Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Felsefe

Felsefe

Gilles Deleuze - Müzakereler



Toplam oy: 547
Gilles Deleuze
Norgunk Yayıncılık

Deleuze’ün 20 yıla yayılan “müzakere” yazılarından bir bölümü. Metinler, Deleuze’ün temel felsefesine ilgi duyanların ihtiyaç duyabileceği birer yardımcı okuma görevini üstlenebilir. Bu yüzeysel oldukları anlamına gelmiyor. Deleuze kendine has ve çetrefilli üslubunu bu metinlerde de ortaya koyuyor ve okuyucuya özgün bir felsefe metinleri seçkisi sunuyor.

Kitapta yer alan ilk bölüm, “Anti-Oidipus’tan Bin Yayla’ya” başlığını taşıyor. Bu bölümde, Deleuze’ün (Felix Guattari ile birlikte) yazdığı adı geçen  kitaplar üzerine yazısını ve onunla yapılan söyleşiyi buluyoruz.

İkinci bölüm, “Sinemalar”dır. Bildi­ğimiz gibi Deleuze, sinema sanatı üzerine ayrıntılı bir teorik çalışma yapmış ve bunu iki ciltlik bir eser olarak yayımlamıştır. Bu bölümde, bu esere dair temel düşünceler serimlenmekte ve Godard sineması üzerine incelemeler—Godard sinemasında “ve”nin rolü vb.—ortaya konmaktadır.

“Michel Foucault” başlıklı üçüncü bölümde, Foucault’nun felsefesine dair Deleuze’ün R. Maggiori, D. Eribon ve C. Parnet ile yaptığı söyleşiler yer alıyor. Deleuze, bu bölümde, çağdaşı ve arkadaşı olan Foucault’nun felsefesini kendi felsefesine nasıl yakın bulduğunu ve onu temel eserleri üzerinden nasıl yorumladığını anlatıyor.

“Felsefe” başlığını taşıyan dördüncü bölüm; Deleuze’ün kendi döneminde felsefenin durumunu ve kendi felsefesini Leibniz’in felsefesi üzerinden ele aldığı kitabı, mülakatlar (C. Parnet, A. Dulaure, R. Bellour vd.) yoluyla tartışıyor.

Son olarak, Deleuze’ün, Spinoza üzerine R. Bensmaia’ya yazdığı mektup da bu bölümde. Beşinci ve son bölüm ise “Politikalar.” Diğer bölümlere göre daha kısa olan bu bölümde, Deleuze, denetim ve oluş kavramlarını inceleyip denetim toplumlarının nasıl ve niçin oluştuğu üzerine politik duruşunu ifade ediyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Felsefe Yazıları

“Ve bugüne kadar istisnasız bütün devletlerin... nihai amacı olan ebedi barış, kötü savaşları bitirmemizi ve kendisine ulaşmak için en uygun görünen (belki de bütün devletlerin tek tek ve tümden cumhuriyetleşmesini sağlayan) bir anayasa kurmamızı talep eder.

“Girit’e kaçmak, Girit’te yaşamak, Atina’da ölmenin alternatifiydi. Fakat Sokrates Atina’da ölmeyi seçti. Sokrates, Girit’e felsefeyi sokmak uğruna yaşamını korumaktan ziyade, Atina’da felsefeyi korumak uğruna yaşamını feda etmeyi tercih eder. Eğer Atina’da felsefenin geleceğine ilişkin tehlike o kadar büyük olmasaydı, Sokrates, belki de Girit’e kaçmayı seçerdi.

“Sanat eleştirisi öğretmekle geçirdiğim uzun yıllar beni şuna ikna etti ki, bir imgeyi değerlendirmenin en iyi yollarından biri onu gözlemlemek ve üzerine düşünüp konuşmaktır. Sanat eleştirisi bunu gerektirir ve bu kitabın derdi de bu.

“Fotoğraf felsefesinin amacı, insan ve aygıt arasındaki mücadeleyi fotoğraf alanında ortaya çıkararak, sözkonusu karşılığa olası bir çözüm aramaktır”

“... nesnelerin beni (özgür bir varlığı) nasıl etkilediği asla anlaşılır şey değildir. Ben yalnızca nesnelerin nesneleri nasıl etkilediğini kavrarım. Ama ben özgür olduğuma göre (ve ben, kendimi nesnelerin bağıntısı üzerine çıkarıp, bu bağıntının kendisinin nasıl olanaklı olmuş olduğunu sormak suretiyle olanım), ben asla hiçbir şey, hiçbir nesne değilim.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.