Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Radikal Gazetesi Hulki Aktunç’tan Özür Dilesin!



Toplam oy: 791
Ortada ölüm, yas gibi trajik bir durum olunca, patavatsızlıkla yaratıcılık arasında sınır bulanıklaşıyor. Gerisi mi buz gibi bir hava ve utanma duygusu oluyor.

 

 

1 Temmuz 2011 tarihli Radikal gazetesinin, 29 Haziran 2011 günü hayatını kaybeden yazar ve şair, Hulki Aktunç’un ölüm haberini,“Argonun şairi ‘mortu çekti’” başlığıyla ilk sayfasından duyurması, tepkilere neden oldu. Radikal'in başlığını ‘hakaret’ olarak görenler, Facebook’ta “Radikal Gazetesi Hulki Aktunç’tan Özür Dilesin Diyenler” adıyla bir grup kurdu.



“Mortu çekmek” sözünün hakaret olduğunu hatırlatan şair küçük İskender, “Aynı zamanda Hulki Bey argo şiir hiç yazmadı ki ‘argonun şairi’ diye anılsın. Kendisi sadece Argo Sözlüğü diye çok büyük bir çalışma yaptı. Kendisini hiç tanımadıkları da ortaya çıktı. İki ayıp var ortada aslında. Küçücük bir özür yayımlasalar konu kapanacak aslında” dedi.



Birgün gazetesindeki köşe yazısında konuya değinen Ali Şimşek, "Radikal Kültür-Sanat editörlerinin bu yaratıcılığı geri teperken, insanın aklına kavram merkezli bir buluşçuluğun ve ölüm karşısındaki etik bir duruşun sınırlarını da göstermiş oldu. Protesto ve özür beklentili metne imza atanlar, en az editörler kadar buluşun ve kavramın farkındalar elbette. Ben bir kültür-sanat editörü olarak, elbette editörlerde depreşen yaratıcılık hissini anlıyorum. Bir haberi sayfaya yayarken, onu en ilgi çekici vermenin yollarını biz de arıyoruz çoğu zaman. Ama ortada ölüm, yas gibi trajik bir durum olunca, patavatsızlıkla yaratıcılık arasında sınır bulanıklaşıyor. Aslında sorunun önemli kısmı günümüzde yaygın olan trajik olana uzaklıkla ilgili. Günümüzde insanları önemli bir kısmı trajik olanı hep başkasının başına gelen bir şey olarak görme eğiliminde; yani onlar ancak gazetelerin  3. sayfaları kadar uzak hayatlarına. O kadar alaycıyız ki, trajik bir olay karşısında nasıl tepki vereceğimizi bilmiyoruz; onu bile bir şakaya dönüştürüveriyoruz. Gerisi mi buz gibi bir hava ve utanma duygusu oluyor." yorumunda bulundu.



Aralarında pek çok edebiyatçının da bulunduğu 200 kadar Hulki Aktunç dostu ve okuru tarafından imzalanan Radikal’den özür bekleyen grubun imza metnini ise Yazar Vural Bahadır Bayrıl kaleme almış. Metinde şunlar dillendiriliyor:




Özür Bekliyoruz

 

