Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

'Nova Üçlemesi'nin çevirmeni Sertabiboğlu: ‘İnsana yaklaşım değişmeli’



Toplam oy: 726
William S. Burroughs
Sel Yayıncılık
William S. Burroughs, ölümünden 14 yıl sonra Türkiye’de birilerini huzursuz etti. Belki de Burroughs’un umduğu oldu. Muzır Kurulu’na takılan üçlemenin ilk kitabının ardından diğer iki kitap da yayımlandı. Çevirmen Sertabiboğlu’na göre ise Türkiye’nin Burroughs’a ihtiyacı var: “Eşcinsellere, uyuşturucu kullananlara yaklaşım, insana yaklaşım değişmeli.”




Takım elbisesi, kemik çerçeveli gözlüğü, fötr şapkasıyla William Burroughs aslında tam da emekli bir öğretmene benziyor ama aldanmayın. 14 yıl önce bugün, 83 yaşında hayatını kaybeden silah ve uyuşturucu düşkünü bir eşcinsel olan Burroughs sıradışı bir yazar. Allen Gingsberg, Jack Kerouac gibi döneminin diğer “anti”leriyle Beat Kuşağı akımını başlatarak bildiğimiz edebiyatı altüst eden Burroughs’un hayatı da bir o kadar ilginç. Iggy Pop, Patti Smith, Kurt Cobain gibi rock tarihinin önemli şahsiyetleri onun dostları... Gus Van Sant’ın yönettiği “Drugstore Cowboy”da rol alan, en meşhur kitabı “Naked Lunch-Çıplak Şölen” David Correnberg tarafından sinemaya uyarlanan bir iştahlı bir gezgin...



‘YÖK zede’ bir çevirmen



Bilindiği üzre Türkiye’de Amerikan filolojisi bölümünde de okutulan cut–up (kes yapıştır) tekniğiyle yazdığı “Nova Üçlemesi”nin ilk kitabı “Yumuşak Makine” yazıldıktan 50 yıl sonra, Sel Yayınları tarafından Türkiye’de de yayımlandı ve “Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu” tarafından “muzır” bulundu. Davası süren kitabın ardından aynı kaderi paylaşmamasını umduğumuz üçlemenin diğer kitapları “Patlamış Bilet” ve “Nova Ekspresi”de piyasada.



Cut–up üçlemesinin çevirmeni olarak yargılanan Süha Sertabiboğlu ise aynı zamanda diş hekimi. İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde öğretim görevlisiyken 1985’te “YÖK zede” olan çevirmen, bugüne kadar aralarında “Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı”, “Dune”, “Sıska Bacaklar”ın da bulunduğu 39 kitap çevirdi. Son çevirdiği kitap ise Sel Yayıncılık'tan çıkacak yine bir Burroughs yapıtı: “Eğitimim”.



Yerleşik edebiyata karşı

 

Hal böyle olunca düzene ve yerleşik ahlak sistemine başkaldıran Beat Kuşağı’nın önde gelen yazarlarından Burroughs’u “Türk yargısının hoşlanmayacağı bir adam” olarak tanımlayan çevirmeniyle konuşmak da kaçınılmaz oldu.

 

Sertabiboğlu, 1950’lerde Beat Kuşağı ile birlikte “tarihsel bir dönem yazını” oluştuğunu söylüyor. “Hemen beş yıl önce Avrupa’da milyonlarca insanın birbirini boğazladığı, Almanların milyonlarca Yahudiyi, Amerikalıların binlerce Japon’u yaktığı, insanlık değerinin ayaklar altına alındığı bir süreçten geçilmiş. Bir de Amerikalılar ‘Amerikan rüyası’ diye bir balon salıyorlar ortalığa. ‘Güçlü Amerika, her şeye kadir Amerika.’ Tutucu Protestan ahlakı iyice azmış. Buna bir tepki olarak balonu patlatmaya yeltenen Beat Kuşağı çıkıyor ortaya.”

 

Beat Kuşağı’nın edebiyatını ise şu sözlerle tanımlıyor: “Beat Kuşağı’na göre edebiyat, okuyucuyu ‘tavlamak’ için süslü cümleler kullanır. Klasik edebiyat kuralları yerine, kırılma yaratarak başka bir yoldan gitmişler.”

 

Burroughs da cut–up üçlemesini böyle yazıyor, yerleşik edebiyatla dalga geçiyor. Cümlelerin çoğunun sonunda bir anlam yok. Anlatılanların “saçmalık” ya da esrar çekmiş bir adamın sayıklamaları gibi durduğunu ancak bunun bir altyapısı olduğunu belirtiyor Sertabiboğlu. “Ucu bucağı belirsiz bir altyapı. Teyp bantlarını kesip yapıştırmaktan esinlenerek; fikirleri, kavramları kesip karmakarışık hale getirip insanın başını döndüren, sersemletici metinler çıkarmış ortaya. Cinsel ilişki betimlemeleri de iğrenç. Güzel, hoş duygular uyandırmak değil amaç. Aslında Burroughs şöyle diyor: Sizin uygarlığınızın da, edebiyatınız da, ahlakınızın da...”

Zaten ona göre tuhaf olan da deneysel ya da karşı edebiyat diye nitelenen bu yazın türünün Muzır Kurulu’ndaki “edebiyat eleştirmenleri” tarafından anlam bütünlüğü olmayan bölük pörçük bir metin olarak tanımlanması. “Asıl amaçlanan da bu zaten. Anlam bütünlüğünü bozmak.”

Burroughs Muzır Kurulu’nun dışında Sertabiboğlu’nu da sarsmış. Kitabı ilk eline aldığında neyle karşı karşıya olduğunu görünce şaşırmış.“Her okuyanda aynı tepkiyi uyandırır. Anlaması ve okuması zor bir metin. Bu fiil hangi özneye ait? Bu sıfat hangi nesneyi niteliyor? Bu cümleler nerede başlayıp nerede bitiyor? Bunları bulmak çok zor. Bugüne kadar en çok zorlandığım metin oldu. Çevirinin zorluğu da hâlâ mahkeme koridorlarında devam ediyor” diyor.

 

Sertabiboğlu Türkiye’nin Burroughs’a ihtiyacı olduğunu ekliyor. “Kafaların belden yukarı kaldırılmasını engelleyen çağrışım zincirleri var. Türkiye’nin sarsılmaya ihtiyacı var. Çağrışım zincirlerinin kırılması lazım. Eşcinsellere, uyuşturucu kullananlara yaklaşım, insana yaklaşım değişmeli.”

 

Haber: Ayşegül Özbek, Cumhuriyet

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.