Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Geçen haftanın düşünce özgürlüğü ihlalleri (15 Nisan 2011)



Toplam oy: 822

Şemdinli Savcısı göreve dönüyor

 

Hakimler ve Savcılar Kanunu’nda yapılan değişiklikle, ihraç edilen hakim ve savcıların mesleğe dönüş yolu açılınca 50 hakim ve savcı bu değişiklikten faydalanmak için Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başvurdu. HSYK Büyük Genel Kurulu, 14 Nisan günü yaptığı toplantıda 12 hakim ve savcının mesleğe dönüşü hakkında görüştü. 10 kişinin talebi reddedilirken yazdığı kitap ve İçişleri Bakanı’na yazdığı bir mektup sebebiyle meslekten ihraç edilen Savcı Hüseyin Altın ile Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya’nın talepleri kabul edildi. 

 

Ferhat Sarıkaya 9 Kasım 2005’te Umut Kitapevi’nin bombalanmasıyla ilgili iddianamede dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ı suçladıktan sonra meslekten ihraç edilmişti. Ferhat Sarıkaya kurulun kararını  “Çok mutluyum. Ellerine, yüreklerine sağlık. Göreve devam” sözleriyle değerlendirdi.  

 

 

Tutuklu Şık mahkemeye getirilmedi

 

Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu’nun “Kırk Katır Kırk Satır, Ergenekon'u Anlama Kılavuzu” kitabı “soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle” suçlandıkları davanın duruşması görüldü.  Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Ahmet Şık, Ergenekon’u anlattığı kitabı sebebiyle yargılandığı davaya “ring aracı bulunmadığı” gerekçesiyle getirilmedi. Şık’ın avukatı Fikret İlkiz, mahkeme heyetinden Silivri Cezaevi’ne yazı yazılarak araç eksikliğinin soruşturulmasını talep etti. Cezaevinde bugün kaç araç olduğunu ve bu araçlarla kimlerin nereye gönderildiğinin araştırılmasını istedi.

 

Davanın Kadıköy Adliyesindeki duruşması öncesinde yürüyüş düzenlendi. Kadıköy Altıyol'daki Boğa Heykeli önünde ''Yansak da dokunacağız'' pankartı arkasında toplanan gazeteciler, ''Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan'', ''Ahmet, Nedim onurumuzdur'' şeklinde sloganlar atarak Adliye binasına kadar yürüdüler.

 

Agos gazetesi bir ay geç verilmiş

 

Ahmet Şık ve Nedim Şener’e tutuklandıklarından beri düzenli olarak gönderilen Agos gazetesinin de iletilmediği ortaya çıktı. Şık ve Şener gazeteye ulaşamamaları üzerine cezaevi yönetimine başvurdu. Gazeteciler “Agos gazetesi Adalet Bakanlığı’nın yasaklı yayınlar listesinde yer aldığı için cezaevine alınmıyor”, cevabını aldı. Gazete ancak gönderildikten bir ay sonra, 13 Nisan günü Adalet Bakanlığı’nın müdahalesiyle gazetecilere iletildi. Adalet Bakanlığı ise gazetenin Şık ve Şener’e verilmemesini, yabancı dilde yayınların kontrol edilmesine yönelik yönetmelikle açıkladı. 

 

 

Tiyatro sahnesinde kriz

 

Başbakanın kızı Sümeyye Erdoğan’ın 8 Nisan 2011 Cuma günü sahnelenen Genç Osman adlı oyun hakkındaki şikayetinin ardından Devlet Tiyatroları oyuncu Tolga Tuncer hakkında soruşturma başlattı. Sümeyye Erdoğan konu hakkında Facebook sayfasından yazılı bir açıklama yaptı. 

 

Erdoğan yolda gelirken bir sakız aldığını, başka bir yer kalmadığı için arkadaşıyla beraber ön sıraya oturduğunu, o sırada bir oyuncunun kaş göz yaparak kendisine doğru geldiğini ve ağzıyla sakız çiğneme hareketi yaptığını belirtti. Erdoğan, oyuncunun “halkın çoğu aç, azı toksa” sözlerinin “azı tok” kısmında bariz bir şekilde eliyle kendilerini gösterdiğini ve "Pardon ben anlayamadım da sormak istiyorum, bu nedir?" diyerek sakız çiğneme hareketi yaptığını aktardı. Erdoğan olayı şu sözlerle değerlendirdi: Adam aslen sakıza değil, başörtüsüne takmıştı.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: Bazı densizliklerin farkına varmamızı sağlayan bir olay oldu. Oyuncuyla ilgili daha önce de şikâyetler aldım… Kimse kendisini halktan üstün görmesin, gereği yapılacaktır. 

