Deniz Baykal, Türkiye’yi ziyarete gelen Obama’ya iki tane kitap hediye etmişti, bilmem hatırlar mısınız… Biri Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Huzur, diğeri ise, Sait Faik Abasıyanık’ın Haritada Bir Nokta isimli derleme öykü kitabı… Bu hareketten epey etkilenmiştim ben. Hem kitap hediye etmesinden, hem de Tanpınar ve Abasıyanık seçimlerinden…
Huzur benim en sevdiğim aşk romanıdır. Sadece benim değil; Türkçe’de yazılmış en iyi aşk romanı olduğu konusunda da birçok yazar ve eleştirmen hemfikir. Fonda eski İstanbul anlatılır, özellikle de Emirgan. Çiçek kokulu sokaklarda kaybolursunuz okurken… Yazarı Tanpınar ise bugün bile eserleri çok satan, Türk edebiyatına katkıları tartışılmaz çok büyük bir isim. Keza Sait Faik Abasıyanık da Türk öykücülüğü deyince akla gelen ilk isimlerden…
Deniz Baykal bu kitapları okudu mu, okuduysa Obama’ya bunları hediye etmek nereden aklına geldi diye düşünmüşsünüzdür siz de... Bana sorarsanız, büyük ihtimalle okumamıştır derim. Baykal’ın edebiyata karşı özel bir ilgisinin olduğu konusunda bir veri yok elimizde. Fakat şiirle bir okur olarak az çok ilgilendiğini biliyoruz. Bir söyleşisinde, Rudyard Kipling’in 1900lerin başında yazdığı “Adam Olmak” şiirini çok sevdiğini söylüyor:
Adam Olmak
Çevrende herkes şaşırsa,
bunu da senden bilse,
sen aklı başında kalabilirsen eğer,
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır,
hem kendine güvenirsen eğer,
bekleyebilirsen usanmadan,
yalanla karşılık vermezsen yalana,
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana.
Düşlere kapılmadan düş kurabilir,
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir,
ikisine de vermeyebilirsen değer,
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz,
kandırabilir diye safları, dert edinmezsen,
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,
koyulabilirsen işe yeniden.
Döküp ortaya varını yoğunu,
bir yazı turada yitirsen bile,
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu.
Yüreğine, sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da,
herkesin bırakıp gittiği noktada,
sen dayanabilirsen tek.
Herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen,
unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken,
dost da düşman da incitemezse seni,
ne küçümser, ne büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyi ile dünya önüne serilir,
üstelik oğlum, adam oldun demektir...
Adam Olmak şiirinin Türkçe çevirisi yine bir siyasetçiye, eski DSP lideri ve başbakan Bülent Ecevit’e ait. Ecevit’in şiir sevgisini hem bir okur, hem de bir yazar olarak hayatı boyunca sürdürdüğünü biliyoruz. Bir söyleşisinde, “Benim için şiir yazmak özellikle siyasete girdiğimden beri iletişim aracı ya da düşünce açıklama yolu değil, bir düşünme yöntemidir” diyor. Ecevit’in bütün şiirlerinin İş Bankası Kültür Yayınları’nın Bir Şeyler Olacak Yarın ismiyle derlendiğini de söyleyelim; her şiirseverin kütüphanesinde mutlaka bulunması gereken bir eser.
Şiir çevirisi ile uğraşmış olan bir diğer siyasi ise, eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. 1800'lü yıllarda İngiltere’de yaşamış olan şair Alfred Tennyson’a ait olan bir şiirin, Demirel’in elinden çıkan bir çevirisi olduğunu, Cüneyt Arcayürek’in Babasının Kızı adlı araştırma kitabından öğreniyoruz. Demirel Türkçe’ye çevirdiği bu dizeleri, zamanında Churchill'in ‘‘Modern kehanetlerin en harikası’’ olarak nitelendirdiğini ve Harry Truman'ın hayatı boyunca cüzdanında taşıdığını söylemiş. Merak ettiniz değil mi? İşte Demirel’in çevirdiği dizeler:
İnsanın görüp görebileceği kadar uzak geleceğe, alabildiğince ötelere baktım.
Dünyayı bütün mucizeleri ile düşledim.
Uğultularla dolu cennete kulak verdim.
Mavi okyanuslarla boğuşan, kudretli donanmaları,
Dünya Devletleri Birliği’ni ve insanlığın meclisini,
Savaş davullarının sustuğunu ve bayrakların indiğini,
Ve her şeyin üzerine serin ve tatlı bir çiğ düştüğünü görür gibi oldum.
Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çocukluk yıllarında, Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili yazılmış olan kitaplara ilgi duyduğunu biliyoruz. Erciyes Dağı’nın eteklerine pikniğe gittikleri zaman bile okuma saatlerinin ana konusunun hep Osmanlı tarihi kitaplarından oluştuğunu söylüyor. Bugünlerde ise başucunda duran kitabın ABD Başkanı Barack Obama’nın başarı öyküsünün anlatıldığı İnanırsak Başarırız isimli kitapmış.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da şiir sevgisini bilmeyen yok artık. Hatırlarsanız zaten okuduğu bir şiir yüzünden hapse girmiş ve hapisteyken bir şiir albümü bile çıkarmıştı! Geçtiğimiz hafta da televizyonlarda kendi seslendirdiği bir Erdem Beyazıt şiirini dinlerken, nasıl da birden duygulandığını ve ağlamaya başladığını seyrettik.
Gördüğünüz gibi siyasetçilerimiz birer kitap kurdu veya edebiyat düşkünü sayılmazlar fakat hepsinin bir yerlerde mutlaka “en sevdiği şiir”leri duruyor. Okudukları az sayıdaki kitap da (‘vakitsizlikten’ tabii) genellikle başka siyasi liderlerin biyografileri oluyor… Kimbilir belki Obama’nın vakti olur da, Baykal’ın hediye ettiği kitapları okur…
Ne dersiniz?
Deniz Baykal'in kitabi okumamis oldugunu söyleyebilmek enteresan bir sey bence. Baykal bircok cok konuda bircok kez elestirilmistir, elestirilebilir. Ancak hem egitim hem kariyer acisindan diger ortalama siyasetcilerle bir tutmak kendisini hata olur. Ayrica Erdogan kitap okumadigini önünue getirilen özetlere göz attigini da söylemisti.
Biraz daha arastirip yazarsaniz bazi seyleri daha iyi olacak kanaatindeyim.
Saygilar.
Yeni yorum gönder