Avrupa’da Türkçe olarak yayımlanan "Kültür" dergisi, ikinci sayısını "İslam korkusu" veya "İslam’dan ürkme" olarak çevrilebilecek olan ve yaşlı kıtada hızla yayılan "İslamofobi"ye ayırdı. Kapak konusu için Viyana, Paris, Londra, Münih ve Berlin gibi merkezlerde "yerinden hazırlanan" haber ve analizlerde, aydınlanmanın temel değerlerinden uzaklaşan Avrupa’nın, dinsel ve etnik bir çıkmaza doğru yol aldığına dikkat çekildi.
Geniş örneklere de yer verilen değerlendirmelerde, özellikle Almanya ve Avusturya’da Türk ağırlıklı Müslüman toplulukların, yerleşik Hıristiyan halkın kuşkularıyla yüz yüze kalmasının ardında büyük bir yoksullaşmanın yattığı vurgulandı. Uğur Hüküm, Mustafa Kemal Erdemol, Selim Yalçıner ve Osman Çutsay, haber ve değerlendirmelerinde Avrupa’nın derin bir toplumsal krizden geçtiğini belirtirken, günah keçisi konumundaki Müslümanların da kendilerini geleneksel ve dinsel değerlerle korumaya almak için çaba gösterdiğini kaydettiler.
"Kültür"e göre, bu kültürel refleksler, krizin gittikçe derinleştiği Avrupa’da "kültürler arası sürtüşmeyi" daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Dergide, toplumsal bir olayın kültürel boyutlarıyla öne çıkarıldığı gözlenirken, Almanya, Avusturya, Fransa ve İngiltere’de, yönetenlerin, neoliberal politikalarıyla zaten var olan huzursuzluğu derinleştirdiği kaydedildi. Dergide, Avrupa sağının muhtemel toplumsal sürtüşmeleri dinsel ve etnik bir zeminde tutmak için özel çaba harcadığına da dikkat çekildi.
Cumhuriyet’in Avrupa’daki yazar ve muhabirlerinin öncülüğünde yayımlanan Kültür’de kapak konusu "İslamofobi" dışında, ilginç başka alanlardan da haber ve analizler yer aldı. İtalyan sinemasının son dönemdeki en parlak yönetmenlerinden Türkiye kökenli Ferzan Özpetek, derginin ayrıntılı sorularını yanıtladı. Özpetek, "İtalyan sineması sol bir sinemadır" derken, Türkiye kökenli sinemanın kendini kabul ettirme hızına, Berlin Duvarı’nın yıkılması, "Prenses Diana’nın öldürülmesi" ve 11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler’e saldırı gibi, üç büyük olayın anlamına , dünyadaki büyük sürtüşme dinamiklerine ve Türkçe sinemanın geleceğine dair açıklamalarda da bulundu.
Gültekin Emre, Türk edebiyatının büyük ismi Sabahattin Ali’nin 1928-29 Berlin’inde izini sürerken, yazar Mustafa Kemal Erdemol Londra’yı İngiliz edebiyatının devleriyle iç içe işledi. Yönetmen Martina Priessner "Türkiye’deki Almanyalı Türkleri" işlediği son filminden hareketle soruları yanıtladı ve yeni projesinde, 1960’lardan 90’lara Türkiye’ye akan "sıla yolu" E5’in öyküsünü nasıl işlemeyi düşündüğünü anlattı. Hamburg’da yaşayan yazar Celil Denktaş, basılmayı bekleyen son kitabının konusu olan Enver Gökçe’ye dair ayrıntılar verdi.
Denktaş, Türk modernleşmesinin bu önemli şairinin derin anlamını tartışmaya açtı. Ulüm Tiyatrosu’nun önde gelen ismi Atilla Cansever, Almanya’daki durumla ilgili ayrıntılı söyleşisinde Alman medyasının ilgisizliğini, "Valla, eroin kaçırsak daha çok Alman basınına çıkardık" sözleriyle özetledi. 20 ciltlik "Türk Kitaplığı" ile ilgili olarak dizinin yönetmeni Prof. Dr. Erika Glassen ile projeyi finanse eden Bosch Vakfı’nın yöneticilerinden Dr. Bettina Berns de ayrıntılı açıklamalarda bulundular.
Tabloid formatta 64 sayfa olarak üç ayda bir çıkan "Kültür", Almanya ve Avusturya’da yaygın dağıtıma veriliyor. Paris’te ise kısmen dağıtılıyor.
Yeni yorum gönder