Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

“En çok siyasi tutuklu Türkiye’de”



Toplam oy: 840

Ulusal Yayıncılar Birliği’nin basın toplantısında KCK İstanbul Davası özelinde sansür ve hak ihlalleri konu edildi. IPA başkanı Smith-Simonsen Silivri’de aracı soyulduğu için toplantıya katılamadı.

 

İstanbul Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Davası kapsamında yargılanan yazar, gazeteci ve yayıncılarla dayanışma ve davayı gözlemleme amacı ile Türkiye’de bulunan Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schöulgin, Türkiye’de “yeni bir McCarthycilik* çağı” yaşandığını söyledi.

 

 

 

 

 

 

 

Schöulgin: “Türkiye, Çin’i ve İran’ı geçti”

 

Türkiye Yayıncılar Birliği Özgürlük Komitesi’nin düzenlediği basın toplantısında konuşan Schöulgin, “Türkiye, en çok siyasi tutuklusu olan ülkedir. İstatistik olarak Türkiye, Çin’i, İran’ı ve Küba’yı geçmiştir. En vahim yanı da siyasi tutuklu sayısının son 2 yılda hızla yükselmesidir” dedi.

 

“Türkiye toplumunda Büşra Ersanlı gibi en yaratıcı, dinamik ve olumlu insanlar tutuklanıyor, oysa bu insanlar Türkiye’yi daha modern, liberal ve olgun bir yere getirmeye çalışıyorlar.”

 

 

 

 

 

Şüpheli bir soygun

 


Shöulgin ile bugün konuşacak Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Bjorn Smith-Simonsen ve Hapisteki Yazarlar Komitesi Direktörü Sara Whyatt, geldikleri araç hırsızlığa uğradığı için ve jandarmada bekledikleri için toplantıya katılamadılar. Araçtan davayla ilgili hazırladıkları çalışmalar çalındı. Shöulgin, aynı çantadaki paralara dokunulmadığı, sadece KCK davasına ilişkin dosyaların alındığı belirtti.

 

 

 

Zarakolu: “TMY yıkımı yaygınlaştırıyor”

 


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin lokalinde 2 Temmuz 2012 bugün yapılan basın toplantısında konuşan ve tutuksuz olarak KCK davalarında yargılanan Türkiye Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu şunları dedi:



“Fiili bir sıkıyönetim, OHAL ortamı oluşmuş vaziyette. Terörle Mücadele Yasası (TMY) artık gerçekten ‘terör’ ile mücadele yasası olmaktan çıkmış, bir sansür ve temel hakları çiğneme özgürlüğü yasası haline gelmiştir; ÖYM’ler ise artık geçmişin İstiklal Mahkemelerine, Yüksek Adalet Divanlarına, Sıkıyönetim Mahkemelerine dönüşmüş vaziyettedir. TMY bir kanser gibi ülkemizi kemirmekte ve yıkımı yaygınlaşmaktadır.”

 

 

“İnşaat sektörünün en canlı olduğu alanlardan birinin, cezaevi inşaatları olması acı veriyor.  Sorun cezaevleri koşullarını iyileştirmek değil ki son Urfa faciasından sonra bu da tartışmalı hale gelmiştir, daha az cezaevli bir Türkiye’nin koşullarını oluşturmaktır.”

Toplantıda Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye PEN, Çevirmenler Birliği, Ankara Düşünce Özgürlüğü İnisiyatifi ve Düşünce Özgürlüğü Suçuna Karşı Girişim gibi hak örgütleri temsilcilerinin katıldığı toplantıda gazeteciler de süreçten duydukları endişelerini paylaştı.

 

 

 

 

İpekçi: “Bize de Tahrir Meydanı lazım”

 

 

Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Şubesi 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan “Duruşmaya gidenlere 12 Eylül Darbesi döneminde gördüğümüz uygulamalar yapıldı; ben tanık oldum. Dayanışma için gelenlere bu kadar eziyet niye yapılır.”

 

Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, 18 gün boyunca 91 gazeteciye tanıklık ettiklerini; “Türkiye’nin demokratikleşmesi için galiba bize de bir Tahrir Meydanı lazım” dedi.

 

Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz ise Özgür Gündem’in 20. yıl kutlamasını yaptığı, ancak bu kutlamaların hüzünlü olduğuna dikkat çekerek, 20 yılda bu yayımın 80′e yakın gazetecisinin öldürüldüğünü belirtti.

 

Ankara Düşünce Özgürlüğü İnisiyatifi’nden konuşan Mahmut Konuk KCK davaları hakkında, “Kürtler Kürt oldukları için yargılanıyor.  Aslında kim ne için yargılandığı pek belli değil. Mahkemelerin adı değişiyor ama mantığı değişmiyor” dedi.

 

 

 

 

* McCarthycilik: ABD’de 1940′ların sonundan başlayıp 1950′lerde devam eden dönemdeki komünist avı ve paranoyasıyla tanımlamak için kullanılır; İkinci Kızıl Panik (birincisi 1919-1921′de yaşandı) olarak da bilinir.

 

** TMY kapsamında hapiste tutulan bazı yazarların kitapları da derlenmiş; şimdiye kadar derlenmiş yazarların isimleri şöyle: A. Dursun Yıldız, Ayşe Berktay, Aziz Tunç, Büşra Ersanlı, Cengiz Kapmaz, Cihan Deniz Zarakolu, Mahmut Alınak, N. Mehmet Güler, Yüksel Genç.

 

 

 

Kaynak: Bianet 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.