Şair ve ozan Arif Damar bugün saat 03.00'te kaldırıldığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kalp yetmezliği nedeniyle vefat etti. 85 yaşındaki Damar'ın cenazesi, 22 Ekim Cuma günü Moda Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından İstanbul'da defnedilecek.
Arif Damar kimdir?
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesi Karainebey köyünde 23 Temmuz 1925 günü doğdu. İlkokulu Çanakkale'de, ortaokulu İstanbul'daki Yenikapı Ortaokulu'nda bitirdi. İstanbul Erkek Lisesi'ndeki öğrenimini iki yıl sonra bıraktı. Çocuk yaşta anne-babasını kaybetti.
Şiir yazmaya orta birinci sınıf öğrencisi iken başladı. İlk şiiri Edirne'de Akşam, 1940 yılında (şair henüz 15 yaşında iken) Yeni İnsanlık adlı dergide altında "Harika Çocuk" diye bir notla yayımlandı. Bu şiiri ilgi görmüş, yayımlanmasından sonra dönemin ünlü şairi Hasan İzzettin Dinamo kendisini görmeye Yenikapı Ortaokulu'na gelmişti.
1944 yılında taşındığı Ankara'da 1950 yılına kadar yaşadı. 1945 yılına Ant Dergisi'nde yayımladığı şiirlerle adını duyurdu. 1944-1947 yılları arasında Atatürk Orman Çiftliği'nde memurluk yaptı. Askerliğini Kayseri ve Sivas'ta sürgün alayında yaptıktan sonra 1950'de İstanbul'a döndü, Mahmutpaşa'da işportacılık yaptı. 1951 Eylül'ünden 1952 Mart'ına kadar Türkiye Komünist Partisi öncülüğünde çıkan Yeryüzü adlı kültür dergisi'nin yönetiminde bulundu. 15 Kasım 1951’de yayımlanan "Dayanılmaz" adlı şiirinin ardından gizli örgüt üyesi olduğu suçlamasıyla 5 Aralık 1951’de tutuklandı. 2 yıl cezaevinde kaldı, delil yetersizliğinden beraat etti.
Cezaevinden çıktıktan sonra çok çeşitli işlerde çalıştı. 1969'da Suadiye'de Yeryüzü Kitabevini kuran ve yöneten şair, yayınevinde yasak yayın bulundurduğu gerekçesiyle 1982'de üç ay hapis cezasına çarptırıldı, Bozcaada Tutukevinde yattı. 1984 yılında kitabevini kapatıp kendini bütünüyle yazılarına verdi. 1985 yılında Melih Cevdet Anday ile ortak imza attığı ''Yağmurlu Sokak'' adlı romanı yayımlanan şair, en son Cumhuriyet gazetesinde 'Ayın Şairi' bölümünü hazırlıyordu.
Bir müddet Arif 'Barikat' takma ismiyle toplumsal gerçekçi anlayışta şiirler yazdı. Bu dönem şiirlerini 1956'da "Günden Güne" adlı kitabında topladı. Kitap basıldıktan 5 ay sonra toplatıldı ama beraat etti.
1958 yılında "İstanbul Bulutu" adlı kitabıyla Yeditepe Şiir Armağanı'nı Cemal Süreya ile birlikte aldı.
Sonraları İkinci Yeni şairlerinin yanında, imgeye ağırlık veren bir şair olarak göründü. 1969'da Suadiye'de Yeryüzü Kitabevi'ni kurdu ve yönetti. Yayınevinde yasak yayın bulundurduğu gerekçesiyle 1982'de üç ay hapis cezasına çarptırıldı, Bozcaada tutukevi'nde yattı. 1984 yılında kitabevini kapatıp kendini bütünüyle yazılarına verdi. "Arif Hüsnü", "Ece Ovalı" takma isinlerini de kullandı. En sevilen şiirlerinden biri "Hallaç" tır.
1985 yılında Melih Cevdet Anday ile ortak imza attığı "Yağmurlu Sokak" adlı romanı yayımladı. Bu kitabı iki yazar 1959'da yazmışlar ve Murat Tek takma adıyla Tercüman gazetesinde tefrika edilmişti.
Bir süre Nahit Fıratlı ile evli kalan Damar, bu evliliğin bitmesinin ardından Meriç Tülin ile evlenmiştir. İstanbul Moda'da yaşamaktadır. Toplu şiirleri 2004 yılında Alkım yayınevinden çıktı.
Damar'ı cezaevine götüren şiiri:
DAYANILMAZ
Gözlerini ölüm bürüdü onlarınkorkulu rüyalarda uyanıyorlar uykularından.Günden güne daha cana yakıngünden güne daha yaşanacak hale gelsin diyeher gün daha sağlamdaha ustadaha kahraman ellerle onarılan yeryüzüeskisinden dar geliyor onlaraeskisinden düşman.
Ne günün ilk ışığıne balık sürülerinin ışıldaması sudane güneşe uzanan dalferahlık vermiyor içlerine.
Çalınan insan emeği yaşatmaz oldukorkulu rüyalarla uyanarak uykularındankorkunç kararlar verdiler.
Karşı koymazsak eğertehlikededir günlük ekmeğimizbacamızın tütmesi tehlikededirevimiz, aşkımız, çocuğumuzpencerede saksıkitap sevgisi, insan sevgisitehlikededir.
Gözlerini ölüm bürüdü onlarınuyumak, uyanmak tehlikededir,tehlikededir çiçek koklamakbardakta su, ateşte yemekbahçede güneş tehlikededir.
Tehlikededir gözbebeklerimizAdana'nın pamuğunu yabancılar işliyordokuma tezgahları tehlikededir.İzmir'in üzümü, fındığı Giresun'unSamsun'un tütünü tehlikededir.Kapanıyor fabrikalar birer birervarımız yoğumuz tehlikededir.
Fakat korkunç kararlara ve tehlikelere aldırış etmedenboy atan başakların şarkısı devam edertopraktan güneşe avaz avaz.Çatlayan tohumdaki yaşamak arzusuher zaman galip, her zaman hür,dağlardan akan suyun sevinciher zaman genç, delikanlıkabına sığmaz...
Dayanılmazçocuğunu emziren ananın şefkatine-yırtıcı, derin-hilelere, ölümlere karşı gelirmemedeki çocuğun iştahı,kudreti sonsuz,dayanılmaz.
Ve sen gözbebeğimsen erkek sesinle"İşsiz kalmasın insanlar, öldürmeyelim birbirimizi." dersinmilyonların içindenmilyonlardan ve gün ışığından uzağa götürülür,işkence görür,hapis yatar,sürgün edilirsin;sevilecek şeyler değilse de bunlarDAYANILIR...
Halbuki günden güne yaşanacak hale gelen yeryüzündetoprağın ve insanoğlunun ümitle yarattığı her şeyçatlayan tohum, akan su,ana şefkati, çocuk iştahı, insan tahammülü,hayatı öven şiir,kardeşliği söyleyen şarkı,mücadele eden resim,ve emekçinin yüreği, elleri, hasretiharbe ve ölüme karşıdırDAYANILMAZ...
Yeni yorum gönder