Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Ahmet Altan: Hrant Dink Ödülü'nü utançla kabul ediyorum



Toplam oy: 778

Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün üçüncüsü, dün akşam İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleşen törende veridi. Taraf gazetesinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni, gazeteci-yazar Ahmet Altan ile kadın ve çocukları hedef alan insan tacirleri hakkında yaptığı araştırmaları kitaplaştıran Meksikalı gazeteci ve araştırmacı Lydia Cacho ödülün sahibi oldu.


Bu yıl üçüncü kez verilen ödülün jürisinde Adalet Ağaoğlu, Judith Butler, Hasan Cemal, Daniel Cohn-Bendit, Rakel Dink, Irene Khan, Boris Navasartian'ın yanı sıra 2010 yılının Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahipleri Baltasar Garzón Real ve Türkiye Vicdani Ret Hareketi de bulundu.

 

Ödül, "her yıl ayrımcılıktan, ırkçılıktan, şiddetten arınmış, daha özgür ve adil bir dünya için çalışan, bu idealler uğruna bireysel risk alan, ezber bozan, barışın dilini kullanan, bunları yaparken, insanlara mücadeleye devam etme yolunda ilham ve umut veren", biri Türkiye'den biri Türkiye dışından olmak üzere iki kişi, kurum veya gruba veriliyor.



"Her insan aldığı ödülü gururla kabul eder, bense bugün bu ödülü utançla kabul ediyorum. Bu ülkede yaşayan herkes gibi ben de Hrant Dink’i ölümden koruyamadığım için suçlu ve günahkarım," diyen Ahmet Altan ödül konuşmasında, ödülü emanet olarak aldığını ve bir gün gerçek sahibine devredeceğini umduğunu belirtti: "Nezaketinize minnettarım ama ben adımı, onun adının yanına yazdırmayı hak ettiğime inanmıyorum. Bunu hak edebilmek için onu koruyabilmiş olmam gerekirdi. Bunu hak edebilmek için onun katillerinin bulunmasını sağlamış olmam gerekirdi. Bu ödülü, eğer izin verirseniz, bir emanet olarak alıyorum. Bir gün bu ülkede, Hrant Dink’in gerçek katillerini bulan, onları ortaya çıkartan, bu korkunç vahşetin hesabını soran cesur, dürüst ve onurlu bir yönetici çıkarsa, o zaman bu gece burada aldığım bu emaneti ona, gene burada, bu kalabalıkların önünde sevinçle vereceğim. Bu ödülün gerçek sahibi o olacak. O gün gelene kadar, iyi bir insan için duyulan acının ve bir ölümü önleyememiş olmanın yaraladığı bir vicdanın simgesi olarak bu ödülü saklayacağım."

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.