Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Yazar ve Cenneti kitabında bahsedilen 30 kütüphaneci yazarın hikayesi, bir cennet tasviri gibi gerçekten. Zaman zaman bir hapishane duygusu verse de, yazarların çoğu için bir özgürlük sığınağına dönüşüyor kütüphaneler.
//php print_r ($fields); ?>
Tepe, bir yolculuk ve takip çizgi romanı; ilginçliği, mağara resimlerini andıran bir görsel biçimsellik taşıması. Fırat Yaşa, bir önceki çalışması olan Avcı Nun’da (2013) bu çizgiyi kullanmış, naif ve arkaik duran bir estetikle hikayesini güçlendirmişti.
//php print_r ($fields); ?>
Coğrafyayı anlamak için harita olmazsa olmazdır. Harita kelimesi Grekçe “chartestir”den Arapça yoluyla dilimize geçmiş, harita kelimesinin harta, hartı şeklinde kullanımı da muhtemelen Piri Reis ile gelişmiştir.
//php print_r ($fields); ?>
Neden yolculuğa çıkılır: İş veya firar amaçlı değilse, “yeni yerler görmek, yeni insanlarla tanışmak,” diye özetlenir bu durum genellikle; yeni yerlerin önünde durup bakmak, yeni insanların risklerine, tehlikelerine açık olmak heyecan verir yolcuya.
//php print_r ($fields); ?>
Selcan Peksan’ın ilk şiir kitabı Mağara Vardır, işaretli kitaplardan. İşaret, Peksan şiirine “2” rakamı olarak düşmüş. “2”, öncelikle dualite demek oluyor. Ardından da, hareket; bir noktadan, başka bir noktaya doğru, ileri ya da geri, koordinatları belirli bir hareket.
//php print_r ($fields); ?>
Melek ticareti yapılan bir yerde geçti gençliğim. Bir tür köle pazarıydı sanki ve siz âşık olabileceğiniz kişiyi beğenip satın alıyordunuz. O, sesini çıkartmadan peşinizden geliyordu. Kıyasıya rekabet ve çekişmeden sonra elde ettiğiniz meleğinizi yanınıza alıp pazar alanından çıkıyor, en yakın berbere yürüyordunuz. Berber, biraz ağır olsa da özenle meleğin kanatlarını tıraş ediyordu.
//php print_r ($fields); ?>
Kime benzer küçük İskender? Sokaklarda ağzının içerisinden gün görmemiş sunturlu küfürlerle dolaşan bir kenar mahalle dilberine bazen, bazen bir mahallenin orta yerinde öylece durmuş bütün olanı biteni seyreden dalları yemyeşil, içi ağır ağır çürüyen bir çınara, bazen o köşeyi dönünce ortaya çıkan bakkalın ufacık çırağına...
//php print_r ($fields); ?>
“Satıcı” arketipi, yirminci yüzyıl Amerikan edebiyatında erkekliğin, orta yaşın, orta sınıf kapitalizminin, Amerikan rüyasının hüznünü ve vasatlığını sırtında taşır. Arthur Miller’ın oyunu Satıcının Ölümü’ndeki Willy Loman, John Updike’ın tavşan romanlarındaki Harry Angstrom ve Sinclair Lewis’in Babbit’i unutulmuz portrelerdir.
//php print_r ($fields); ?>
X-Files ve Californication dizilerinden tanıdığımız David Duchovny, başrollerinde bir inek, bir domuz ve bir hindinin bulunduğu bir kitap yazdı.
//php print_r ($fields); ?>
Çok yakın bir zamanda görev süresi dolan Cumhurbaşkanı José Alberto Mujica, Uruguay’a yerleşmek için gösterilen bilmem kaç nedenin en tepesinde. Ama ben onunla birlikte, yazıp söyledikleri nedeniyle Eduardo Galeano’yu da sayıyorum.