Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Romanını daha bir merakla bekliyoruz!




Toplam oy: 942

Bir internet sitesinde, fazlaca muğlak ifadelerle verilmesine karşın, şöyle bir haber var: “Henüz resmiyete dökülmeyen, herhangi bir kaynak tarafından onaylanmayan habere göre, ağustosta İstanbul’da bir Morrissey konseri izleyeceğiz.” Daha önce İstanbul’daki konserine katılma imkanı bulamayanlar için –muğlak ama– sevindirici bir haber elbette; her zaman bekleriz kendisini! Ama asıl, Morrissey’le ilgili, beklediğimiz başka bir şey var; kitapları... Özellikle de 2015 tarihli List of the Lost romanı. Her ne kadar kimi yayınlarda “bu kitabı okumayın” şeklinde eleştirilerle karşılanmış olsa da, romanın Türkiye’de de belli bir ilgiyle karşılanacağını söyleyebiliriz rahatlıkla. Gerçi Morrissey’in 2013’te yayımladığı tartışmalı “Otobiyografi” kitabı bile henüz Türkçede yayımlanmamışken, sanırım List of the Lost’tan önce Morrissey’in kendisini görme olasılığı daha yüksek.

 

Önümüzdeki günlere Patti Smith penceresinden baktığımızda ise, Morrissey’e oranla, daha “net” bir manzarayla karşılaşıyoruz. Hem 23 Haziran tarihinde kesinleşmiş bir İstanbul konseri mevcut Patti Smith’in hem de kitaplarını Türkçede okuma imkanımız. Peki başka hangi isimler var, hem konserlerini hem de kitaplarını beklediğimiz; en azından yeniden izlemek istediğimiz, kitapları yeniden basılsın diye beklediğimiz? Ya da mesela, bugün John Lennon’ın kayıp bir romanı ortaya çıkıverse şaşırır mıyız? 

 

Bir süredir SabitFikir’in müzik sayfalarında ismini görmeye alıştığımız Hilmi Tezgör, tam da konser mevsiminin başladığı bir dönemde bu ve benzeri soruların peşine düşüyor yeni dosya yazısında. Çoğunlukla besteleyen, söyleyen, çalan ama bazen de “düz” yazan, yani roman yazan müzisyenleri mercek altına alıyor. Şairliklerini az çok bildiğimiz isimlerin roman yazarlığıyla imtihanlarını değerlendiriyor: “Müzik ile edebiyatın öteden beri birbirine ne kadar yakın olduğunu biliyoruz. Birini anmak, çok geçmeden diğerini de akla getiriyor. Bin yıllardır böyle bu. (...) Hep yakınlık içermiş bir ilişki bu; dolayısıyla bir müzisyenin, bugün edebiyatın en popüler türü olan romana da el attığını bilmek, roman yazdığını öğrenmek, önce hayranlık uyandırsa da çoğu zaman bizleri şaşırtmıyor aslında. 'Roman yazan' ya da 'Roman da yazan' müzisyenler arasında, edebiyat sevgileri aşikar olan en popüler isimler Leonard Cohen ve Bob Dylan olsa gerek. Gerçi dünyanın en büyük pop yıldızlarından Madonna’nın da bir çocuk romanı var ama eli hep kalem tutmuş olanlardan başlayalım biz.”

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.