28 Nisan - 8 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek 27. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin bu yılki sürprizlerinden birisi Hamlet seçkisi. Sinemaseverler, “Dünyada Çürümüş Bir Şeyler Var!” başlığı taşıyan bu bölümde Yugoslavya, Almanya, Finlandiya, Fransa ve İngiltere'den farklı dönemlerde beyazperdeye uyarlanan Hamlet filmlerini, başka bir deyişle, beş ülkeden beş farklı Hamlet yorumunu izleme fırsatı bulacak.
Bu özel seçkide ayrıca Yeni Dalga akımının temsilcilerinden Claude Chabrol, tiyatro ve sinema dünyasında hem oyuncu hem yönetmen olarak önemli izler bırakmış Laurence Olivier ile Finlandiyalı usta yönetmen Aki Kaurismaki’nin imzasını taşıyan Hamlet uyarlamaları da yer alıyor.
Neden Hamlet?
Dört asırdır sahnelenen Hamlet, hakikat arayışı, adaletin tesis edilmesi, muktedire direnme, entelektüelin bir türlü eyleyemeyişi gibi temalarıyla güncelliğini korumaya devam ediyor. Metnin çok katmanlılığı farklı coğrafyalarda ve farklı zamanlarda birçok kez sahnelenmesine ve beyazperdeye de sayısız kez uyarlanmasına imkan verdi. Bu bağlamda seçki, sinemaseverleri Shakespeare’in bu eskimeyen ve “sürekli geri dönen vahşi oğluna” bir kez daha bakmaya davet ediyor.
Festivalin Hamlet seçkisinde yer alan filmler, eserin yorumlanması, oyunculuklar ve çekim teknikleri açısından da sinema tarihinde dikkat çeken yapımlar olarak öne çıkıyor.
Hangi Hamlet?
Seçkideki filmlerden ilki Laurence Olivier’in artık “kült” statüsüne ulaşmış olan 1948 yapımı Hamlet’i. Bol ödüllü bu filmde Olivier’nin yönetmenliği ve oyunculuğu, kaybıyla baş edemeyen bir bireyi ustaca tasvir ediyor. Görüntü yönetmeni Desmond Dickonson’un kamerasında ise Elsinore Şatosu adeta ayrı bir karakter olarak ortaya çıkıyor.
Claude Chabrol’ün 1963 yapımı Ophélia’sında, Hamlet’ten etkilenip babasının ölümünden annesini ve amcasını sorumlu tutan Yvan’ın kendisine kurduğu hayali dünya izleniyor. Hitchcock’a hayranlığıyla bilinen Chabrol, Hamlet’i 60’lar Fransa’sına uyarlarken, metnin içindeki yüzleşme sıkıntısını Fransız küçük burjuvası ve çekirdek ailesine taşıyor, gerilim dolu bir atmosfer yaratıyor.
Yugoslav Kara Dalga akımının önde gelen yönetmenlerinden Krsto Papić’in, siyasi taşlamanın ustası Ivo Brešan’ın aynı adlı eserinden uyarlayıp yönettiği ve Berlinale’de Altın Ayı için yarışan 1973 yapımı Mrduši Donjoj Köyü Hamlet Sahneliyor (Predstava Hamleta u Mrduši Donjoj), hakikatin peşinde koşarken iktidarı hem sinik bir komedi hem de endişeli bir irade ile karşısına alan Hamletler’den biri oluyor.
Aki Kaurismäki, Hamlet İş Başında’da (Hamlet liikemaailmassa, 1988) Hamlet’i plastik ördek üreten bir sanayi devinin varisi olarak günümüze uyarlarken, hem sınıf çelişkilerini metne yerleştiriyor hem de kuzey absürd komedisinin en iyi örneklerinden birini veriyor. Yönetmen hikayedeki herkesi ve her şeyi tüketen dinmez öfke ile dalgasını geçerken Hamlet’e de acımıyor. Kaurismäki’nin Hamlet’i, şiddeti meşrulaştıran mazlumluk hallerine eleştirel bir yorum.
Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Avusturyalı sıradışı yönetmen, tiyatro oyuncusu ve senarist Peter Kern’in yönetmenliğini üstlendiği 2001 yapımı Hamlet – Bu Senin Ailen (Hamlet – This is Your Family) ise Alman tiyatrosunun dahi ve çılgın çocuğu Christoph Schlingensief’in ülkede yükselen ırkçı ve aşırı sağ hareketlere kayıtsız kalan İsviçre’yi eleştirmek için, ülkedeki neo-Nazi gençlerle bir Hamlet sahnelemesini kendisine özgü üslubuyla belgeliyor.
Yeni yorum gönder