Yazar David Mitchell çok satanlar listelerinin son dönemlerdeki gözdesi Bulut Atlası'nın sinemaya uyarlanması üzerine eğlenceli ve aydınlatıcı bir yazı kaleme almış. Bakalım Mitchell uyarlamalar hakkında ne düşünüyor:
"Daha sonraları ilk romanım olarak basılacak Bulut Atlası üzerinde harıl harıl çalıştığım günlerin üzerinden tam on yıl geçmiş, ve dürüstçe söyleyebilirim ki, o zamanlarda sinema uyarlaması ile ilgili düşündüğüm tek şey "Hiçbir zaman filme çekilemeyecek bir roman yazıyor olmam ne büyük talihsizlik,"ti. Oysa bu yıl, benim filme-çekilmesi-imkansız kitabım önce Amerika'da, sonra da tüm dünyada seyirciyle buluştu. Yanılgıma sevindiğim ender olaylardan biri oldu bu. Filmi başarılı kılacak şey, bana göre tabi, filmin üç senaristi ve yönetmeninin -Lana ve Andy Wachowski (Matrix üçlemesinin yönetmenleri) ve Tom Tykwer (Koş Lola Koş'un yönetmeni)- bu projeye bir romanı yalnızca görüntye dökmek olarak yaklaşmamış olmaları. Aksine daha çok bir çevirmen edasıyla, tercüme ederek sinemaya uyarlamış olmalarıdır.
Romanın yapısına bakacak olursak, Bulut Atlası matruşkaları andırıyor. Altı novelladan her biri, kendinden sonra gelene karışıyor, onun işine burnunu sokuyor bir bakıma. Ana hikayenin ardında, diğerleri bir bumerang misali gelecekten geçmişe doğru sarıyor. Romanların gevşek, değişken yapılarından farklı olarak, Bulut Atlası'nın filmi seyirciden altı kere başlamalarını istiyor ve seyirci için yorucu bir hal alabilme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirdi. Bu nedenle yapısal olarak filmi bir mozaik haline getiren yönetmenler, bu altı anlatıyı birbirine ekleyerek ve aralara serpiştirmeler yaparak 1850lerden 24. yüzyıla dek uzanıyorlar. Daha sonra bu mozaiği büyük bir hünerle birleştiriyorlar. Örneğin; bir sahnenin sonunda sorulan sorunun cevabı, ancak başka bir sahnenin başlangıcında verilebiliyor, soru sorulan mekan ve zamandan fersah fersah ötedeyken.
Romanı okuyanlar olayların dizilişinde ufak tefek değişikliklerin yapıldığını fark edeceklerdir. Romanda keçileri güden Zachry, Hawaii'de yaşayan bir gençtir, ancak filmde Zachry, onu canlandıran aktörle, Tom Hanks'le aynı yaştadır. Bu ya değişikliği adayı ziyarete gelen Meronym'la Zachary'nin bir aşk hikayesinin kahramanları olmasına da izin verir böylece.
Peki bu değişikliklere karşı mıyım? Açıkçası değilim. Muhtemelen kitabımın Çince çevirisini yapan çevirmen, romanda Çinceye olduğu gibi çevrilse ne bir komikliği, ne de bir anlamı kalmayacak, aksine suni bir yere sahip olacak espriyi kendi ülkesinde bilinen bir kelime oyununa çevirecektir. Olması gereken de budur aslında. Birebir çeviriye üstün gelir anlatının gücü. Buna benzer olarak, nasıl kitabımın Çince çevirisini İngilizce orjinalinin rakibi olarak görmüyorsam, film uyarlamasında yapılan değişikliklerinde romandaki uyuma ters düşen bir kötü örnek olduğunu söyleyemem. Bulut Atlası'nın filmi bir çeşitliliktir, düz yazıdan beyazperdeye bir geçiştir ve bence, bu oldukça güzel bir geçiş olmuştur."
Yeni yorum gönder