Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

“Muzır bulunacağım aklımın ucundan bile geçmemişti”



Toplam oy: 839

 

 

 

Henüz iki sayısı yayımlanmış aylık bir mizah dergisi olan Harakiri, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun aldığı karar sonucu, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. Muzır Kurulu, Harakiri’nin poşet içinde satılmasını, satış gelirinin yüzde kırkını ise kamuya vermesini kararlaştırdı. Kurul’un verdiği karardaki değerlendirme bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

 

 

 

“Çizgi resim ve fotoroman türündeki çizim ve anlatımların, çocuklarımız üzerinde daha etkili olduğu, bu tür yayınlarda, dergide olduğu gibi evlilik dışı ilişkileri özendirir biçimde karikatürize çizimlere ve fotoromanlara yer verildiği, cinsel görselliğin öne çıkarılarak kadının cinsel meta olarak algılanmasına yol açacağı kuşkusuzdur. Söz konusu derginin, küçüklerin yetişmelerinde menfi yönde etkide bulunacağı, buna ilaveten derginin içeriğinin haber ve sanat niteliğinin ağırlığını taşımadığı, asıl ağırlığın çıplaklığa yöneltilmiş olduğu kanaatine varılmıştır.”

 

 

 

Milliyet gazetesinden Mehveş Evin, Muzır Kurulu’nun verdiği bu kararın ayrıntılarını, derginin sahibi ve yazı işleri müdürü Tuncay Akgün ile görüştü:

 

 

Sizce neden bu karar alındı?

 

İnsanın aklına önce cinsel içerikli bir şey olduğu geliyor. Ancak karar elimize ulaşınca gördük ki daha çok takıldıkları şeyler, balonların içindeki yazılar. “Evlilik dışı ilişkiyi özendiren, aile hayatını tehdit eden” gibi gerekçeler sunulmuş...

 


Peki siz ne yaptınız?

 

Yürütmeyi durdurma kararı almaya çalışıyoruz, ardından karşı dava açacağız. İlk etapta para cezası isteniyor. Bu da sattığı değil, dağıtıldığı miktarın yüzde 40’ı artı KDV. 10 Temmuz’da süre doluyor.



Cezayı ödeyip yayına devam edecek misiniz?

 

Kapatmayı ciddi ciddi düşünüyoruz... Çünkü para cezası üç kere uygulandıktan sonra Muzır Kurulu doğrudan poşete sokuyor. Bu durumda yayın hayatını sürdürme imkânı yok. Poşet kararı, aslında aylık porno dergileri için veriliyor. Poşete girdiğin andan itibaren reklam yapamıyor, bayide tezgâh altına giriyorsun. Ayrıca 18 yaşın altındaki küçüklere satamıyorsun. Üstelik gelirin yüzde 25’ini Toplu Konut Fonu’na ödemek zorundasın. Yani poşet parası bile çıkmaz.

 


Daha önce bir mizah dergisi için böyle bir karar verildi mi?

 

 

Şimdiye kadar pek çok para cezası davamız oldu. Başbakan, 50 milyar TL’lik bir dava açtı. Daha önce hapis cezaları da aldık. Fakat poşete sokma kararı bir ilk. Benim gördüğüm en ağır karar! Çünkü ifade özgürlüğüne aykırı, 12 Eylül Anayasası’na bile aykırı.

 


Neden ifade özgürlüğüne aykırı?

 

Mesele cinsellik değil, bir zihniyetin dayatılması. Bu gerekçeyi dikkate alırsanız hiçbir şey yazıp çizemezsiniz. Kendisini liberal demokrat olarak pompalayanların, “özgürleşeceğiz” beklentilerine aykırı uygulamalar var. Son bir yılda internete getirilen sınırlamalar, yayınlanan genelgeler, Kadın Bakanlığı’nın kaldırılmasının bile rastlantı olduğunu düşünmüyorum.

 

 

Sizinle beraber “Size” dergisine de aynı ceza geldi. Muzır Kurulu, her yayına aynı cezayı verebilir mi? Malum, piyasadaki her dergide bu kapsama sokulabilecek şeyler var...

 

Muzır Kurulu 1927’de kurulmuş. 1986’da son şeklini almış. Sadece aylık dergilere uygulanıyor. Haftalık yayınlar için başka bir düzenleme var. Şimdi kalkıp haftalık yayına çevireyim desen olmaz, derginin tüm kimyası aylık olmak üzere kurgulanmış.


Medyanın tavrı ne oldu?

 

Durum çok ciddi olduğu halde yeterince ele alınmadı ve tepki oluşmadı. Sınırlı sayıda köşe yazarı bahsetti, kimin başına geldiği konusunda cimri davranıp derginin adını vermediler. Anlamakta güçlük çekiyorum. Ayrıca bu kararla ilgili derin bir bilgisizlik söz konusu.

 


Dergiyi hazırlarken “muzır” bulunabileceğinizi düşündünüz mü?

 

Aklımın ucundan bile geçmedi...

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.