İngiliz edebiyatının önemli temsilcilerinden Amitav Ghosh, roman ve öykü yazarı Ayfer Tunç'la Boğaziçi Üniversitesi'nde buluştu. Boğaziçi Üniversitesi'nin 150. yıl etkinlikleri kapsamında başlattığı Boğaziçi Chronicles Programı çerçevesinde düzenlenen buluşmada Ghosh ve Tunç, tarihsel kurguyu, yurt kavramını ve kültürel farklılıkları ele aldılar. Moderatörlüğünü Barış Büyükokutan'ın yaptığı sohbette edebiyattan Uzak Asya'ya, yurt meselesinden köksüzlüğe, öykü yazımından Gezi olaylarına kadar birçok konu masaya yatırıldı.
Kalküta Kromozomu ve Sırça Saray gibi kitaplarıyla tanınan Ghosh, Haziran ayı boyunca İstanbul'da Boğaziçi Üniversitesi Kampüsü'nde konaklayarak, İstanbul üzerine çalışacak ve günlük tutacak.
"Yurt kendimi rahat hissettiğim yer"
Sohbet sırasında kendisine sorulan, "Yurt sizin için ne anlam ifade ediyor," sorusuna Amitav Ghosh, "Yurt kavramı çok komplike bir şey. Ben göçebe hayatı yaşadım, yurt benim yazılarımı yazdığım yer. Bir çalışma masasından öbürüne yer değiştiriyorum. Bunlar bana yurdu çağrıştırıyor. Nerede iyi hissediyorsam orası yurdum," yanıtını verdi. İstanbul'un ise yüzyıllardır kendisi gibi pek çok göçebeye ev sahipliği yaptığını ve çok kültürlülüğün bu şehrin temel taşlarından biri olduğunu belirtti. Ghosh "İstanbul tüm metropoller gibi çok kalabalık ve büyük bir şehir. Hayatlarımız insanların varlığından müteşekkil. Normalde akrabalarımız, arkadaşlarımızla dolan hayatımıza bu büyük şehirlerin kalabalıkları sızıyor," dedi.
"Gezi'de insan kavramı doğanın önüne geçti"
"Kök salabilmekle çokluk, çeşitlilik arasında bir tezat var. Kök salma bir proje," diyen Ghosh, kendisini asıl ilgilendirenin köksüzlük olduğunu belirtti. Kök salmanın köksüzlüğü yarattığından bahseden Ghosh, yaşadığımız dünyanın kesişmeler ve bağlantılardan oluştuğunu ve bu noktada Türkiye ve Hindistan arasında benzerlikler bulunduğunu söyledi. Ghosh, sadece Türkiye ve Hindistan değil, tarihi geçmişi olan ve çok kültürlü bir yapıya sahip olan bütün toplumlarda benzerlikler görüldüğünü söyledi. "Birbiriyle bağlantılı olma durumundan kaçış yok," diyen Ghosh, diğer her şeyde olduğu gibi edebiyatı da hümanizmin sardığını söyledi. Örnek olarak Gezi eylemlerini gösteren Ghosh, meselenin özünün doğayı korumak olduğunu ancak insan kavramının yine bunun önüne geçtiğini söyledi ve ekledi: "Zamanımızın gerçek politikasını yapmak istiyorsak, modern 20. yüzyılın politikasının ötesine geçmeliyiz."
Yeni yorum gönder