Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Han Duvarlarından Zindan Duvarlarına: Faruk Nafiz Çamlıbel-II

Faruk Nafiz, Türk edebiyatında gelecek zamanlara ulaşmada en büyük handikap olarak dildeki hızlı değişimi görüyordu. Tanıdığı edebî şahsiyetler arasından kimlerin “istikbale intikal edeceği” sorulduğunda “İsim olarak pek çok, fakat eser olarak pek az...” dedikten sonra değişen dile dikkati çekiyor, “Zaten bizdeki nesillerin başını yiyen lisanımızdaki kararsızlıktır.



Fransızca kültür başkadır

Yeryüzünde nereye ayak basılırsa basılsın, ikinci bir dil olarak Fransızca öğrenmeyi, onu kullanmayı seçenler, konuşmasalar dahi diğerlerinden daha belirgin biçimde ayırt edilebilir. Anadili Fransızca olanlar gibi.



Yeni Japonya’da bir genç

Japonya’nın, 1800’lerin ortalarından itibaren İmparator Meiji önderliğinde başlayan Batı’ya açılma hamlesi, ülke insanı için bir “sorun”a dönüştü. Bilimsel ve teknik anlamda yüzü Batı’ya dönük olmasına rağmen toplumsal bağlamda geleneklerine sımsıkı sarılan Japon halkı, Avrupa’dan gelenlerin bohçasındaki kültürle bir bocalama devrine girdi.



BaşkaDünyalar // Kanun dışı sanatların bir dalı olarak büyü

Taş Kavşak, babasının kim olduğunu bilmeyen, annesinin gizemli ölümünde kimlerin rol oynadığını bulmak isteyen, çocukken kendisini içinde bulduğu AMO (Büyücüler ve Kanun Kaçakları Birliği) adlı tuhaf bir derneğin çevresinde yetiştirilen, en sonunda kendisine verilen imkansız görevi yerine getirmek amacıyla gerçek dünyadan çıkıp fantastik bir boyuta nasıl adım atacağını öğrenen Daniel’ı



“Yazmamayı tercih eden” Herman Melville

Herman Melville denince akla ilk gelen Moby Dick olmasına rağmen, dile gelen ilk söz: “Yapmamayı tercih ederim”dir. Edebiyat tarihinin bu en ünlü yanıtı, onu söyleyen Kâtip Bartleby’yi de aşıp adeta Herman Melville’in şahsında vücut bulmuştur.



Özgürlüğe Doğrultulan Kılıç

Genel tarih anlatılarına, eğer işin uzmanı veya ilgilisi değilsek, şüpheyle yaklaşmaz anlatıları olduğu gibi kabul ederiz. Bunda ilkokul sıralarından itibaren gördüğümüz tarih dersinin payı büyüktür. Derslerde devletler, savaşlar, antlaşmalar minvalinde öğretilen dünya ve ülke tarihi genel çerçevesiyle zihnimize yerleşir.



Ordet: İmkansızı Beklemek

Şiirde, mimaride, edebiyatta, hatta musikide sanatın en yüksek örnekleriyle bütünleşen dini tecrübe, sanki sinema sanatı söz konusu olduğunda o cömert ilhamlarını esirgemiş gibidir.



Garipten de garip

Kurgusal dünyanın gariplikleri, delilikleri, dehası, dünyası, yaratıkları, mitleri... Sıralamanın sonunda gelecek isim Howard Phillips Lovecraft. Onun canavarları betimlemelerden fazlasıdır. Bu fazlalık sizin ona nasıl şekil verdiğinizle ilişkilenir. Ya kendindekinin hepsini bize vermez ya da cömert bir şekilde hayal gücünü paylaşmayı teklif eder.



Reklamdaki hakikati görmek

Aristoteles’e göre insanın işi ya da insansal iyi “ruhun akla ve erdeme uygun etkinliği”dir (Nikomakhos’a Etik, Kebikeç Yayınları). Bugün doktorluktan tutun da öğretmenlik, avukatlık, gazetecilik, aşçılık, terzilik, ayakkabı tamirciliği ya da inşaat işçiliğine varana kadar bütün mesleklerde etik sorunların kol gezdiğini görüyoruz.



İnsanı, bir okura dönüştüren o ilk kıvılcım

Bir kitapçı rafında veya yazarının onu kilitlediği çekmecede sabırla okurunu bekleyen her kitap bünyesinde farklı okumalara müsait, Babil Kütüphanesi’ni anımsatacak zengin bir olasılıklar ağı barındırır. Vasat bir okur bunu ayırt edemese bile, bilinçli bir okur ya da bir eleştirmen kitabın potansiyelini görmeye daha yatkındır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.