Arşivi
// En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Her dağın gölgesi denize düşer... Bazı kitaplar ne kapağıyla ne yazarıyla ne de etrafta çıkan eleştirileriyle, sadece ve sadece tuhaf bir şekilde ismiyle okuru kendine çeker. Tıpkı “Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer”in bana yaptığı gibi.
//php print_r ($fields); ?>
Kültürel kimlik çatışmaları, yersiz yurtsuzlaşma, kökü en derinlerde doğu-batı ayrımı, devamında ise ötekilik ve sürgün... Dünya nüfusunun belki de yarıdan fazlasını meşgul eden, ezen, hayata damgasını vuran kavramlar bunlar. Çoğunluğun içine işleyen bu dertlerden mürekkep cümle romanın, filmin, her şey bir yana, ticari başarısının altında tam da bu özdeşim yatıyor olmalı.
//php print_r ($fields); ?>
Beklenen bir anlamda oldu, Orhan Pamuk’un Çukurcuma’da açmayı plandığı, ancak romanın yayımlanmasından itibaren bir türlü açılmak bilmeyen Masumiyet Müzesi, yazarın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı ile attığı imza neticesinde, büyük ihti
//php print_r ($fields); ?>
Sürekli okurlarım Sabitfikir’in haber bölümünün tutkunu olduğumu, bu bölümü didik didik etmeden haftaya başlayamadığımı bilirler. “Pazartesi oldu mu, derginin başına kurulup önce keyifli bir edebiyat turu atarım”, demeyi çok isterdim tabi ama ortalıkta kol gezen genellikle, dünya edebiyat gündemi bir yana, can sıkıcı, isyan duygularını kabartıcı haberler.
//php print_r ($fields); ?>
“Türkiye’nin Kadınları ve Folklorik Özellikleri”, neresinden bakarsanız bakın ilginç bir kitapla karşı karşıyayız bu hafta. Kaleme alındığı tarih de, yazarı da, içeriği de son derece ilginç ve ilgi çekici... 1800’lü yılların sonunda Batılı bir kadın tarafından kaleme alınmış. Lucy M.J.
//php print_r ($fields); ?>
Bilir misiniz ki, şu kurduğum cümleyi ve hem şimdi hem de ileride kullanacağım tüm “ve”leri başta Halit Ziya olmak üzere tüm Edebiyat-ı Cedide yazarlarına borçlu olduğumuzu… Evet, biraz karışık bir giriş oldu, şöyle açıklayayım. “Ve” bağlacının kullanım şeklini temelde 19.yüzyıl Fransız romancılarına, Flaubert’e, Goncourte Kardeşler’e, Maupassand’a borçluyuz.
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz hafta, Christian Delacampagne’nin “20. Yüzyıl Felsefe Tarihi” adlı çalışması ekseninde felsefe tarihini İkinci Dünya Savaşı’na kadar getirmiştik. Bu hafta ise felsefe derslerimizi Auschwitz ve Soğuk Savaş etkisinde, sorgulanan aklın ışığında işlemeye devam ediyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
Danimarka’da bu yıl ilk kez verilen Hans Christian Andersen Edebiyat Ödülü’nü alan Harry Potter serisinin yazar
//php print_r ($fields); ?>
Eleştirmenler, editörler ve edebi araştırmalar yapanlar var eder biraz da edebiyatı. Onların tutkuları, saplantıları yön verir dönemin yayın hayatına. Tek bir kişinin bir yazara, bir döneme ya da sadece bir temaya olan ilgisi, tutkusu bile pek çok yönelimi değiştirmeye muktedirdir. Ya, bir de işin içi boşalmış, pekala magazinleşmiş, gülünçleşmiş hali mevcuttur.