Üzüntümüz henüz çok taze. Yaramız hâlâ açık. Kanıyor. Hulki Aktunç aramızdan ayrılalı on gün bile olmadı. Biz, Hulki Aktunç’un dostları, arkadaşları, sevenleri ve okurları bu şok ile boğuşurken üzüntümüze bir “densizliği” düzeltme yükü de eklendi. Anlatalım: 1 Temmuz Cuma tarihli Radikal gazetesinde Hulki Aktunç’un ölümü şu spotla verilmiş: Argonun şairi ‘mortu çekti’. Aktunç’u kaybettik. O gün bir çoğumuz cenazedeydik, acıdan kaskatıydık, gazetelere bakamamıştık. Cenazenin ertesi gününden itibaren dostlarımız, arkadaşlarımız tarafından uyarıldık. İnanamadık. Herhalde bir yanlışlık vardır diye düşündü birçoğumuz.  Abartılmıştır dedik. Fakat, gazete kupürü elimize geçtiğinde kala kaldık. Hulki Aktunç meğer “argo’nun şairiymiş”!.. Üstelik de “mortu çekmiş”. Bir pop gençlik dergisinde, havai bir internet sitesi yazısında olsa belki “cehalet”, “cinlik yapmak”, “espri patlamak” olarak görüp yine kızacağımız bir spotu, günlük bir gazetenin manşetinde görmek açıkçası hepimizin içini burktu. Bunu bir de kültüre, sanata geniş yer veren, duyarlı davranır görünen Radikal de okumak hepimizi ürküttü. Açıklayalım: Ümit Ünal bir yazısında “İncelik… Günümüzün her ne pahasına olursa olsun yiyecek zincirinde yer kapmak isteyen haydutlar toplumunda neredeyse “zayıflık”la eş tutulan ve bir tür hakarete dönüşmesine ramak kalmış bu sözcük bence Hulki Bey’i çok güzel anlatıyordu.” diye söz etmişti O’ndan… Hepimizin yakından bildiği inceliği, zarif hınzırlığıyla tanıdığımız Hulki Aktunç’a hem de ölümü sırasında gösterilen bu kabalık, bu nadanlık, sarsıcı oldu bizler için.  Ama birden bire bu gerçeğin de somutlandığını gördük.  “Her ne pahasına olursa olsun yiyecek zincirinde yer kapmak isteyen” o zihniyet sırıtarak, yıvışık bir yüzle çıkıvermişti karşımıza. Apaçık. Net. Dupduru. Böyle bir spot ancak böyle bir zihniyetin hüküm sürdüğü, sürekli beslendiği, yeşerdiği topraklardan çıkabilirdi, çıkmıştı ve işte tam karşımızda duruyordu. Eyüp Can ve Cem Erciyes, siz baylar, biriniz bu spotun yer aldığı gazetenin Genel Yayın Yönetmeni, diğeriniz ise Kültür-Sanat editörüsünüz. Bu spotun maddi ve manevi sorumluluğu ikinizin omuzları üzerindedir. Derhal ama derhal, bu sorumluluğun gereğini yerine getiriniz.   Hulki Aktunç’un ailesinden, arkadaş ve dostlarından ve okurlarından özür dileyiniz. Derhal.




