Çocuk Vakfı tarafından hazırlanan 100 Temel Eser Raporu, 15 Ocak 2010’da Millî Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’ya gönderildi.Haziran-Aralık 2009 tarihleri arasında öğrenci, öğretmen, veli, eğitimbilimci, eğitim ve yazar örgütlerinin görüşü alınarak hazırlanan raporda 46 uzman ve yazarın yanında 11 sivil toplum kuruluşunun görüşleri yanında sempozyum ve kongre kararlarına yer verildi. Raporda ayrıca 2004 yılından bu yana 100 Temel Eser konusunda görüş ve düşüncelerini açıklamış 51 kişinin de görüşleri yer alıyor.
Çocuk Vakfı Çocuk Akademisi’nin rapor hazırlama kurulu tarafından, zorunlu kitap okuma listeleri ile okuma alışkanlığı ve dil, duygu ve düşünce zenginliği kazandırmak amacının gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle 100 Temel Eser uygulamasının sona erdirilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı’na çağrı yapıldı. Raporun ulaştığı sonuçlar çerçevesinde Bakanlığa iki öneride de bulunuldu: Bir, okuma programlarının hazırlanması. İki, Çocuk ve İlkgençlik Kitapları Konseyi’nin kurulması.
Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin’in 100 Temel Eser Raporu ile ilgili açıklaması şöyle:
"Türkiye’nin okuma alışkanlığı gerçeği, okumama alışkanlığı gerçeğidir. Türkiye, okuma-yazma öğretme başarısı göstermesine karşılık, okuma ve anlama becerisi kazandıran temel eğitim sisteminden yoksun bir ülke durumundadır... Okuma alışkanlığı süreçlerinin bütün bileşenleri dikkate alınmadan ve eğitim sistemi okur yetiştirmeye odaklanmadan okuyan bir topluma dönüşme ihtimali de yoktur. Çünkü, Türkiye’de okuma alışkanlığı sorununu çözmeye yönelik ne yöntemi belirlenmiş bir hazırlık, ne de bu yönde bir öngörü vardır... Buna karşılık, örgün eğim sistemi, okuma alışkanlığı sarmalını daha da genişleten ve derinleştiren, amacı, işlevi ve yöntemi belirsiz etkilenmelere açık duruma getirilmektedir. 2004’te orta, 2005’te ilköğretime yönelik 100 Temel Eser uygulaması ile örgün eğitim sistemi içinde her yıl 8 milyon öğrenci zorunlu okunacak kitaplarla oyalanmak zorunda bırakılmıştır. Beş yıl boyunca yakından izlediğimiz bu sürecin olumlu-olumsuz yönlerini değerlendirirken en uyarıcı bilgiye öğrenci, veli ve öğretmenlerin görüşlerinden ulaştık: Öğrenciler, 100 Temel Eser’in amacı konusunda –Bilgim yok! ; velilerin ise –Haberim yok! ifadeleri oldu. Öğretmenlere gelince: Beş yıl boyunca ve rapor hazırlama süreçlerinde ilk ve orta öğretimde 100 Temel Eser’in tamamını okumuş ve kitaplar üzerinde konuşabileceğimiz tek bir öğretmen belirlenemedi.Örgün eğitim sistemi üzerinde olumsuz etkilerinin olumlu etkilerinden çok daha fazla olan bu uygulamanın sona erdirilmesi yeterli değildir. Türkiye’yi okuyan bir topluma dönüştürecek yeni okuma alışkanlığı ütopyalarına ihtiyacımız var. Bunun için de yazı kültürü ile görsel kültür ilişkisini ve etkileşimini bütün bileşenleriyle örgün ve yaygın eğitim sistemine yansıtacak köklü atılımlar yapılması gerekir.”
Yeni yorum gönder