‘Behzat Ç.’ ile bir ayıbı hatırlatmak
Televizyon ekranlarında geniş bir izleyici kitlesine ulaşan“Behzat Ç. - Bir Ankara Polisiyesi ” dizisi, önceki akşam yayınlanan son bölümünde özel bir senaryoyla ekranlardaydı. Hrant Dink cinayetine benzer bir hikâyeyle kurgulanan bölümde, Prof. Barış Öncü adında bir öğretim görevlisinin 17 yaşında, beyaz bereli bir genç tarafından katledilişi anlatılıyordu.
Dink cinayetinin çözüm süreçlerine de göndermeler yapan dizi, henüz yayındayken sosyal paylaşım sitelerinde, ardından da pek çok internet sitesinde gündeme geldi. Biz de Behzat Ç. hikâyesinin sahibi, yazar Emrah Serbes’e ve dizinin senaristi Ercan Mehmet Erdem’e ulaşıp görüşlerini aldık.
- ‘Behzat Ç.’ türü itibarıyla polisiye içerikli bir dizi. Yer yer siyasi cinayetlere yer veren bölümleri olmasına rağmen 16. son bölümü Hrant Dink cinayetine göndermelerle dolu bir senaryoyla izleyiciyle buluştu. Bu bölüm kitaptan farklı bir senaryoya sahip! Bir de tabii, Dink’in öldürülüşünün yıldönümü haftasında böyle bir senaryo tesadüf olamaz, değil mi?
EMRAH SERBES: Evet. Ercan’la böyle bir bölüm yazma kararını bir ay önce verdik. Hazırlık ve yazım sürecini de biraz daha uzun tuttuk.
ERCAN MEHMET ERDEM: Çünkü özel bir bölüm olmasını istedik.
- ‘Son Hafriyat’ adlı kitabınız da Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in ‘Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşim’ cümlesiyle başlıyordu...
SERBES - Hâlâ geçerli o sözler. Daha beteri, bir bebekten bir katil yaratıldığı gibi, bir katilden de bir çocuk yaratılmaya çalışıldı bu süreçte. Ağabeylere dokunulmadı, jandarma ve emniyet içindeki bağlantıların üstüne gidilmedi. Hrant Dink cinayeti aydınlatılmadığı sürece, hiç kimsenin başı dik gezmeye hakkı yok bu ülkede.
- Sanıyorum sadece Hrant Dink’e gönderme yoktu bu bölümde, öldürülen karakterin kimliği (tarih bölümü öğretim görevlisi) ve öldürüldüğü şehir (Ankara) başka suikastları da anımsatacak ayrıntılar taşıyordu...
ERDEM - Ankara acı hatıralara sahip bu konuda, biz dolaylı olarak Hrant Dink’e gönderme yapmış olsak da, diğer üstü örtülmüş cinayetler de akla geliyor ister istemez.
SERBES - Bir de Baskın Oran, İbrahim Kaboğlu gibi akademisyenlere yapılan baskıları düşünün. Bir konuya değinmek için illa birinin öldürülmesi gerekmiyor.
- Son dönemde diziler Türkiye’nin gündemini de belirliyor, çeşitli tartışmalara neden oluyor. Siz de diziye tepki bekliyor musunuz?
ERDEM - Her türlü tepki olabilir. Kimin nerede durduğunu anlamamızı sağlar bu tür hikâyeler. Biz insanlık onurunun, değerlerinin yanında saf tutuyoruz. Kimliğinden çok vicdanıyla hareket eden insanlarız. Yaklaşımı bunun tersi olan insanlar çıkacaktır. Diziyle bir şeyler değiştirilmez, hatırlatılır. Biz bir ayıbı hatırlatmaya çalıştık.
- Dizinin bu son bölümü yayımlandığı dakikalarda sosyal paylaşım sitelerinde birçok görüş ifade edildi. Siz popüler medyayı bu anlamda bir araç olarak görüyor musunuz?
SERBES - Asıl mecralarda gösterilmesi gereken tepkinin sanal alanlara kayması biraz acı bir gerçek. Sosyal medya bir söylem aracı, ama yalancı bir rahatlama yaşanıyor. Bu dava, Facebook’ta profil fotoğrafına Hrant Dink resmi koymakla çözülmeyecek. Hrant Dink sokakta vuruldu, çözüm de oradan gelecek.
- Behzat Ç. karakteri hakkında Ankara Emniyet Müdürü geçen hafta “Behzat Ç.’yi sadece televizyon dizisi olarak değerlendirmek gerekir. O dizideki uygulamaların bizim mesleğimizle alakası yok. O uygulamaları yapan meslektaşımız olursa, ikinci gün meslekten ihraç edilir. Ne kullanılan o dil, o argo, ne sorgulama yöntemleri ne de tahkikat yöntemleri bugün var” diye bir açıklama yaptı. Ne düşünüyorsunuz bu açıklama hakkında?
ERDEM - Elbette diziyle gerçeği karıştırmamak gerekiyor, ama dizinin gerçeklerden beslendiği de bir gerçek.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi / Erdem Öztop
:)
Yeni yorum gönder