Yazarlar
Özge Uysal
1990 yılında İstanbul’da varoldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 2015 yılında, İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali ekibinde yer aldı; Festival Antolojisi’nin editörlük görevini üstlendi. Şimdilerde bir reklam ajansında çalışıyor. Aynı zamanda çeşitli dijital ve matbu mecralarda kitap inceleme yazıları yazmaya, redaksiyon yapmaya ve çevirmenliğe devam ediyor.
Tüm Yazıları
Külliyat okuması yapmak, bir yazarın yazarlık serüvenine şahitlik etmenin en doğru yoludur belki de. Yazarın kitaplarının kronolojik sırayla okunması, okuyucu olarak dildeki ve temalardaki değişimi, hikayenin içerisindeki patikalarda meydana gelen çeşitlenmeyi görmek için önemli imkanlar sunar. Aslında bu kazanımlar, işin edebi yönüyle ilişkili.
Mustafa Orman’ın öyküleri daha önce Notos, Dünyanın Öyküsü, Sarnıç, Yumuşak G dergilerinde yayımlanmıştı.
Bir yazarın ilk kitabını okumak, okur için yeni bir heyecan anlamını taşıyor. Yeni bir dille, dünyayla, yepyeni kahramanlar ve onların hikayeleriyle tanışmak büyük şans. Günümüzde çok sayıda yeni kitap yayımlandığı için her birine yetişmek zor ancak bu yazıda söz edeceğim kitapla tanışabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Çerçialan, Gamze Arslan’ın ilk kitabı.
Urdu edebiyatının en önemli öykü yazarlarından Saadat Hasan Manto’nun öyküleri aracılığıyla, Hindistan’da yaşanan bölünmenin oluşturduğu kimlik sorunlarına uzaktan da olsa tanıklık ediyoruz.
Sherlock Holmes ve çırağı Mary Russell’ın Arıcının Çırağı’nda başlayan serüvenleri Kadınlar Alayı’nda devam ediyor.
Shirley Jakcson, gotik edebiyatın en önemli kalemleri arasında. Günümüzde hâlâ en çok okunan yazarlardan olan Neil Gaiman, Stephen King ve Joyce Carol Oates; Shirley Jackson’a, ilham aldıkları yazarlar listesinin üst sıralarında yer veriyorlar.
Sevilsin ya da sevilmesin, “kendini okutan kurgu” diye bir şey var. Kimilerince bu yeterince edebi bulunmuyor olsa da çoğu okur böylesi sürükleyici kitaplara oldukça fazla ilgi gösteriyor. Bu Bizim Hikayemiz de, okurun ilgisini hak eden kitaplardan...
Sessiz Kalma’nın açılışı hızlı ve çarpıcı: Genç insanlar, akşamın ilerleyen saatlerinde birlikte eğlenmek ve dans etmek için bir partide buluşuyor. Birbiriyle flört edenler, kendini müziğin ritmine bırakanlar, sohbet edenler, ‘Ben neden buradayım?’ diye soranlar; kısacası partide herkes var. Gecenin ilerleyen saatlerinde partide kavga çıkıyor ve silahlar konuşuyor.
Doğuyoruz, ailemizin bizim için hayal ettiklerini öğrenerek ve kabullenerek büyüyoruz. Sonrasında, onların hayalleri bizim hayallerimize dönüşüyor, ulaşmamız gereken hedefler ediniyoruz. Okulda başarı, ilişkilerde başarı, kariyerde başarı, aşkta başarı; başardığımızı düşündüğümüz her şey için listeye bir tik atıyoruz.
İnsanın tamamlanmışlık duygusuna kavuşabilmesi, çoğu zaman aile üyeleri ve değer verdiği diğer insanlar ile kurduğu bağla doğru orantılı. Sevgiden, ilgiden, aile olma hissinden yoksunluk, yetişkinlik döneminde farklı olaylar ve ilişkiler vasıtasıyla kişinin karşısına çıkabiliyor.