Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Hemingway’i FBI mı öldürdü?



Toplam oy: 1051
Ernest Hemingway’i ihtihara sürükleyen bir teori daha ortaya atıldı. Bu iddiaya göre Nobel ödüllü yazarı derin bir kedere sürükleyen şeylerden biri de FBI tarafından takip edilmekmiş

 

 

 

 

 

50 yıldır, edebiyat gazetecileri, psikologlar ve biyografi yazarları, Ernest Hemingway’in Idaho’daki evinde, karısı uyurken, kendini vurarak canına kıymasının nedenlerini araştırıyor. Bazıları, Hemingway’in yazı kariyerinin en güzel günlerinin sona ermesinin yarattığı depresyonu suçlarken; bazıları, kişilik bozukluğundan mustarip olduğunu söylüyor.

 

 

Fakat şimdi, hayatının son 13 yılında Hemingway’in arkadaşı ve ortağı, evvelden Nobel ödüllü yazarın paranoid sanrısı olarak üzerinde durmadığı ama Hemingway’i intihara sürekleyebileceğini düşündüğü farklı bir etken ortaya attı. Buna göre Hemingway, Küba’yla bağlantılarından şüphelenen John Edgar Hoover’ın FBI’ı tarafından uzun süre takip edildiğinin farkındaydı ve bu da Hemingway’i intiharın eşiğine süreklemiş olabilir.

 

 

Hemingway’in ölümünün 50’nci yılında New York Times’a yazan Papa Hemingway ve Hemingway and His World eserlerinin yazarı A.E. Hotchner, FBI’ın takibinin Hemingway’in derin bir kedere düşmesine ve intihar etmesine büyük ölçüde yol açmış olabileceğini söyledi ve arkadaşının FBI’dan korkmasını, ne yazık ki, yanlış değerlendirdiğini sözlerine ekledi.

 

 

Bu yeni değerlendirme, yazarının takip edildiğinden korkması ve ilk kez su yüzüne çıkan FBI tarafından takip edilmesinin yazıldığı Papa Hemingway kitabından dolayı önem arz ediyor.

 

 

Kasım 1960’da, Hotchner, Hemingway ve karısı Mary’yi Ketchum, Idaho’da geleneksel olarak her yıl yapılan keklik avı için ziyarete gittiğini yazıyor. “Hemingway tuhaf davranıyordu” diye yazan Hotchner, “Ernest ve arkadaşımız Duke MacMullen Shoshone, Idaho’dan Ketchum’a giden trende tanıştıklarında, genelde yaptığımız gibi istasyonun karşısındaki barda duraklamadık, çünkü Ernest, yola çıkmak için sabırsızlanıyordu. Acelesinin nedenini sordum, Ajanlar dedi.”

 

“Ne?”

 

 

“Bütün yol peşimizden geldiler. Duke’e sor.”

 

 

“Pekala, Hailey’den beri arkamızda bir araba var.”

 

 

“FBI ajanları niçin takip ediyor seni,” diye sordum.

 

 

“Çok berbat. Kahrolası. Her şeyi takip ediyorlar. Duke’ün arabasını kullandığımız için. Benimki takip ediliyor, her şey takip ediliyor. Telefon kullanamıyorum. Posta engelli.”

 

 

Sessizce yol aldık uzun süre. Ketchum’a girerken, Ernest sessizce söyledi: “Duke, kenara çek. Işıkları kapat.” Sokağın karşısındaki bankaya dikkatle baktı. İçeride iki adam çalışıyordu. “O ne,” diye sordum.

 

 

“Denetçiler. FBI, hesabımı kontrol etmeleri için tuttu onları” dedi.

 

 

“Nerden biliyorsun?”

 

 

“Gecenin bir vaktinde iki denetçi neden çalışıyor? Elbette benim hesabım.”

 

 

Bu ziyaret süresince, FBI tarafından takip edildiğinden yalnızca bir kez şikayet etmemiş Hemingway. Hotchner’in ziyaretinin son günü Hemingway ve karısıyla yedikleri akşam yemeğinde

 

 

Hemingway, FBI ajanları olarak tanımladığı iki adamı göstermiş barda. Hemingway’in Minnesota’da Mayo kiliniğine kaldırılıp elektro şok tedavisi almasına ve taburcu olmasını takip eden günlerde giriştiği birkaç başarısız intihar girişimiyle birçokları Hemingway’in FBI ile ilgili şikâyetlerini büyük ölçüde kuruntu olarak değerlendirdi.

 

 

1980’li yıllarda, Hemingway’in FBI dosyası, bilgi edinme hakkını takiben, Colorado Üniversitesi’nden Jeffrey Myers adında bir akademisyenin talebiyle açıklandı. Dosya, savaş zamanında anti faşist bir hafiye örgütü kurma girişiminin de dâhil olduğu, Hemingway’e sıkı bir ilginin olduğunu ortaya çıkardı ve bu takibin 1960’da Mayo kliniğine kaldırılmasına kadar devam ettiğini gösterdi.

 

 

Gerçekten de 1961 yılının ocak ayında, Hemingway’i takip etmekle görevlendirilen özel ajan, Hoover’a Hemingway’in fiziksel ve mental olarak hasta olduğunu bildirmiş.

 

 

120 sayfadan fazla olan, fakat 15 sayfası ulusal güvenlik nedeniyle karalanan dosya ayrıca, Hoover’ın ve örgütün Hemingway’e ne kadar yakın ilgi gösterdiklerini de ortaya koyuyor. Hotchner’ın Hemingway’in şikâyetlerini ciddiye almamış olmasının ya da mental olarak rahatsızlık dönemine giren bir adam üzerinde bu takibin potansiyel olarak nasıl bir etki yaratacağını göz önünde bulundurmamasının verdiği pişmanlığı dillendirmesine neden olan bu dosyadaki ifşalar yeniden değerlendiriliyor.

 

 

Kaynak: Taraf

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.