 

Son olarak oyuncu yazılı bir açıklama yaptı. Tuncer, bu oyunu her oynayışında jest, mimik ve vücut diliyle izleyiciyi oyunun içine çektiğini, olayın bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söyledi. Oyuncu, izleyicinin kim olduğunu basında yer alan haberlerden öğrendiğini meddahlık geleneğinin seyirciyi oyuna katarak öykü anlatma sanatı olduğunu belirtti. Devlet Tiyatroları'nın, din, dil, ırk ayrımının yapılmasının düşünülemeyeceğini vurgulayan Tuncer, herhangi bir seyirciye isteyerek hakaret etmeyeceğini ifade etti. Tuncer açıklamasını “sürçülisan ettiysek o gün oyunumuzu izleyen tüm seyircilerden affola” sözleriyle sonlandırdı. 

 

 

Gazeteci Kılınç'a 6 yıl 9 ay hapis cezası

 

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Azadiya Welat gazetesinin 2009 Haziran’ında yayınlanan 12 ayrı sayısı sebebiyle yargılanan Ozan Kılınç hakkında 6 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Gazetenin eski imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü Kılınç “örgüt propagandası” ve “örgüt adına suç işlemek” suçlarından hüküm giydi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, mahkemenin daha önce verdiği 21 yıllık hapis cezasını fazla bularak kararı bozmuştu. Mahkeme heyeti, Kılınç'ın mahkemeye ibraz ettiği anadilde savunma talebini reddetti. Kılınç’ın sözleri tutanaklara "Mahkememizin anlamadığı Kürtçe olduğu tahmin edilen bir dil ile beyanda bulunduğu görüldü" şeklinde kaydedildi.

 

Azadiya Welat çalışanlarına hapis cezası

Azadiya Welat gazetesi çalışanları Ali Çat ve Abdulcebbar Karabeğ, 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa referandumu öncesinde “halkı sandığına gitmeme yönünde tehdit ettikleri” ve “izinsiz bildiri dağıttıkları” iddialarıyla tutuklanmıştı. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Çat ve Karabeğ “Yasadışı örgüte yardım ve yataklık” ve “Örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle 7'şer yıl 1'er ay hapse hapse mahkum edildi. 

 

 

Bekir Coşkun tazminata mahkum oldu

 

Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısı sebebiyle Bekir Coşkun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” gerekçesiyle tazminata mahkum oldu. Dava, '29 Ekim 2010'da yayınlanan ''Cumhuriyeti Niçin Yıkamazsınız?'' başlıklı yazı sebebiyle açılmıştı. Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi “Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı kastıyla tahkir ve tezyif edici beyanlarda bulunulduğu, onur ve saygınlığını ihlal eden ifadelere yer verildiği” gerekçesiyle açılan davada Coşkun'u 5 bin TL tazminata mahkum etti.

 

Dava konusu yazısında Coşkun şunları söylüyordu:

 

“Cumhuriyetin koltuğuna oturmuş, Cumhuriyete burun kıvıran badem bıyıklı... Cumhuriyet olmasaydı inek güdecekti, Cumhuriyet adam etmiştir onu...'Çok iş yaptık' diyor cumhuriyete kızan ahmak...”

 

 

Ertosun'un açtığı dava reddedildi

 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun'un, kişilik haklarına saldırıldığı iddiasıyla Taylan Tanay’ın yazısı hakkında açtığı tazminat davası reddedildi. Davaya konu olan ''Ali Suat Ertosun'un yeri HSYK koltuğu değil, sanık sandalyesidir'' başlıklı yazı, 31 Temuz 2009'da bianet sitesinde yayınlanmıştı. Yazıda Ertosun’un 19 Aralık 2000'de cezaevlerine düzenlenen ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ sebebiyle yargılanması talep ediliyordu. Ertosun, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla Tanay’a ve yazıyı yayınlayan bianet sitesi koordinatörü Ertuğrul Kürkçü'ye 15 bin liralık manevi tazminat davası açtı; yazının siteden kaldırılmasını talep etti. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın reddine hükmetti.

