Geçtiğimiz yıl ilk defa Türkiye Okuma Kültürü Haritası’nı yayımlayan Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün müdürü Onur Bilge Kula, Türkiye’de yılda kişi başına düşen kitap sayısının 7,2 olduğunu ve bu sayının 12’ye çıkartılması için bir kampanya başlattıklarını belirtti.
Geçen yıl yayıncılık sektöründe gerçekleşen gelişmelerin çok olumlu olduğunu belirten Kula, “Yayın sektöründe geçen yıl 43 bin 200 kitap için uluslararası standart kitap numarası (ISBN) alındı. Bunlardan büyük bölümü sosyal bilimler, beşeri bilimler ve kültür alanına ait, edebiyat ise bunların 15 binini oluşturuyor,” dedi.
Türkiye’de üretilen eserlerin 42 dile çevrildiğini ve 50’den fazla ülkede okunduğunu belirten Kula, Türkiye’de de okumanın yaygınlaşması için gerekli adımları atacaklarını söyledi.
Kula, günümüzde Türkiye’deki yayıncılığın durumunu şu şekilde özetliyor: “ISBN numarası almadan, kendi başlarına yayın yapan kişi ve kurumlar var. Onları da kattığınız zaman 500 milyondan fazla kitap satılıyor demektir.
Her ay bir kitap, bir toplumun hem entelektüel düzeyinin derinliğini, genişliğini gösterir. Hem istikrardır, hem de böyle bir alışkanlığın yerleşmesini sağlar.”
Kitap okuma oranının, basılmamış kitapları yüzünden tutuklanan insanların azalmasıyla da doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.Ne kitaplar yakılmış bu coğrafyada...Mapushanelerde, ne çok yazarlar,şairler yetiştirmiş güzel memleketim.Şİmdi de kalkıp; ayda bir kitap okursanız bu iş çözülür demek ne kadar tuhaf.Ve ya güngeçtikçe atıl duruma sürüklenen kütüphanelerin durumu nicedir? Sorun kitapların aylık ne kadar okunduğunda değil,O kitapları yazanların, bu ülkede ne kadar sahip çıkıldığında aranmalıdır.Sonra o kadar iyi yazarlar yetişmektedir ki büyük yayınevleri kendi satış kaygılarının telaşından, popülizme saplanıp bu insanlara da pek şans vermemektedir. Örneğin:Vaktiyle, Sevgili "Oğuz Atay"ın yayımlamak için "Tutunamayanlar"ı Ankarada bulunan bir yayınevine yolladığında, orada çalışan editörün dahi okumadığını içerlemesini,üzülmesini bir hayal edelim.Okumamak,az okumak; Köy enstitülerinin kapanmasıyla başlayıp, ta bugüne kadar ilerlediğini belirterek bu güzel haber için çok teşekkür ediyorum. Sevgiyle...
Yeni yorum gönder