Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Geçen haftanın düşünce özgürlüğü ihlalleri (24 Haziran 2011)



Toplam oy: 1007

 

 


Milletvekilleri Meclise giremiyor

 

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçime üç gün kala ‘terör örgütü propagandası’ suçundan 1 yıl 8 aylık mahkumiyeti kesinleşen Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürdü. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun desteğiyle aday olan Diyarbakır milletvekili Hatip Dicle, 2007’de basına verdiği bir demeç sebebiyle yargılanıyordu. YSK, bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin yerine AK Parti’nin bir sonraki sırada bulunan adayının vekil olmasını kararlaştırdı. Blok desteğiyle seçilen milletvekilleri durumu değerlendirmek için 23 Haziran günü Diyarbakır’da toplandı ve seçilen 36 vekil de TBMM’ye giremezse hiçbirinin Meclise gitmeyeceği kararını kamuoyuna bildirdi. Dicle’nin de aralarında bulunduğu, KCK davasından tutuklu 6 milletvekili için yapılan tahliye talebine ise savcı itiraz etti.

 

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi de CHP’den milletvekili seçilen Ergenekon davası tutukluları Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye taleplerini reddetti. CHP lideri Kılıçdaroğlu kararı “Bu yargı kararı halkın iradesine vurulan bir darbedir. Bunun karşısında sessiz kalmayacağız,” sözleriyle değerlendirdi. Ergenekon davası kapsamında tutuklanan MHP milletvekili Engin Alan’ın durumu ise henüz kesinleşmedi.

 

 

 


 

 



TİT’ten açık tehdit: Ya öl ya terk et!

 

Türk İntikam Tugayı (TİT) Evrensel gazetesine “Açık Mektup” başlığıyla tehdit mesajı gönderdi. Mektupta 15 Ağustos’a kadar talepleri yerine getirilmezse TİT’in Diyarbakır ve İstanbul’da kanlı eylemler düzenleyeceği söyleniyor. TİT, taleplerini şöyle sıralıyor:

 

1- 15 Ağustos'a kadar siz ve işbirlikçileriniz Türk topraklarını terk edecek ve bunu basın yoluyla açıklayacak.

 

2- PKK'nın vekil olan ya da vekil olmayan sempatizan ve militanları da aynı tarihe kadar Türk topraklarını terk edecek.

 

3- Ermeni diasporası ve yandaşları da hiçbir talepte bulunmadan geri dönmeksizin Türk topraklarını terk edecek.

 

4- Agos gazetesi ve yandaş medya kuruluşları kapanacak ve çalışanlarıyla birlikte Türk topraklarını terk edecek.

 

5- BDP parti binaları kapatılacak ve yandaşları Türk topraklarını terk edecek.

 

6- Baskın Oran, Sebahat Tuncel, Osman Baydemir, Ahmet Türk, Etyen Mahçupyan ve diğerleri bu tarihe kadar Türk topraklarını geri dönmeksizin terk edecek.

 

 

 

 


 

 



‘Anadilde sağlık’ diyen doktorun 7,5 yıl hapsi istendi

 

“Anadilde sağlık” konulu bir konuşma yapan iki doktorun “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yedi buçuk yıl hapsi isteniyor. Dava, Roj TV izleyen bir terörle mücadele polisinin, iki doktorun yer aldığı haber bültenini kaydedip görüntüyü savcılığa iletmesi üzerine açıldı. Haberde Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve aile hekimliği yapan Ömer Ekşi 13 Nisan'da Adana'nın Seyhan ilçesinde kurulan Demokratik Çözüm Çadırı'nda "Anadilde sağlık" konulu bir konuşma yaparken görünüyordu. Adana Özel Yetkili Savcısı Zeki Yalçın, hazırladığı iddianamede “Demokratik Çözüm Çadırı'nın Öcalan'ın talimatıyla açıldığını ve KCK belgelerinde de Sağlık Hakkı Komitesi'nden bahsedildiğini” savunarak, iki doktorun konuşmasının "örgüt propagandası" olduğunu öne sürüyor.

 

 

 

 


 

 

 



Hüseyin Edemir 1,5 yıl sonra serbest

 

Yasadışı örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 1,5 senedir Tekirdağ F tipi Cezaevi'nde tutuklu yargılanan Hüseyin Edemir ceza almasına rağmen serbest bırakıldı. Hüseyin Edemir hakkındaki tek delil, on yıl önce hukuka aykırı olarak yapılan bir aramada elde edildiği söylenen bilgisayar çıktısı belgeden oluşuyor. 23 Haziran’da Beşiktaş Adliyesi'nde görülen duruşmada savcının beraat kararı istemesine rağmen mahkeme heyeti Edemir'i örgütü üyesi olmaktan suçlu buldu; 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti. Bununla birlikte temyiz süreci açıldığı için Edemir'in tahliyesine karar verildi.

 

 

 

 


 

 

 


Ölen kızının fotoğrafına dava açıldı

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Malatya’da yapılan yürüyüş esnasında ölüm orucunda ölen kızının fotoğrafını taşıyan 57 yaşındaki Hatice Harman hakkında dava açıldı. Başsavcılık, Harman’ın Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2′nci maddesine göre, ‘yasadışı örgüt propagandası yapmak’ suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcılık kararına neden olan polis tutanaklarında, DHKP-C üyesi Feride Harman’ın, örgüt tarafından devrim şehidi olarak sahiplenildiği vurgulandı. Özel Yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen dava Temmuz ayında başlanacak.