 

 

 

Dosyalar birikiyor, başvuru artıyor

 

Aralık 2010 itibariyle Türkiye, AİHM'de en çok dosyası sonuç bekleyen ikinci ülke oldu. Türkiye 15 bin 200 dosya ile 40 bin 300 dosyası bulunan Rusya'nın arkasında yer alıyor. Veriler, 2005’ten bu yana Türkiye’den AİHM’ye yapılan başvuruların arttığını, 2005’te 2 bin 488 olan sayının 2010’da 5 bin 821’e yükseldiğini gösteriyor. Ayrıca Türkiye, 2010 yılında AİHM'de en çok hüküm giyen ülke oldu. 228 'hak ihlali' kararıyla birinci sırada yer alan Türkiye’yi 204 kararla Rusya izliyor. AİHM'nin 2010 tarihine kadar verdiği ihlal kararları içinde en çok adil yargılanma ve mülkiyet hakları yer alıyor.

 


 

Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:

 

 

Sanık          : Beyoğlu Kumpanya oyuncuları

Mahkeme ve duruşma tarihi     : Çatalca Sulh Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 19 Nisan 2011 Saat: 10:00

 Açıklama                               : Çatalca Belediyesi tarafından düzenlenen 11. Erguvan Festivali'nde Beyoğlu Kumpanyası tarafından sahneledikleri oyunda söyledikleri şarkıdaki "işportacısın Tayyip" sözleri nedeniyle 16 üniversitesi öğrencisine dava açıldı. AKP İlçe Başkanı Selim Güçbilmez oyunun ardından grup üyeleri ve destekçilerinin hukuksal dayanak olmadan gözaltına alınmalarına neden olmuştu.

 

 

Davacı      : Osman Şanal

Davalı      : İsmail Saymaz, Kalkedon Yayıncılık

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 20 Nisan 2011, saat: 10:25

Açıklama                                  : Özel yetkileri kaldırıldıktan sonra 'Basın Savcısı' olarak atanan Erzurum Savcısı Osman Şanal, yazdığı "Postmodern Cihad" kitabında kendisini "Postmodern yanlısı" gösterdiğini ileri sürdüğü Saymaz hakkında 7 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. 

 

 

Sanık          : 1-Halil Savda 2-Mehmet Atak 3-Fahri Fatih Tezcan 4-Ahmet Aydemir 5-Davut Erkan

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 21 Nisan 2011 Saat: 09:30

 Açıklama                            : Vicdani retçi Enver Aydemir'in Eskişehir Askeri Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı duruşmaya destek için giden beş kişi hakkında ilgili dava açıldı. Yargılanacaklar arasında vicdani retçi Aydemir'in babası Ahmet Aydemir ile avukatı Davut Erkan da bulunuyor.

 

Basın açıklamasında atılan şu sloganlar suç olarak kabul edildi: "Herkes bebek doğar", "Barış için Vicdani Redciler", "Hiç kimse asker doğmaz", "Biz orduya sadece fındığa gideriz", "Enver Aydemir serbest bırakılsın".

 

 


 

 

Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:

 

İlgili dava, Avukat Şiar Rişvanoğlu hakkında, Adana'da bir portakal bahçesindeki ağaca asılı olarak bulunan Azadiya Welat gazetesi dağıtımcısı Metin Alataş'ın şüpheli ölümü üzerine okuduğu basın açıklaması nedeniyle açıldı. Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava, 13 Eylül günü saat 10:00’a ertelendi. 

 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi ve eski Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, bianet'te çıkan "Ali Suat Ertosun'un Yeri HSYK Koltuğu Değil Sanık Sandalyesidir" başlıklı yazıda kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia ederek Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yetkilisi Taylan Tanay ve bianet sitesi koordinatörü Ertuğrul Kürkçü hakkında tazminat davası açtı. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın reddini kararlaştırdı. 

 

Şebnem Korur Fincancı, www.gercekgundem.com adlı sitede ilgili tarihte yaptığı röportajında söyledikleri nedeniyle açılan davada Fincancı'nın röportajını incelemeden yayınlayan web sitesinin sahibi Barış Yarkadaş da suça iştirak ettiği için yargılanıyor. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 9 Haziran saat 13:30’da görülecek duruşmaya ertelendi.

 

Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık hakkında İthaki Yayınları'ndan iki cilt halinde çıkan 'Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" ve "Ergenekon'da Kim Kimdir?" kitapları nedeniyle açılan davanın iddianamesinde gazetecilerin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30 Temmuz 2008'de verdiği yayın yasağına aykırı hareket ettikleri ileri sürülüyor. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 13 Mayıs günü saat 13:30’da görülecek duruşmaya ertelendi.  

 

www.taraf.com adlı sitede yayınlanan röportaj sebebiyle Şebnem Korur Fincancı ve röportajı web sitesinde yayınlayan Adnan Demir’in yargılandığı dava, 5 Temmuz, saat 11:55’te görülecek duruşmaya ertelendi.

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.