Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Eleştiri

Eleştiri

Yaşamak Zamanı



Toplam oy: 1157

“Yaşamak Zamanı” Dilem Yayınevi'nden yayınlanmış, cep kitabı boyutlarında, Ozan Hüseyin Erkan 'ın özgün şiirlerini kapsayan şirin bir yapıt.

 


Yazar Hüseyin Erkan'ın, eğitici, uyarıcı,yol gösterici çok sayıda köşe yazısını severek okuyan bir okuru olarak, ilk kez bir şiir demetiyle karşılaştım. Yazar Hüseyin Erkan,  kırıcı olmayan, sıkmayan, ilgiyle okunan yazılarını, aslında şiir akıcılığı ile kaleme alır; ilgiyle okunur. Bu kez; Ozan Hüseyin Erkan, kibar, zeki yaklaşımıyla, çevresini adınlatmak için çaba gösteren kişiliğini yansıtmış, “Yaşamak Zamanı'nın dizelerine...

 

Değerli Eşi Güler Erkan ile kurdukları “Dilem Yayınevi”, yurdun dört bir yanında açan çiçekler gibi, yok olmaya yüz tutmuş oyaları dantlleri derleyip yok olmaktan kurtarmanın yanı sıra, yeni kuşağın el becerileri olarak yaşama kazandırmaktan başka, genç kızlarımıza, kadınlarımıza kendi elbiselerini, çocuklarının kıyafetlerini dikebilme yeti ve özgüvenini kazandıran, hazır “dikiş kalıpları” hizmeti vererek, bu dalın öncüsü olmuş bir kurum olmuştu. Yıllardır verdikleri bu uğraşın arasında, derledikleri oya'lar, nakış'lar, dantel'ler gibi işlenmiş; “Yaşamak Zamanı” dizeleri...

 

Ozan'ın eğitimcilikten gelen özelliğinden olacak, anlaşılır olmak, okuyucuya verilecek mesajın doğrudan verilmesi amaçlanmış... Şiirde ölçü, vezin, uyak gibi kavramların, şiirin ana temasının önüne geçmesine izin vermeyen günümüz ozanlarından farklı olarak, zor anlaşılır ve kullanılan sözcüklerdeki anlam kargaşası ve  ilgisizliği ile okuyanı “şok”a sokacak yöntemlerden kaçınmış, vermek istediği mesajı, kıvrak zeka ve buluşu ile, okura şiir tadını vermeyi başarmış. Anlamsız gizem yerine, sanatçı yaratıcılığıyla ilginç buluş ve benzetmeler yeğlenmiş...

 

“Yaşamak Zamanı”, yaşamda insan olma sorumluluğundan uzaklaşarak “gününü gün etmekten” farklı olarak, insana yakışan erdemli yaşam tarzı içinde, insana verilen yaşama fırsatının tadına varılarak yaşanması; barış ve dayanışma için de huzurlu olmanın yalın ve doğru yolunu göstermeyi de ihmal etmiyor...

 

Hüseyin Erkan dizelerine “sevgi tomurcukları” serpiştiriyor. İnsanlığın sevgiyle yüceleşeceğine inanıyor; çok bilmenin yerine sevmek ve doğal yaşamla insanın daha mutlu olacağına inanıyor; insanoğlunun hemcinsine verebileceği en büyük armağanın “sevgi “ve pragmatik davranış olduğunu vurguluyor; ölçülü bir septik düşünceye de yer veriyor.

 

Dizeleri okurken, sanki kendi düşüncelerinizin yansıması gibi  Ozan'a katılıyor; anlatımı sahipleniyorsunuz; “iyi ki yazmış.” diyorsunuz.

 

Zamanımızın şiir kargaşası arasında, parlayan bir ışık, Hüseyin Erkan 'ın dizeleri...

 

Şiir tadına tat katan bir yapıt “Yaşamak Zamanı”

 

İbrahim E.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Eleştiri Yazıları

Modern sanat telakkisinin adeta “dinselleştiği” ve bunun da en önemli etkisini mimarlık alanında gösterdiği bir bağlamda yaşadı Turgut Cansever. Türkiye ekseninde bir yanda pozitivist bir dünya görüşünün diğer yanda da seküler mistik ve “yaratıcı insan” düşüncesinin egemen olduğu, “bilim”in dogmatikleştiği bir dönem.

Hayat parantezi 1916’da İstanbul’un Fatih semtinde, Atik Ali Paşa’da açıldı Behçet Necatigil’in. Sonra parantezin içerisine bir başka şehir girdi: Kastamonu. Zeki Ömer Defne’nin zilleri çalarken derslere bir bir girenler arasında o hassas ortaokul öğrencisi de vardı. Evlerden, kırlardan, denizlerden duyulan bu ses zil değil şiirin tınısıydı.

“Sanatçı, gözün göremediğini görendir.”

 

Çağdaş Amerikan edebiyatının en parlak yazarlarından Michael Chabon’un bir söyleşisini hatırlıyorum. Yaratıcı yazma atölyelerinin desteklenmesi gerektiğini söylüyordu: “Tamam, kimse kimseye dâhi olmayı öğretemez kuşkusuz ama yazarken hata yapmamak, yazmak denen şeye ‘okur’ gibi değil de ‘yazar’ gibi bakmak pekâlâ öğrenilebilir.

Nehir söyleşi, ara bir tür. Ne biyografi ne de otobiyografi. Otobiyografi değil çünkü hayatınızı nasıl anlatacağınızı söyleşiyi yapan kişinin soruları belirliyor. O çerçeveyi siz çizemiyorsunuz ve birkaç soruyla hiç istemediğiniz günlere veya olaylara geri dönmeniz mümkün.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.