Cannes Film Festivali'ne bu sene edebi uyarlama filmleri damgasını vurdu. “Auteur” sinemanın* tarihten bu yana en çok yer aldığı alan olan Altın Palmiye Ödülleri'nde, 2000'den bu yana Roman Polanski'nin Pianist'i ve Lauren Cantet'in The Class'ı olmak üzere sadece iki edebi uyarlama ödül almıştı; ancak bu sene durum biraz daha farklı. Birçok edebi eserin senaryolaşarak beyaz ekranda beğenimize sunulduğu bu seneki festival, edebiyatseverleri oldukça memnun edeceğe benziyor.
Jack Kerouac'ın Yolda (On the Road) isimli romanının birkaç gün önce vizyona giren Walter Salles uyarlaması ve David Cronenberg'in, Don DeLillo'nun 2003 tarihli, aynı adlı romanından uyarladığı Cosmopolis, festivalin merakla beklenen filmlerinden. Diğer göze çarpan filmler ise Peter Dexter'ın Paperboy romanının Lee Daniels uyarlaması, Matt Bondurant'ın Western romanının, Nick Cave tarafından senaryolaştırılıp John Hillcoat yönetmenliğinde izleyenle buluştuğu filmi Lawless ve Craig Davidson'ın kısa hikayelerinden uyarlanan ve Jacques Audiard'ın yönettiği Rust and Bone var.
"Auteur gelenek gücünü mü kaybediyor?"
Festivalde bu kadar çok uyarlama film olması, sinema çevrelerince “Auteur gelenek gücünü mü kaybediyor?” sorusunun sorulmasına neden oldu. Edebi uyarlamaların risksiz, reklam gücü yüksek ve yönetmen-senarist tekliğindeki sanatsal niteliğe sahip olmadığını düşünen birçok eleştirmen için bu sorunun cevabı “Evet,” oldu. Sight and Sound'un editörü Nick James'e göre, her iyi roman -elbette istisnalar dışında- iyi bir film olmayabilir.
İngiltere Ulusal Tiyatrosu'nun yardımcı yönetmeni Rufus Norris de ilk film denemesini Cannes Eleştirmenler Haftası'nda edebi bir uyarlama ile yapanlardan. Norris, kendisi için yazarlığın, “sahip olmadığı ve olmanın hayalini bile kuramadığı” bir hüner olduğunu, Avrupa'da yönetmenin “omnipotent” (yazarlık-yönetmenlik güçlerine haiz) görülmesinin karşısında, İngiltere'de böyle bir durumun olmadığını, bunun da kültürel farklılıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
Variety dergisi eleştirmenlerinden Leslie Felperin ise uyarlamaların çokluğu karşısında daha sakin. Felperin, iyi yönetmenlerin kaynak malzemeyi kendi bilinçleri doğrultusunda değiştirip dönüştürebilir hatta bazen orjinalinin tamamen tersi bir şey bile yaratabilir güce sahip olduklarını ve düşünüldüğü gibi edebi uyarlamaların auteur sinemadan daha az sanatsal olmadığını söylüyor.
Bu tartışmalar süredursun, Cannes Film Festivali'nde bu sene Altın Palmiye Ödülü'nün edebi uyarlama bir filme verilme ihtimali oldukça yüksek görünüyor.
Yeni yorum gönder