Metni imzalayanlar



Bahadır Bayrıl, Küçük İskender, Bülent Güldal, Saliha Yadigar, Gülce Başer, Mehmet Sadık Kırımlı, Seyhan Erözçelik, Osman Namdar,  Ali Galip Yener, Hamdi Özyurt, Mustafa Ergin Kılıç, Ertuğrul Özüaydın (Patika Dergisi), Ahmet Günbaş, Hüseyin Peker, Hüseyin Alemdar, Şeymus Ay, Bülent Parlak, Cem Mehmet Eren, Göknil Akdağ, Zeki Etferat, Servet Salih Gören, Mine Öğünç, Y. Teoman Serinkaya, Aysun Kaya Sezer, Ümran Ersin, Erdinç Durukan, Deniz Cansever, Alper Akşit, Eşref Karadağ, Hakan Hakkı Cankatan, İbrahim Sarp Baysu, Halil İbrahim Allak, Ömer Akay, Özcan Öztürk, Perihan Baykal, Saime Kırındı, Zeliha Demirel, Yücelay Sal, Metin Fındıkçı, Dündar Biçer, Esen Yel, Ersin Erbay, Mustafa Durak, Mustafa Fırat, Hilal Karahan, Berna Olgaç, Hüseyin Köse, Tuğba Gürelli, Şükran Belen, Eren Aysan, Serap Erdoğan, Nilay Özer, Aziz Kemal Hızıroğlu, Ahmet İnam, Fuat Çiftçi, Aylin Eroğlu, Ahmet Ada, Serap Erdoğan, Nisan Serap, Eşref Karadağ, Nucan Acır, Zeki Çelik, Attila Elüstün, Lal Ruby, Ayşegül Ergüz, Esra Ceren Erdoğan, Aydoğan Yavaşlı, Vildan Çetin, Hande Gürel, Sanberk İstanbul, Aydın Uysal, Bünyamin Gürel, Zeliha Demirel, Şener Sonuşen, İrfan Çınar, Ayfer Şimşek, Hüseyin Diktaş, Şaban Özdemir, Oktay Albayram, Kısmet Demirdöven, Uğur Ayrancı, Kerem Bereketoğlu, Gözde Eldemir, Aslı Durak, Mehmet Göker, Füsun Dur, Pelin Yılmaz, Halil İbrahim Allak, Süleyman Yıltarak, Ömer Örnek, Mehmet Emin Binici, Coşkun Dere, Burcu Amil, Ali İhsan, Arda Çelik, Hakan Çörtoğlu, Deniz Cansever, Oktay Şafak, Füsun Öcal, Ayşe Özkan, Özenç Göllücü, Aysun Kara Sözer, Suat Hayri Küçük, Fatoş Kuduğ, İlhan Doğruyol, Zafer Doruk, Coşkun Dere, Ali İhsan Arda Çelik, Hakan Çörtoğlu, Deniz Cansever, Sevgi Yıldız, Oktay Şafak, Füsun Öcal, Ayşe Özkan, Özenç Göllücü, Aysun Kara Sözer, Suat Hayri Küçük, Fatoş Kuduğ, İlhan Doğruyol, Zafer Doruk, Hüseyin Köylü, Hüseyin Avni Salpat, Faruk Mungan, Nevin Kalafatoğlu, İrem Sivrikaya Üsdiken, Mehmet Ferhan Çetin, İzzet Buğra Cansev, Orhan İnce, Ayşe Arslan, Cem Sancı, Rabia Uzun, Hakan Hakkı Cankatan, Seyhan Uygur, Hüseyin Saracoğlu, Mürgan Bayramoğlu, Mustafa Kemal Erdemol, Özlem Deli, Fatma Der, Onuray Dalgıç, Esel Arslan, Ali Can Polat, Sabahat Yavuz, Nilgün Fedakar, Gülçin Öz, Şengül Can, Celal Çalık, Işık Alaeddinoğlu, Semih Ökgünel, Ayşegül Fertelli, Eşref Karadağ, Nuran Barengi, Deniz ışık, Zehra Taşan Nebioğlu, Cafer Çelik, Nilgün Heimatlos, Sevinç Ergiydiren, Fer Yal, Duru Çevik, Yasemin Gürçük, Zuhal Taşan, Zeynep özkaya, Mustafa Taşkeser, Yiğit Kalcı, Nergis Şahin Burdur, Özgün Demirtaş, Mehmet Sarıoğlu, Güler Güngör, Murat Süslü, Alper Akşit, Enver Özgün Erdem, Tülin Dursun, Saime Kırındı, Ümit Manav, Aydan Ay, Kaya Sel, Ömer Faruk Eryılmaz, Ömer Türkoğlu, Gamze Kaya, Hüseyin Diktaş, Ümran Ersin, İlayda, Erdinç Durukan, Melek Özgün, Ramazan Yıldız, Gülcan Yılmaz, Mine Köken, Fatma Burçak, Meltem Bertan, Sıtkı Uğurlu, Zeynep Güneş, Elmas Altındağ, Leyla Sevil Olgun, Züleyha Arslan, Sena Demirel, Efnan Dervişoğlu, Ali Fuat, Belma Akın, Dündar Biçer, Mustafa Hallaç, Eser Coşkun, Seda Coşkun, Azatlı Mihrişah, Obi Kaye, Kerem Han Dağıstanlı, Samet Cenan, Hatice Sevgi Erdem, Uğur Ayrancı, Kerem Bereketoğlu, Suavi Cem, Rabia Deveci, Dila Akduman, Nurten Uyar, Mehmet Akif Ertaş, Muhip Süeltürk, Fettah Köleli, Kıran Hüseyin, Cüneyt Özkurnaz, Nesibe Maraşlı, Serdar Başçetin, Veysel Kebanlı, Kenan Yücel, Aysun Kara Sezer, Ender Atik, Tarık Ülke, Osman Namdar, Suat Öney, Yücelay Sal, Ali Kocaoğlu, Samet Cenan, Hülya Tahiroğlu, Mukaddes Akyol, İlkay Tuna, Haluk Işık, Perihan Turhan

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.