Temellerini Orta Asya Türklerinin kullandığı On İki Hayvanlı Takvim’den alan Çin Takvimi, on iki yıllık döngülerden meydana geliyor ve her yıl ayrı bir hayvanın (fare, boğa, kaplan vb.) adıyla anılıyor. Patti Smith’in Türkçede yayımlanan beşinci kitabı Maymun Yılı da Çin Takvimi’ne göre Maymun Yılı olan 2016 yılını anlatıyor.
Rüyalara, aylaklığa ve edebiyata sığındı
İnanışa göre takvimdeki yılların her birinin belli özellikleri var. Örneğin Maymun Yılları Çin Takvimi’ndeki en şanssız yıllar. Tarihteki Maymun Yılları’na şöyle bir baktığımızda büyük dönüşümlerin, toplumsal olayların yaşandığını görüyoruz.
Aralarında 1944, 1968, 1980 gibi çalkantılı yıllar var. Savaş, ayaklanma, darbe sözcükleri ile etiketleyebileceğimiz Maymun Yılları, dünya tarihinde yer etmiş önemli kırılma anlarının tanığı. Kitaba konu olan 2016 yılı da Maymun Yılı olmanın verdiği makus talihten nasibini alır. Hem dünya hem de Türkiye için terör olaylarının ayyuka çıktığı, Türkiye’de darbe girişiminin yaşandığı uğursuz bir yıldır.
Amerikalı şarkıcı, müzisyen, yazar Patti Smith son kitabı Maymun Yılı ile kendi uğursuz yılını anlatmaya girişiyor. Kadim dostu Sandy Pearlman’ın 2015’in son günlerinde verecekleri bir dizi yılbaşı konseri öncesi beyin kanaması geçirmesiyle başlayan yıl, başka kayıplar ve olumsuzluklarla devam eder. Olanlar karşısında hayale, rüyalara, aylaklığa ve ille de edebiyata sığınan Patti Smith, kitap boyunca acılarını ve öfkesini dindirmenin yollarını arar. Kurtarılacak ne varsa toplamaya çalışır bu felaket yığınından.
Kitap Smith’in kadim yazarlarından Antonin Artaud’nun “Amansız bir deliliğe yakalanıyor dünya” epigramı ile açılır. Patti Smith, Sandy Pearlman ile konser sonrası için planladıkları Santa Cruz gezisine yalnız gider. Dostunun yokluğu ile anılara kaptırır kendini. Kaldığı Dream Motel’in tabelasıyla yaptığı konuşmalar, ikinci el eşya satan dükkânları tavaf etmeler, hayali arkadaşlarla yaptığı sohbetler... Kitap, Gerard de Nerval’in “Rüyalarımız ikinci bir yaşamdır” cümlesini onaylar adeta. Kimi yerde düş ile gerçek iç içe geçer. Wow Cafe’de tanıştığı Ernst ve arkadaşları ile Roberto Bolano’nun 2666 romanını kıyasıya tartışırlar örneğin. Ernst gerçek midir? Ya Üçüncü Reich üzerine söyledikleri? Sınır silinir, bir önemi de yoktur zaten.
Dünyanın çığlıklarına ufak bir ara
Maymun Yılı aynı zamanda Patti Smith’in yetmişinci yaşına girdiği yıldır. Mahzundur ama bir yandan da Marcus Aurelius’un sözünü kulağına küpe yapar: “Önünde daha yaşanacak on bin yıl varmış gibi yaşama.” Şöyle der Smith: “Kronolojik basamakları tırmanır, yetmişime yaklaşırken bu bana çok anlamlı geldi. ‘Dizginleri ele al’ dedim kendi kendime, kutsal Jimi Hendrix rakamının, altmış dokuzun son demlerinin, böyle bir nasihate yine onun verdiği cevapla, keyfine var: Hayatımı istediğim gibi yaşayacağım.”
Patti Smith sözüne sadık bir şekilde yıl boyunca gezer. Bir kitap turu için Avrupa’ya giderken eşlikçileri her zamanki gibi birkaç parça eşya ve kitaplarından ibarettir. “‘Hiçbir şey çözülmez ama ben yine de gidiyorum’ diyorum küçük bavulumu toplarken... Biraz pasif gezinme; yaygaraya, dünyanın çığlıklarına ufak bir ara. Robert Walser’in yürüdüğü sokaklar. Hemen tepede James Joyce’un mezarı. Oslo’daki boş bir galeride Joseph Beuys’un bir başına asılı duran gri keçe takım elbisesi”. Lizbon’da Pessoa’nın şahsi kütüphanesinde vakit geçirir. “Kütüphanede polisiye romanlar, William Blake ve Walt Whitman’ın toplu şiirleri, Kötülük Çiçekleri, Illuminations ve Oscar Wilde’ın masallarının değerli kopyaları yer alıyor. Kendi yazınından ziyade kitapları Pessoa’nın dünyasına açılan bir pencere sanki; nitekim onların adlarıyla yazdığı pek çok personası vardı ama bu kitapları edinen ve seven Pessoa’nın bizzat kendisiydi.” Yazarlar hep can yoldaşı olur bu uğursuz yılda.
Yeni yorum gönder