Hayranı olduğum, yarattığı “Oulipo” akımıyla edebiyat alanında yepyeni ve oldukça da neşeli bir sayfa açan şair ve yazar Raymond Queneau’nun dilimize Tahsin Yücel tarafından kazandırılan Zazie Metroda romanını bilir misiniz? (Bence bilmelisiniz!) Annesi, küçük Zazie’yi birkaç günlüğüne Paris’e, dayısının yanına getirir. Zazie’nin en büyük isteği metroyu görmektir ama öyle garip olaylar yaşar, öyle acayip insanlarla ve dayısının pek farklı yönleriyle tanışır ki sıra hiçbir zaman metroya binmeye kadar gelmez. Okumayanlar için (günümüz tabiriyle) spoiler vereceğim ama kusura bakılmasın: Romanın sonunda, şu diyalog geçer Zazie ile annesi arasında:
“Nasıl, iyi eğlendin mi?
“Şöyle böyle.”
“Metroyu gördün mü?”
“Hayır.”
“Ne yaptın peki?”
“Yaşlandım.”
Edebiyat, bizi büyüten ayna
Aralık 2018 tarihinde, Bağlar isimli romanıyla (Yüz Kitap) ilk kez Türkçe okuma fırsatı bulduğumuz İtalyan romancı Domenico Starnone’nin, bu sefer Sahip Kitap etiketiyle ama yine usta çevirmen Meryem Mine Çayıroğlu’nun incelikli Türkçesiyle okuruyla buluşan Şaka romanı hatırlattı bana Zazie Metroda romanının muhteşem final cümlelerini. Çünkü edebiyat da hayat gibi bizi büyüten, olgunlaştıran, dünyayı altını çizmeden bizlere sezdiren, açık açık göstermeden birçok duyguyu derinden hissettiren, yaşamlarımıza tutulmuş en büyük aynalardandır. Bazen bir çocuğun gözünden geleceğe, bazen bir yaşlının gözünden geçmişe tutulur bu ayna…
Starnone de Zazie gibi bir çocuğun, aslında biri çoktan büyümüş, hatta dede olmuş iki çocuğun hikâyesini anlatıyor bize Şaka’da: Daniele Mallarico yetmiş yaşını geride bırakmış, dul, hayatını resme adamış ve halen de kitaplara çizimler yaparak yaşama tutunan bir çizer. Bir gün kızı, eşiyle birlikte yapacakları bir seyahat nedeniyle torununa bakması için yanına, bir zamanlar Daniele’nin de çocuk olduğu eve çağırıyor babasını. Daniele daha eve gelir gelmez kızının ve damadının arasının pek de iyi olmadığını görüyor. Ama onu asıl şaşırtan şey, henüz dört yaşındaki torunu Mario oluyor… Büyümüş de küçülmüş gibi duran bu çocuk, gerçekten de büyümüş dedesinin hayatını, geçmişini ve hatta geleceğini sorgulatır. Yoksa, her şey sadece bir “şaka”dan, bir “oyun”dan mı ibaret, gerçekten de?
Yeni yorum gönder