Gün geçmiyor ki, edebiyat birilerince daha "sakıncalı" bulunmasın. Bu kez sıra İzmir Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde.
Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar kitabının bazı bölümleri, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından sakıncalı bulundu. 3 Aralık'ta toplanan Komisyon Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayıyla yıllardır liselerde okutulan ve 100 Temel Eser arasında yer alan kitabın bazı sayfalarının "ahlaki olmayan" bölümler içerdiğine karar vererek, Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurdu.
Konuyla ilgili Sel Yayıncılık'ın yaptığı basın açıklaması ve raporun bir kopyası şöyle:
Enis Batur’un Elma’sı kapağındaki Courbet tablosundan dolayı yargılanmaya başladığında şaşırmıştık, Metin Üstündağ’ın haftalık Penguen’de yıllardır çizdiği Pazar Sevişgenleri albümleri yargılanınca gülmüş, “dünya kültür mirası” listesindeki Fransız şair Guillaume Apollinaire’nin CinSel Kitaplar serisinden yayınlanan kitabı Genç Bir Don Juan’ın Maceraları cinsellikle suçlanınca kızmıştık. William Burroughs’un yerleşik edebiyat kalıplarını zorlayarak yazdığı üstelik tam da bunun için yaptığını beyan ettiği Yumuşak Makine “konu ve anlam bütünlüğüne aykırılık” gerekçesiyle yargılandığında ise artık bu mantığı anladığımızı zannediyorduk. Ta ki edebiyat öğretmenlerinin John Steinbeck’i de “gayri ahlaki” bulduklarını okuyana kadar.
Steinbeck’in dünya edebiyatındaki yerinden, Fareler ve İnsanlar’ın edebiyat ve hatta sinema tarihindeki öneminden bahsedecek değiliz. Asıl tartışılması gereken sanırız, işleri zaten önlerine gelen kitapları bir gerekçe bularak, kendilerini komik duruma düşürmek pahasına, başlarına iş açmamak adına anlamsız bir rapor yazıp mahkemeye göndermekle yükümlü, bunun için maaş alan ve olumsuz prensibiyle çalışan TC Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu yerine, bir şehirde, İzmir’de, lise edebiyat öğretmenlerinin oturup, bir kitabın iki sayfasını raporlandırarak yasaklanmasını, sansürlenmesini devletten talep etmeleridir. Üstelik telifli bir kitabın tek bir yayıncısının olabileceğini gibi temel bir okur bilgisinden bile yoksunlukla, kitabın eski baskılarından da sayfa numaraları örneklendirerek, gerekçelerini sağlamlaştırmaya çalışıyorlar, takdir edilesi bir çaba.
Bu artık her eserin, kitabın, filmin klasikleşmiş, evrensel bir referans haline gelmiş, insanların zihinlerinde yer etmiş denmesine bakmadan herhangi birilerinin o tanımsız ve son derece öznel “ahlak” kriterlerine uygunsuzluk nedeniyle yargılanabileceği, sansürlenebileceği ya da yasaklanabileceğinin son göstergesidir.
Fazla söze gerek yok,
SEL YAYINCILIK
Yeni yorum gönder