 

 

 

 


 

 

 


Destekçileri de yargılanıyor

 

Başbakan Erdoğan’ın katıldığı 14 Mart 2010’da Roman Çalıştayı’nda açtıkları “Parasız eğitim istiyoruz” yazılı pankart sebebiyle yargılanan Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz’a destek olan yedi üniversiteliye de dava açıldı. 6 Mayıs 2011 günü Edirne Gençlik Derneği (EGD) üyesi yedi üniversiteli Tüzer ve Yılmaz’a destek için Edirne İlhan Koman Parkı’nda toplanıp çadır kurmuş ve yedi günlük açlık grevine başlamıştı. “Parasız eğitim istiyoruz”, “Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz’ın serbest bırakılması için yedi günlük açlık grevindeyiz” şeklinde bildiriler dağıtan öğrenciler gözaltına alınmıştı. Yedi öğrenci, herhangi bir hüküm giymemiş Tüzer ile Yılmaz’a destek oldukları için ‘suçu ve suçluyu övmek’le suçlanıyorlar. Savcı Sami Kerpiççi, 12 Mayıs günü hazırladığı iddianamede, gençlerin “görevlilere karşı direndiklerini, eylemin ifade özgürlüğü sınırlarını aşarak başkasının özgürlüklerinin kısıtlanmasına sebebiyet verdiğini” ve “suçu ve suçluyu övme eyleminde bulunduklarını” öne sürüyor.

 

Yılmaz ve Tüzer'in serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasına aydınlar, sanatçılar ve akademisyenler destek verdi. İmza metninde parasız eğitim istemenin suç olmadığı söyleniyor ve tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması talep ediliyor.

 

 

 

 


 

 

 



Hapishanede ‘gereksiz yere slogan’ cezası

 

Sincan 1 No'lu F tipi Cezaevi'nde 63 tutuklu ve mahkuma 1 Mayıs'ta ‘gereksiz yere slogan atıp marş söyledikleri’ gerekçesiyle soruşturma açıldı. Tutanak sonucu Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu, 63 kişiye ceza verdi. Kurul, 6 kişiye ‘1 ay ziyaretçi kabullünden yoksun bırakma’ cezası verirken, 57 mahpusu ise ‘1 ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma’ cezasına çarptırdı. Kurul, bu kararını, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunu’na dayandırdı.

 

Mahpuslar kurulun kararına itiraz ederek, devletin 1 Mayıs’ı bayram olarak kabul ettiğini hatırlattı. İtiraz dilekçesinde 1 Mayıs kutlamasının suç olarak gösterilmeye çalışıldığı, 1 Mayıs’ın bütün dünyada marşlar ve sloganlarla kutlandığı ifade edildi.  Sanık avukatı Evrim Deniz Karatana da ‘gereksiz’ tanımlamasının ve verilen cezanın keyfiliğine dikkat çekti.

 

 

 


 

 



Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları

 

Sanık                               : Şiar Rişvanoğlu

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Haziran, saat: 09:50

Açıklama                            : İlgili dava, Avukat Şiar Rişvanoğlu hakkında, 1, 2 ve 3 Mayıs 2010 tarihlerinde ROJ Tv'de yaptığı konuşmaları nedeniyle açıldı. Rişvanoğlu, TMK 7. maddeden yargılanıyor.

 

Sanık                               : Halil Savda, Mehmet Atak, Fahri Fatih Tezcan, Ahmet Aydemir, Davut Erkan

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi, 29 Haziran, saat: 14:00

Açıklama                            : İlgili dava, Vicdani retçi Enver Aydemir'in Eskişehir Askeri Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı duruşmaya destek için giden beş kişi hakkında TCK 318. maddeden açıldı. Yargılanacaklar arasında vicdani retçi Aydemir'in babası Ahmet Aydemir ile avukatı Davut Erkan da bulunuyor.

 

Davacı                            : Dengir Mir Mehmet Fırat

Davalı                             : Hacı Boğatekin

Mahkeme ve duruşma tarihi  : Gerger Asliye Hukuk Mahkemesi, 30 Haziran, saat: 11:30

Açıklama                            : İlgili davayı, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Adana milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, 20 Eylül 2009’da Gerger Fırat gazetesinde yayınlanan "Aman Miro Aman Piro" başlıklı yazıda "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu"nu ileri sürerek Hacı Boğatekin’e karşı açtı.

 

 

 


 

 

 


Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:

 

·         İsmail Saymaz'ın Radikal gazetesinde yaptığı "Ergenekon'da aşk oyunu", " Ergenekon savcısı hakimi de dinledi" başlıklı haberlerde, dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün ile HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'in teknik takibe takıldığını haberleştirdiği için TCK 125, 285, 288. maddelerden Hasan Çakkalkurt’la beraber yargılandıkları dava İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davayı, aynı gerekçeyle açılmış diğer dosyayla birleştiren mahkeme, duruşmayı 23 Kasım saat 11:10’a erteledi.

 

·         Kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP)'nin yöneticisi ve üyesi olan, Orhan Miroğlu, Tuncer Bakırhan, Sedat Yurttaş, Leyla Zana’nın da aralarında bulunduğu 34 kişinin kapatma davasına konu yapılan olaylar nedeniyle yargılandıkları dava Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklardan Leyla Zana’nın milletvekili seçildiğini belirten avukatlarının talebi üzerine mahkeme, milletvekilliği durumunun YSK’ya sorulmasına karar vererek duruşmayı 1 Kasım, saat 10:10’a erteledi.

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.