İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde düzenlenen PEN Öykü Etkinliği’nde, PEN Öykü Şükran Armağanı, yönetim kurulu adına Tarık Günersel tarafından Adnan Özyalçıner’e sunuldu. Edebiyatımızda ’50 Kuşağı’nın önde gelen yazarlarından Özyalçıner, Şükran Armağanı’nı, “Sait Faik gibi ustalarının katkılarına saygıyla” kabul ettiğini vurguladı ve bu yıl için kaleme aldığı Dünya Öykü Günü bildirisini okudu.
Özyalçıner’in, 14 Şubat Dünya Öykü Günü için sunduğu bildiri şöyle:
“Öykü yaşamdan kaynaklansa da yaşamı anlamlandırıp bütünleyerek yeniden yaratır. Çağının tanığıdır çünkü. İnsanı mutsuz kılan, kılacak olan her türlü olayın karşısındadır. Savaşa karşı barışın, köleliğe karşı özgürlüğün, baskılara karşı direncin, yok etmelere karşı var etmenin, yokluğa karşı varlığın, acılara karşı sevincin, mutsuzluğa karşı mutluluğun, sevgisizliğe karşı sevginin en güzel yazısıdır öykü.
Dildir öykü, anadillerin en has sözcüklerinden oluşur. O sözcükler duyguları, düşünceleri, düşleriyle yaşadıkları ya da yaşayamadıklarıyla insanı yansıtır. Bütün ilişkileri, bütün çelişkileri, çevresiyle olan bütün uyumluluğu, uyumsuzluğuyla birlikte.
Bu yüzdendir anlatanla anlatılan tekil olsa da çoğuldur öykü. Onun için dünyanın neresinde olursa olsun, yazılan her öykü, hepimizindir. Aslında hepimiz bir öyküyüzdür. Öykünün paylaşıldıkça anlam kazanması bundandır. Bütün bu halleriyle sevginin, kardeşliğin paylaşıldığı/paylaşılacağı bir dünyanın habercisidir öykü.
Öyle de olmalıdır!
Sonuçta insandır öykü. Köleyle efendinin yan yana yaşatıldığı çağımızda insanın geçmişini, bugününü, başka bir deyişle, yaşadıklarıyla yaşayamadıklarını, yaşatmadıklarını da denebilir, mutlu bir geleceğe taşımalıdır.
Bu bir zorunluluktur!
Bu bir sorumluluktur!”
Yeni yorum gönder