Şahane Bir Kitap Arşivi
Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Tam bir İstanbul çocuğu olan, Alaattin Karaca’nın tanımlamasıyla “üstünde başında, sesinde soluğunda ‘eski bir İstanbul’dan rayihalar taşıyan” yazar Cem Sancar 82 denemeden oluşan yeni kitabı “Her İnsan Bir Ayet’te çocukluğunun İstanbul’unu, şehrin sokaklarını, lezzetlerini, mevsimlerini insanlarını kendine özgü muzip diliyle anlatıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Hayal edin. Bir mutluluk ve özgürlük hayali olsun ama bu. Bireysel, hatta bencilce isteklerinizi de kapsasın, tüm dünyayı ve insanlığı da içine alsın. Geleceğe dikin gözünüzü, tüm tarihi, geçmişi, mitleri, efsaneleri, masalları da koyun çantanıza. Sıkıcı olmayı unutun ama, eğlenceli, alaycı, neşeli, uçucu bir hayal dünyası kurun...
//php print_r ($fields); ?>
Zülfü Livaneli, Türk entelijansiyası içinde, Türk toplumun yarattığı kanaat önderleri içinde sanki yaşayan son hümanist gibi gelir hep bana...
//php print_r ($fields); ?>
Ülkenin en sevilen, en iyi şairlerinden biri, bir gün adı Yerküre olan fantastik bir dünya yaratırsa, orası nasıl bir dünya olur?
//php print_r ($fields); ?>
“İnsanlığın bilinci, uygarlık düzeyine ulaşıncaya kadar sayısız çağları gerektiren bir sürecin sonunda yavaş yavaş, güçlükle gelişebilmiştir; dahası bu gelişim tamamlanmış olmaktan henüz çok uzaktır. İnsan ruhunun büyük bir bölümü hala karanlıklarla kaplıdır; çünkü ‘psike’ dediğimiz, bilincimiz ve onun içeriği ile hiç de eş anlamlı değildir.
//php print_r ($fields); ?>
Rumen düşünür E. M. Cioran, kendisiyle yapılan söyleşilerden mürekkep bir kitap olan Ezeli Mağlup’taki söyleşilerinden birinde, kendi yazma serüveni üzerine şunları söyler: “Eminim ki eğer kâğıtları karalamasaydım, uzun zaman önce kendimi öldürmüş olurdum.
//php print_r ($fields); ?>
Kimi yazarlara göre yazmak, yaşamamak demektir, yaşamamayı göze almak.
//php print_r ($fields); ?>
Hakikatin özü nerede? Kaynağı belirsiz düşlerimizde, bilinçaltımızın bilinçsizliğinde mi; kaderi şahsi bir trajediye dönüştüren mekanlarda mı, binlerce yılın kalıntılarını emen, sokaklarına, evlerinin temellerine karan şehirde mi; yoksa çocukluğumuzda, çocukluğun da gerisinde ötesinde diplerinde mi? Hakikatin bulunduğu yerde mi durur peki zaman?
//php print_r ($fields); ?>
Belki de tamamı adında gizli, belki de daha okumadan bütün sırrını “Öyle miymiş?” diye sorarak veriyor. Öyle miymiş, denince bir başkasının anlatıp söyleyip kabul ettiği bir şeyi, ondan duyduklarınla, duyduğun kadarıyla kabullenme, anlaşılıyor. Diğer yandan bu söyleyişte bir inanmazlık, bir istihza da yok mu? Var. Şüphesiz var.
//php print_r ($fields); ?>
Şiir bir dil işçiliği olduğu kadar bir anlam işçiliğidir de. Çünkü dil bize aynı zamanda bir inceliğin adresini verir. Dilin doğduğu yer, bir ömür insanın yazgısıyla birlikte kol kola yürür. Tohum orasıdır. Dünyanın, adına ömür dediğimiz yaşamak kavgasının başladığı yerde olanca müşfikliğiyle dili görürüz. Dili yani anlama ve kavrama çabamızı.