Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı kitaplarda kadına karşı şiddeti onayladığı gibi kadına, aileye, cinsel yönelimlere karşı oldukça sorunlu ifadeler yer alıyor. Taraf gazetesi için Tuğba Tekerek'in hazırladığı habere göre kitapların çoğu 1997-1998 yıllarında hazırlanmış ama AKP döneminde de ayrımcılık içeren kitapar yayımlanmış. Haber şöyle:

Dayak atıyor ama bir sor bakalım niye

“Dayak olayı sebepsiz ortaya çıkmaz.” “Anne yemek yapması gerektiği halde yapmamıştır.” “Aile reisinin eve geldiği zaman kızmaya en müsait olduğu zamandır. Neden? Çünkü yorgunluk vardır, açlık vardır, günün gerginliği vardır...”

Bu ifadeler 50 yıl öncesinin Olgunlaşma Enstitüsü kitaplarından değil. Kadına şiddetin önüne geçmek amacıyla yasa tasarısı hazırlayan, medyadan orduya çeşitli alanlarda kadın konusunda yeni bir anlayış yerleştirmeyi hedefleyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinden.

www.aile.gov.tr adresindeki siteye girip Kurum Yayınları bağlantısına tıkladığınızda Bakanlık tarafından çıkartılan çeşitli yayınlara ulaşıyorsunuz. Bu yayınların içinde kadına, aileye, cinsel yönelime ilişkin son derece tartışmalı ifadeler yer alıyor.

Kumara sabırla yaklaş

Bunlardan Sorunlu Aileler isimli kitabın Dayak bölümünde “Unutmamak lazımdır ki dayak olayı sebepsiz ortaya çıkmaz. Kliniğimize yapılan başvurular göstermiştir ki eşlerden birinin gergin, sinirli anında karşısındaki genellikle anlayışla sevgiyle cevap vermemektedir” cümleleri yer alıyor. Dayak için “Gerçi sebep ne olursa olsun (...) yine de hatadır” deniyor ancak “En doğrusunun, böyle bir ortam hazırlanmaması için tedbir almak” olduğu belirtiliyor.

Aldatma konusunda da yine aldatılanın sorumluluğuna dikkat çekilip “Eşin ilgisizliği uzun süre devam edip, çeşitli uyarılara rağmen ilgisizlik önlenemeyince, uyarı yapan, eşini ikinci plana itmek zorunda kalmıştır” deniyor.

Mesele kumar olunca ise kumar oynayanın genelde erkek olduğu belirtilip çözüm için “Eş sabırla ve bilgiyle karşısındakine yardımcı olmalıdır” önerisi yapılıyor.

Aynı yayındaki şu ifadeler de dikkat çekici: “Baba akşam eve gelmiştir. Evde yemek hazır değildir. Anne yemek yapması gerektiği halde yapmamıştır (...) Büyük şehirlerde bir de trafik karmaşasından kurtulup eve gelebilmek hakikaten meseledir. Hâl böyle olunca aile reisinin eve geldiği zaman kızmaya en müsait olduğu zamandır. Neden? Çünkü yorgunluk vardır, açlık vardır, günün gerginliği vardır...”

Lezbiyenliğin sebebi bulundu!

Çalışan Annenin Kılavuzu adlı kitapta kadının ‘aslî görevleri’ şöyle sıralanıyor: “Anne çalıştığı gerçeğinin yanında asıl görevinin ev hanımlığı olduğunu her zaman hatırlamalıdır. Bir annenin birinci görevi kocasına eş, çocuğuna anne, yuvasına hanımefendi olmasıdır.” Yayında verilen bir örnekte çalışan annenin kaliteli bakıcı bulamadığı ve sonra gelişen olaylar sonucunda çocuğuna tecavüz edildiği anlatılıyor. Başka bir örnekte ise çalışan kadının dalgınlık tehlikesine dikkat çekilip, evde ocağa koyduğu yemeğin küçük çocuğun üzerine döküldüğü, haşlanan çocuğun kolunun bedenine yapıştığı ve sonra böbrek hastası olduğu aktarılıyor.

Kadının Sağlık Kılavuzu’nda ise lezbiyenlik hastalık olarak tanımlanarak nedeni şöyle anlatılıyor: “Kaba ve egoist erkeklerle, küçük yaşta evlendirilen çocuk annelerde en önemli cinsel problem lezbiyenliktir. Bu durum düşünceleri düzeltilince normale dönebilir”

AK Parti döneminde de var

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtsız bırakan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı bu sitede kadınla ilgili olumsuz ifadelerin yer aldığı yayınlar genellikle 1997 -1998’de hazırlanmış. Ancak Ak Parti döneminde hazırlanan kaynaklarda da tartışmalı ifadelere rastlamak mümkün. Örneğin 2005 yılına ait Aile Rehberi adlı yayındaki şu ifadeler dikkat çekici: “Aileleri tehdit eden bir unsur da daha çok kadınlar arasında görülen çevreye özenme taklit ve moda tutkusu olabilmektedir.” (Tuğba Tekerek - Taraf)