Ünlü ABD’li yazar Kurt Vonnegut Jr.’ın 1969’da yayımlanmış ve Türkçeye 1975’te “Mezbaha No. 5” adıyla çevrilmiş olan “Slaughterhouse Five” adlı romanı, Missouri eyaletinin Republic kentinin lisesi ve kütüphanesinde yasaklandı. Missouri Eyalet Üniversitesi profesörlerinden Wesley Scroggins'in yerel bir gazetede yayımlanan yazısında, Vonnegut’ın romanında, “bir gemicinin bile yüzünü kızartacak kadar küfürlü bir dil kullanıldığını” ileri sürdü. Bu yazının ardından lisenin müfredat programından çıkarılmasına ve kütüphanede bulundurulmamasına karar verildi.
Vonnegut’un “Mezbaha No. 5” adlı romanı daha önce de ABD’nin çeşitli okullarında yasaklanmıştı. Roman, 1970’lerin başlarında, Kuzey Dakota’daki Drake okulunun yönetim kurulu tarafından “zararlı bir kitap olduğu” ileri sürülerek yasaklanmış ve okulun elindeki kopyalar yöneticilerin emriyle bir hademe tarafından kalorifer kazanına atılarak yakılmıştı.
Vonnegut, bu olaydan sonra yaptığı açıklamada, “Romanımda, ‘Çekil yolun ortasından, anasını sattığımın çocuğu!”dışında tek bir yakışıksız söze rastlayamazsınız. Aydın insanlar gibi davranarak kitaplarımı okuma zahmetine katlansaydınız, kitaplarımın açık saçık olmadığını ve şu ya da bu türden bir yabanıllığı savunmadığını anlardınız,” demişti. 20. yüzyılda uygarlığın korkunç yanlarını, teknolojinin insanı dışlayışını, çağdaş dünyanın yarattığı korkuları fantezi ve bilimkurgudan yararlanarak alaycı ve çarpıcı bir dille eleştiren romanlarıyla tanınan Kurt Vonnegut Jr., II. Dünya Savaşı’nda ABD Hava Kuvvetleri’nde görev yaparken Almanlara tutsak düşmüş, Dresden kentinin Şubat 1945’te yangın bombalarıyla yerle bir edilmesi sırasında sağ kurtulan az sayıda insandan biri olmuştu.
Vonnegut, “Mezbaha No. 5”te, Dresden’de yaşadıklarını aktarmaya çalışmış, hava bombardımanını yüzyıllardır sürüp giden savaşların acımasızlığının ve yol açtığı yıkımın simgesi olarak işlemişti.
Prof. Scroggins, aynı yazıda Sarah Ockler'ın "Twenty Boy Summer" adlı kitabını da "Mezbaha No. 5" ile birlikte anmış ve o kitaptan da yakınmıştı. Profesörün "genç kızların elbiselerini çıkardığı oyunların olduğu alkollü ergen partilerini övüyor," ve "yumuşak porno olarak sınıflandırılmalı" dediği kitap da okul yönetimi ve kütüphane tarafından yasaklandı.
Sarah Ockler yasaklama olayına kendi sitesinde sert tepki verdi. "Kitabımı bu ülkenin her lanet bölgesinde yasaklayabilirsiniz. Fakat yine de bazılarının böyle şeyler olmuyormuş gibi davrandığı tercihler yaptıkları için gençlere suçlu hissetirecek ya da mesaj verecek şeyler yazmayacağım. Gerçek konuları yazdığım için asla utanmadım."
"Cinsel deneyler yaşayan ya da kendini içkiye veren her ergen pişman olmuyor. Her cinsel ilişki yaşayan ergen, hastalık kapmıyor, hamile kamıyor ya da birini hamile bırakmıyor. Bir ilişki haricinde seks yapan her erhen bu konuda suçlu, utanç içinde ya da pişman hissetmiyor," diyen Ockler en sonunda trenin yoldan çıktığını vurguluyor: "Daha önce milyon kez söyledim, yine söylerim: Kitaplarımın her genç için uygun olmadığını ve bazı ebeveynlerin içeriğine itiraz etmelerini anlarım. Okuyun ve kendi aileniz için kendiniz karar verin. Keşke daha fazla aile bunu yapsa; çocukların okuduklarıyla ilgilense, kitapları onlarla tartışsa. Fakat bir kitaba başkalarının ulaşma şansını sınırlamayın ve bir takım "müfredat kararları" kılıfıyla konunun üstünü örtmeyin!" Oackler ayrıca okul yönetimine doğru olanı yapıp diğer kitabını (Speak) da yasaklamalarını tavsiye etti.
Yeni yorum gönder