Tarih kitaplarını açıp tozun toprağın içine gömülmeyi göze alanlar, belli yıllara odaklanıp ötekileri pas geçebilirler. Bu çok doğal. Ama o büyük kırılmaları yaratan, aslında önceki senelerin hazırladıklarıdır.
2014, Birinci Dünya Savaşı'nın yüzüncü yılı. 1914'te başlayan ve dünyanın sonraki otuz yılını allak bullak edecek o savaşın çanları 1913'te çalınıyordu. İşiten oldu, işitmek istemeyen de boldu. İşitip endişelenenler ise insanlığı uyarmayı görev edinmişlerdi. Çoğunu zaten dinlemediler. Bu bir tarafa, Avrupa'da o yıl pek çok insan, hayatına olağan şekliyle devam ederken savaşın homurtusu da yükseliyordu.
Florian Illies, işte bu homurtular arasında sürüp giden hayatı anlatıyor; birçok ünlü isim satırlarında geziniyor. Bilinen dünyanın sonuna doğru hızla gidilirken Illies, o bir yılın bazen eğlenceli, bazen trajik, bazen de şaşırtıcı olaylarla örülü halinin fotoğrafını çekiyor. Bu kare epey kalabalık; sonradan dünya sahnesine çıkacakların poz verdikleri fotoğraf, sürprizli yarınların da habercisi.
Hemen herkese bir tokat atacak ertesi yıl ve sonraki otuz sene, öncesinde görece sakin bir zaman: Aşk acısı çeken Kafka, ilk ezgilerini çalan Louis Armstrong, kafası karışık Thomas Mann, Viyana'da boy gösteren Josef Stalin. Dünyayı sallayacak iki adam, Stalin ve Hitler, ilk ve son kez Viyana'da, Schönbrunn Sarayı'nın parkında sıradan iki kişi olarak karşılaşıyorlar. Onları buluşturan, bu parkta yürümeyi sevmeleri. Illies'in de dediği gibi "aşırılıklar çağı, korkunç yirminci yüzyıl orada, o an başlar." Aslında Viyana büyük bir tiyatro okulu o yıl, yakın gelecekte siyaset sahnesine kim atılacaksa 1913'te orada.
Büyüsü bozulacak dünya
1913, Freud'un kanepesine uzananların haddinin hesabının olmadığı, Duchamp ve arkadaşlarıyla Picasso'nun boy gösterdiği yıl. Yine Albert Einstein ve Ludwig Wittgenstein da 1913'te ortalığa çıkıyor. Bu arada Kafka'nın ıstırapları sürerken imparatorlukların ve kallavi devletlerin silahlanma giderleri kabarıklaşmaya başlıyor, suluboyaya merak salan Hitler de 20 Nisan günü yirmi dört yaşına giriyor, hemen hemen aynı anda aşk acısı Kafka'yı ince hastalığa sürüklüyor.
İnsanlığın hesap yoluyla her şeye hâkim olabileceğine inanan Max Weber de 1913 baharında "dünyanın büyüsünü bozmak" sözünü icat eder. Illies'in anlattığı 1913'ün ardından hızla uçuruma giden insanlığın, bu lafın ne demek olduğunu anlaması uzun sürmez. Büyüsü bozulan ve filizlenen yeni aşklar da tırıs adım yürür bir taraftan. 1913, büyük aşklar ve nefretlerin temellerinin atıldığı yıl da olur böylece; hava soğuk olsa da Avrupa ısınmaya başlar. Ama Norman Angell, bunu bir savaşa yormaz. Çünkü ona göre "küreselleşme bütün herkesi birbirine sıkıca bağlamıştır, bu da dünya savaşlarını engelleyecektir." Elbette yanılır. D.H. Lawrence ise haziranda Oğullar ve Sevgililer'in zaferini kutlar.
"İnsan birinci sınıf bir domuzdur..."
Soğuk geçen yazın ardından Kafka çoktan sevgilisine evlenme teklifi etmiş, Louis Armstrong ilk kez konser vermiş, Charlie Chaplin ilk film sözleşmesini imzalamıştır. Kayıp tablo Mona Lisa gizemini korurken Albert Camus doğar, aynı gün, 7 Kasım 1913'te, Hitler bir suluboya resmini hırdavatçıya satar. Beri yandan günlükler dolmaya, seyahatler yapılmaya ve kafaları karıncalandıran düşünceler bünyelere tebelleş olmaya devam eder.
Illies, bir dolu notla 1913'ü anlatırken alttan yürüyen hikâyeler dikkat çekiyor. Örneğin bir türlü bulunamayan Mona Lisa, aşkından kıvranan Kafka, sıkıntılar içindeki Rilke. Kin, öfke ve kompleksten şişen Hitler…
Bütün bu notlar ve hikâyeler, 1913'ü absürdlüklerin, tuhaf karşılaşmaların ve dünyayı bambaşka bir yere çevirecek insanların ortaya çıktığı yıl olarak anlatır bize. Illies'in 1913: Fırtınadan Önce'si, günlüğe de benziyor faydalı bilgilerin yer aldığı duvar takvimine veya eğlenceli bir almanağa da. Kitabın içinden bir dolu insan geçiyor: Yazarlar, çizenler, söyleyenler, kaygılı tipler, huzursuzlar…
Ha bu arada günlük demişken, Max Beckmann'ın defterindeki Mayıs 1913 tarihli cümleyi anmadan da olmaz: "İnsan birinci sınıf bir domuzdur, öyle de kalır." Bunun, tecrübeyle sabit olacağı günlerin pek yakında durduğunu herkes kısa sürede anlayacaktır.
Yeni yorum gönder