İsviçreli bilim insanı Albert Hofmann, ünlü bir ilaç firmasının laboratuvarında "çavdar mahmuzu" adlı bir mantar üzerinde çalışıyordu. Elde ettiği sentezi önce kendi üzerinde denemeye karar veren Hofmann, sürecin tamamlanmasını beklemeden laboratuvardan ayrılıp bisikletine atladı ve evine doğru yola çıktı. Bir süre sonra çevresindeki her şey değişmeye, sanki bir lunaparka benzemeye, cisimlerin formları bozulmaya başlamıştı; Hofmann'ın düşünceleri de dağılmış, içinde bir gülme isteği yükselmişti. Onun bisiklete bindiği o gün –19 Nisan 1943–, tarihe "Bisiklet Günü" olarak geçti. Çavdar mahmuzundan sentezlenen karışım ise ABD’li gençler arasında epey yaygınlaştıktan sonra, 1968’de yasaklanan LSD idi. Hofmann, kendi üzerinde uyguladığı LSD deneylerini My Problem Child adıyla kitaplaştırdı fakat algıdaki bu bozulmaları bir bilim insanının kaleminden okumak, bir edebiyatçının kaleminden, renkli bir hayal gücünün pekiştirdiği haliyle okumak gibi olmuyor elbette.
Diğer yandan, Boris Vian, Georges Perec gibi modern edebiyatın önemli isimlerine ilham veren, genellikle sembolist hareketle bağdaştırılan, gerçeküstü tiyatrosunun atası Alfred Jarry de, bisikletle dolaşmayı sevenlerdendi; üstelik algısını neredeyse Hofmann’ın LSD’si kadar bozacak bir maddeye –absente– düşkündü. 1873’te başlayıp 34 yıl süren kısa ömrüne birçok gerçeküstü roman, öykü ve tiyatro eseri sığdırdı. İşte, bunlardan biri –yani Patafizikçi Doktor Faustroll’un Davranış ve Görüşleri kitabı– kapağındaki bisikletin de çağrıştırdığı üzere, harika bir "Bisiklet Günü" tasviri olarak okunabilir. Öyleyse şimdi, Alfred Jarry’nin kurduğu patafizik ilmini ve isminde bir Doktor Faustus göndermesi gizleyen Doktor Faustroll’u tanıyalım...
Genelle değil özelle ilgilenen patafizik, istisnaları yöneten yasaları inceler; "geleneksel evrenin yerine görülebilecek, hatta görülmesi gereken bir evreni tarif eder;" diğer bir ifadeyle ise modern bilimi hicveder. Kitabın başındaki tutanaklardan evine haciz geldiğini anladığımız Doktor Faustroll’u belediye görevlileri bulamasa da, biz onun paralel bir evrende gezindiğini, "as" adlı bir kanoyla, Panmuphle ve Çıkık Kıç ile birlikte, Paris’ten Paris’e bir deniz yolculuğuna çıktığını öğreniyoruz. Bu yolculukta birçok gariplikle karşılaşıyor üçlü: "Gözünü fosil bitkilere dikmiş olan Faustroll, Paris’in kuzeydoğusundan çok uzakta olmamamız gerektiği sonucunu çıkardı. Kalaylanmış gökyüzü, gemi çatılarının yeşil uykusunun öteki tarafındaki anıtları tersine dönmüş gösteriyordu; tekneler oradan ters olarak, görünmez geleceklere simetrik, geçtiler, sonra Ritmler Şatosu’nun hâlâ uzaktaki çatılarının görüntüsü."
Diyebiliriz ki, Patafizikçi Doktor Faustroll’un Davranış ve Görüşleri, nadiren yan yana gelen kelimelerin buluştuğu bir kitap. Kimisi bundan keyif alırken, bir diğeri o dünyanın içine giremeyebilir; çoktan sarhoş olmuş arkadaşlarınızın masasına ayık kafayla oturduğunuzda neler hissettiğinizi hatırlayın... Fakat her halükarda böyle zorlu bir metnin altından kalkan çevirmen Işık Ergüden’e şapka çıkarmayı ihmal etmeyin.
* Görsel: Akif Kaynar
Yeni yorum gönder