İstanbul’daki Avrupa Yazarlar Parlamentosu’nun açılış konuşmasını yapacağı duyurulan, ardından hakkında büyük bir tartışma kopan V.S. Naipaul’ün programı iptal oluyor. Hilmi Yavuz’un ‘müslümanlara bunca hakareti reva gören bu adamla nasıl yan yana oturacaksınız?’ diye biten yazısı üzerine tartışma başlamış, muhafazakar çevreler Naipaul’ün, parlamentonun onur yazarı olmasına karşı çıkmıştı. Cihan Aktaş ve Beşir Ayvazoğlu’nun da çekildiğini açıklamasıyla hararetlenen tartışma üzerine dün Naipaul’e ‘kibarca’ gelme dendi.
Kült Refleks Ajans'ın düzenlediği, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın da desteklediği toplantı hakkında 2010 Ajansı Edebiyat Direktörü Ahmet Kot "İnsanları 20 yıl önce söylediği şeylerle yargılarsak hiç kimse kalmaz, ne Türkiye'de ne de dünyada... Bu krizi tetikleyenler de buna dahil. Naipaul'ün bugün ne söylebileceğini merak edenler, yeni kitabına bakabilirler. Naipaul'den yeni bir Salman Rüştü yaratabileceklerini sananlar, yanıldıklarını görünce utanabilirler mi merak ediyorum" demişti ancak basında arka arkaya çıkan yazılar ve yapılan açıklamalar üzerine ajansta büyük rahatsızlık olduğu biliniyordu.
Dün gece toplanan organizatörler toplantıları tamamen iptal etme fikrini de değerlendirdikten sonra bu ihtimali bir kenara bırakarak, Naipaul’e Türkiye’deki durumun, artan tepkilerin anlatılmasına karar verdi. Gece yapılan telefon görüşmeleri neticesinde yazarın gelmeyeceği ortaya çıktı. Naipaul’ün gelmek için ısrar etmesi durumunda davetin iptal edilmesi de gündemdeydi
"KATILIM POLİTİZE EDİLDİ"
İstanbul’daki toplantıya katılmaktan vazgeçen Nobel ödülü yazarın ve organizatörlerin yaptığı açıklama şöyle:
"V.S. Naipaul’un Avrupa Yazarlar Parlamentosu’na katılımının Türk medyasında politize edilmiş olması etkinliğin asıl amacını ve V.S. Naipaul’un bir edebiyatçı olarak yapacağı katkıyı gölgelemiştir. Bu sebeple, Avrupa Yazarlar Parlamentosu organizatörleri ve V.S. Naipaul arasındaki karşılıklı uzlaşma neticesinde yazar Avrupa Yazarlar Parlamentosu’na katılımını 23 Kasım 2010 tarihi itibariyle geri çekmiştir."
Bu kararda organizatörlerin, toplantı vesilesiyle Türkiye’de yeni bir kutuplaşmaya neden olmak, toplantı sırasında çeşitli protesto ve tartışmalarla karşılaşmak, toplantının ve konuk yazarın güvenliğini sağlamak endişelerinin etkili olduğu söyleniyor.
YAŞAR KEMAL DE ONUR YAZARI
Hilmi Yavuz’un yazısı üzerine başlayan tartışmada pek çok yazar ve gazeteci de, farklı görüşlere tahammül gösterilmesi gerektiğini savunmuştu. Oturumlara davetli yazarların pek çoğu ise toplantıya katılacağını teyit etmişti. Naipaul’ün edebiyatçı olarak değerlendirilmesi gerektiği, sözlerinin çok eskiden yazılmış bir kitapta kaldığı da savunuldu. Buna karşın ‘kolonyalist’ tavırlarıyla tanınan Nobel ödüllü Naipaul’ün İslam ülkelerine yaptığı bir gezinin ardından yazdığı kitabında, islamiyette yalnızca olumsuzluk gördüğü yönündeki sözleri hakkında çok sayıda olumsuz yazı çıktı.
Pek çok ülkeden yüze yakın yazarın katılacağı Avrupa Yazarlar Parlamentosu, 25-27 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Toplantının diğer Onur Yazarı Yaşar Kemal’in, açılışa katılması bekleniyor.
YAVUZ: "İSLAMOFOBİYE MEŞRUİYET KAZANDIRIYOR"
Dün NTV'de Yazı İşleri programına katılan edebiyat eleştirmeni Hilmi Yavuz, olayla ilgili görüşlerini şöyle aktardı:
''Asla düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı değilim. Kusturica meselesi ile Naipaul meselesi birbirinden çok farklı olaylar. Kusturica'yı bağışlatmak için söylemiyorum ama kendi filmlerinde müslümanlığı aşağılamış değil. Onun söyleminde, verdiği demeçlerde bir İslam karşıtlığı söz konusu olabilir. Oysa Naipaul öyle değil. Naipaul, kendi romanlarında, konuşmalarında İslam düşmanlığını açık ve seçik bir şekilde ortaya koyuyor.
Kitaplarında açıkça Müslümanları aşağılıyor. Naipaul, 1990 yılında Müslüman ülkelere bir gezi yaptı. İran, Pakistan, Endonezya ve Malezya. Oradaki Müslümanlarla ilgili değerlendirmelerini -ki ben değersizleştirmeleri diyorum - bir kitapta topladı. Ertesi yıl da Kraliçe tarafında 'Sir' ünvanıyla onurlandırıldı. İkinci onurlandırmayı da biz yapıyoruz galiba..
Naipaul bilerek ya da bilmeyerek İslam sevmemezlikle İslam düşmanlarına entellektüel malzeme taşıyor. İslamofobiye edebi meşruiyet kazandırmaya kalkışıyor. Böylece sevmemek ve nefret etmek arasındaki ayrım ortadan kalkıyor. Naipaul'un parazit, gerizekalı gibi açıklamaları var Müslümanlar için. Böyle bir adamla karşı karşıyayız. Benim Naipaul ile bir meselem yok, bu zihniyetle meselem var. Bu nefrete edebi meşruiyet kazandırmaya çalışanlarla meselem var.''
Yeni yorum gönder