Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“Gözlemlenebilen gerçeğin sınırlarını aşan fantastik tür hiçbir zaman hiçbir coğrafyada hoş karşılanmamış, bazen üvey evlat muamelesi görmüş, bazen görmezden gelinmiştir…” Önsözünü, bahsi geçen edebi türler için yapılan en tartışmalı yorum ve görme biçimi ile söyleyen Düşlerin İzinde adlı öykü seçkisi, benzer rüyaları gören ancak benzediği ölçüde özgür bir ifade gücü de kazanan on iki
//php print_r ($fields); ?>
Polisiye anlatılar, malumunuz, sadece bir cinayet vakası değildir, gazete haberlerinden ve adli raporlardan fazlasına ihtiyaç duyar; bir hikaye değeri taşımalıdır. Gerçekçi olmalı, o vehmi okura hissettirebilmeli ve sonuçları itibarıyla bize inandırıcı gelmelidir.
//php print_r ($fields); ?>
Eduard Saxberger Viyana’da memur olarak çalışan yaşlı bir beyefendidir. Güzel bir kış günü mesai saatinin bitiminden sonra evine döndüğünde hizmetçisi kendisini genç bir adamın beklediğini söyler. Neredeyse hiç ziyaretçisi olmayan beyefendi şaşırır. Kendisini yazar olarak tanıtan genç adam, arkadaşları ile birlikte uzun süredir kendisi ile tanışmak için büyük bir arzu duyduklarını ifade eder.
//php print_r ($fields); ?>
Evet hepsi yer, içer, kumuna hazine değerinde bıraktığı şeyleri saklar, oyun oynar ve çoğu zaman uyur. Dışarıdan bakıldığında yeterli bir özet.
//php print_r ($fields); ?>
Sadece bizde değil, çizgi romanın endüstri olduğu ülkelerde bile olabiliyor, grafik romanla ilgili yanlış bir algı var. Sanılıyor ki, başlayıp biten bir serüveni anlatan her tek çizgi roman eseri grafik romandır. İlgisi yok; baskı niteliği, sunum, hacim veya başlayıp bitmesiyle açıklanamaz grafik roman.
//php print_r ($fields); ?>
Yalçın Tosun’un öykülerinde sürekli karşımıza çıkan, belli başlı temalar var: Çocukluk, aile ve cinsellik. Tosun, bazen kendisini bazen de karşısındakini anlatırken ilişkilerin tıkanışını resmedip bu üç temaya yöneliyor - ki aslında onlar, hepimizin hayatının bir şekilde en sıkıntılı noktaları. Fark ediyoruz ya da etmiyoruz ama durum bu.
//php print_r ($fields); ?>
Elçin Poyrazlar, Gazetecinin Ölümü adlı ilk polisiyesinin ardından, Kara Muska ile okurlarının karşısına yeniden çıkıyor. Gazetecinin Ölümü’nde, Washington’da gelişen politik bir olayın izini sürerken tanıştığımız Selin Uygar karakteri, Kara Muska’da bu kez İstanbul’da... Selin Uygar aslında bir gazeteci.
//php print_r ($fields); ?>
19. yüzyılın ilk yarısında yaşayan İrlandalı şair Thomas Moore'un "Yazın Son Gülü" başlıklı meşhur bir şiiri vardır; Yahya Kemal'in "Ömrün Şu Biten Neşvesi Tâm Olsun Erenler" şiiriyle de ruh akrabasıdır. Güzelliklerin solduğu, sohbetten lezzetin çekildiği, ahbapsız kalmanın burukluğuyla yazılmıştır ikisi de.
//php print_r ($fields); ?>
Kimselere benzememek, farklı olmak zordur. Hele de ergenliğe yeni adım atan bir çocuksanız… Ağzına kadar kıpkırmızı domateslerle dolu bir kasadaki tek turuncu portakal gibi hissedersiniz kendinizi. Üstelik neden herkes kırmızıyken sizin turuncu olduğunuzu da bilemezsiniz, anlayamazsınız. Tek bildiğiniz, diğerleri gibi olmadığınızdır ve bu size içten içe acı verir.
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz yıllarda kaleme aldığı Giddar ve Beşlerin Çağı adlı fantastik kurgu kitaplarıyla tanınan Erbuğ Kaya’nın yeni romanı <