm adi suçlu ve fahişe muamelesi öyle ağır geldi ki ağlayarak dışarı çıktım. Hayatımda ilk kez böyle bir şey başıma geldi" şeklindeki ifadeyi protesto ediyoruz.

 

Kamu görevlileri tarafından açık şekilde psikolojik şiddete uğrayan bir kadının, maruz kaldığı hak ihlalinin meşru olmadığını anlatırken, bu muamelenin ancak “fahişe”lere reva görülebileceğini belirtmiş olması anlaşılabilir değildir. Her halükarda reddedilen varoluşumuz, bizzat cinsiyetçi ve ahlakçı bir noktadan hareketle şiddete maruz kalan Uncu tarafından “şiddeti hak eden” şeklinde yorumlanmaktadır. Seks işçilerinin meslekleri gereği sürekli şekilde bu tarz hak ihlallerine uğramalarını meşrulaştıran bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.

 

Özellikle kolluk kuvvetleri tarafından seks işçilerine yönelik hukuksuz ve keyfi şekilde yazılan idari para cezaları, karakollarda yoğun şekilde devam eden kötü muamele ve işkence, seks işçilerinin örgütlenmesi ve ifade özgürlüğü noktasındaki tehditler, saldırı ve cinayetler sonrası soruşturma ve kovuşturma evresinde yaşanan önyargı ve ayrımcı tutumlar devam ederken, seks işçilerinin bu uygulamaları hak ettiğine dair Uncu’nun açıklaması, kendisini daha az mağdur kılmayacaktır.

 

Yapılması gereken, kadınların maruz kaldığı cinsiyetçi, ahlakçı ve tamamı ile insan hakları karşıtı uygulamaları reddederken, bir başka grubun mağduriyetini meşrulaştırmamaktır. Unutmamalıyız ki sistem, ezileni bir diğer ezilen eliyle susturmakta ve/veya yok etmektedir.

 

Kullandığımız dilin dışlayıcılığı ve yok ediciliğine karşı, bütün şiddete ve kötü muameleye uğrayanlar olarak beraber mücadele edebilmeyi umuyoruz. Funda Uncu’dan beklentimiz, kendisinin uğradığı şiddeti her gün, her saat yaşayan seks işçilerine yönelik bu uygulamaları meşrulaştırdığı için seks işçilerinden özür dilemesidir.

 

Saygılarımızla.


Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği

 

Kaynak: cnnturk.com

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.