Sıddık Akbayır çalışkan bir araştırmacı. Kitaplarının hak ettiği ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Kitapları ile tanışmam, tadı halâ damağımda olan, çok beğendiğim çalışması "Bir Fotoğrafınız da Ben de Kalmış" ile olmuştu. Maalesef ikinci baskısı yapılmadı. Eşe dosta hediye etmek istediğim kitaplardan birisidir; o yüzden elimdeki tek kopya sürekli seyahat halinde. Döner mi dönmez mi, dönerse nasıl döner bilmiyorum. Şair Haydar Ergülen'i incelediği "Şiir Adımlı Bir Yolcu"nun da yeni baskısı yok. Yeni baskıları yapılır mı, yapılmaz mı bilinmez. Dolayısıyla bu yazının konusu olan "Orhan Pamuk - Yaşar Kemal: Zamansız Bir Karşılaşma" başlıklı çalışmasını aldınız aldınız, yoksa bir daha bulamayabilirsiniz. Ayrıca Nazım Hikmet ve Necip Fazlı karşılaştırması yaptığı "Aynı Göğün Uzak Yıldızları", Turgut Uyar portresi olan "Biz Ki Bir Sahipsiz Hatırayız", müziğe de el atıp Orhan Gencebay – Sezen Aksu'yu incelediği "Tütün ve Kola" her ciddi edebiyat okuru ve müzik aşığının kütüphanesinde mutlaka bulunması gereken incelikli, özenli, detaylı çalışmalar. En yeni incelemesi ise öykücü Özcan Karabulut hakkında: "Öyküler Kimi Söyler? Özcan Karabulut".
Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk edebiyatımızın zirvesindeki, en çok tartışılan, konuşulan isimlerinden ikisi. Uzun yıllar boyunca beklentimiz Yaşar Kemal'in bir Nobel ödülü alacağı doğrultusundaydı. Sonra yeni yetme romancı Orhan Pamuk büyüdü, romanlarını yayınladı. Sistemli ve planlı bir çalışma ile romanlarının değişik dillerde yayınlanmasını sağladı. Çok sayıda prestijli ödülden sonra Nobel'i de alarak bir bakış açısına göre bir romancının ulaşabileceği en yüksek zirveye bayrağını dikmiş oldu. Tabii bu ödül, o günden bu güne bitmeyen, pek bitecek gibi görünmeyen bir tartışmayı da beraberinde getirdi: Orhan Pamuk bu ödülü gerçekten hakediyor muydu, yoksa siyasi tavrı, demeçleri vs. Nedeniyle "Türk ve Türkiye düşmanlarınca" ödüllendiriliyor muydu?
Akademik çalışmalarda rastlanan karşılaştırmalı inceleme yöntemini, Akbayır biraz daha hafifleştirip, zenginleştirerek uyguluyor ve çok da iyi yapıyor. Bunun sonucunda titiz bir arşiv çalışmasının sonucu olan, tarihe kalacak derlemeler oluşuyor. Bu tür ikili veya çoklu ("Bir Fotoğrafınız da Ben de Kalmış") karşılaştırmalar üzerine inşa ettiği çalışmaları sanırım monografilere göre ortalama okuyucunun daha kolay okuyabileceği ve keyif alacağı metinlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Akbayır, Orhan Pamuk ve Yaşar Kemal'i karşılaştırdığı çalışmasını ilginç başlıklar altında yapıyor: Trajedi, Gözlük, Giysi, Ev, Kompleks, Cümle, Vatan Hainliği, Atatürk, gibi... Ama bunu yaparken kendi mesafesini mümkün olduğunca korumaya, tarafsız olmaya, yazarların kendi metinlerinden, haklarındaki eleştirilerden, gazete haberlerinden, söyleşilerden yararlanıyor. Bunun sonucunda da hiçbir yerde bulunamayacak zenginlikte bir derleme, ve keyifli bir okuma şöleni çıkıyor ortaya. Bir kaç örnek verecek olursak:
"Orhan Pamuk; trajedisiz, 'beyaz' bir romancıdır. Üvey acılar içinde, kurgulanmış hüzünler yaşar. 'Tek parti dönemininde devletten ihale alma imtiyazını yaşayarak zengin olmuş' bir babanın talihli çocuğudur.'
Yaşar Kemal; 'yetimlik', 'kekemelik' ve 'tek gözlülük' trajedisini bir yara olarak romanlarına taşıyan 'güneyli' bir 'esmer'dir. Yoksulluğu bütün yüzleriyle tanıyan, içinde hep 'eksik bir baba'yla büyüyen talihsiz (!) bir çocuktur."
Yazma biçimi ile ilgili olarak ise: "Orhan Pamuk; ilham gelmesi için evinin salonunda volta atar. Mutlu olabilmesi için her gün bir süre edebiyatla ilgilenmesi gerektiğini düşünür.
Yaşar Kemal; eski bir alışkanlığı sürdürür, yani 'mapushane voltası' atar. Mutlu olabilmesi için her gün birkaç dostuyla sohbet etmesi gerektiğini düşünür.
Orhan Pamuk; bir cümle yazar, okur beğenmez, yırtıp atar, sonra yeniden yazar. Her gün on saate yakın odasına kapanıp iyi bir yarım sayfa yazının izini sürer.
Yaşar Kemal; daktilonun tuşlarına savaşır gibi vurur. Gürül gürül yazar. Bir oturuşta birkaç destan sayfası çıkarır. İnce Memed'i buz gibi bir evde üç ayda bitirir."
Kitapta her iki yazar hakkında popüler yayınlarda çıkmış yazıların en önemlileri, farklı uçlardaki örnekleri de yer alıyor. Ahmet Hakan'ın, Murat Uyurkulak'ın, Cumhuriyet yazarlarının Orhan Pamuk değerlendirmeleri gibi...
Kitabın son bölümünün başlığı "İki Yazar İki Kitap". Akbayır, Pamuk'un Yeni Hayat'ını ve Kemal'in "İnce Memed"ini ayrı ayrı mercek altına yatırıyor, aynı yöntemi her iki romana da uyguluyor.
Bir de Akbayır'ın beden dili ve kişilik bölümünün başlangıcında, hep yaptığı gibi başka edebi metinlerden de besleyerek bir edebi şölen haline getirdiği, betimlemeleriyle bakalım bu iki büyük romancımıza:
"Orhan Pamuk; 'kentsel beslenmeden yeni çıkmış, narin, uzun gövdesiyle' bir jöndür. Adımlarında, Ediz Hun, Tarık Akan karışımı kentsoylu bir 'esas oğlan'ın inceliği vardır.
Yaşar Kemal; 'hüznünde âsi dağların şivesi bozuk dumanını taşıyan' bir karakter oyuncusudur. Görüntüsü, Kadir Savun'la Erol Taş arasında bir yerdedir."
Akbayır'ın bütün çalışmaları gibi keyifle, bilgilenerek okunan, sonra tekrar tekrar karıştırılan arşivlik bir çalışma. Özellikle bu iki romancının hayranlarına şiddetle tavsiye edilir.
Alıntılara bakılırsa ucuz bir kitaba benziyor. Tam kahvehane muhabbeti. Kitaba para vermeyin, herhangi bir kahveye girip oradaki son derece erkek ve milliyetçi gençlere Orhan Pamuk'u sorun, benzer şeyler söylerler.
Yeni yorum gönder