PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye Yayıncılar Birliğince düzenlenen ortak basın toplantısında 15 Kasım “Dünya Hapisteki Yazarlar Günü’’nün ifade özgürlüğü ve barıştan yana herkesin önemsediği bir özgürlük çağrısı günü olduğu belirtildi.
Toplantıda, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Türkiye’de tutuklu bulunan ve sayısı 70’e ulaşan gazeteci ve yazarların listesini okudu. PEN Türkiye Merkezi İkinci Bşk. Halil İbrahim Özcan tarafından okunan basın bildirisinde; 15 Kasım Hapisteki Yazarlar Günü’nde insanı insan eden yayınlama özgürlüklerini kullandıkları için tutuklanan halen hapiste bulunan 70 yazarımız olduğu, binlerce davanın açılmış bulunduğu ve ülkemizde yaygınlaşan ve derinleşen bir korku ve baskı ortamı oluşturulduğu ifade edildi.
PEN Türkiye Merkezi İkinci Bşk. Halil İbrahim Özcan, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz ve Türkiye Yayıncılar Birliği Bşk. Metin Celal konuşmalarında Düşünce özgürlüğü ve demokrasinin ihtiyaç olmaktan çıkması için çabalarının süreceğini belirtiler.
Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, iktidarın düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlayan müdahalelerinin temelinin 1980’e dayandığını ve günümüzde de endişe verici şekilde sürdüğünü belirtti. Köz yazar ve aydınların tutuklanmalarına karşı dayanışma için, geç kalınmadan herkesin sesini çıkarması gerektiğini ifade etti.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal, gazeteci ve yazarların çoğunlukla Terörle Mücadele Kanunu (TMK) maddelerine dayanılarak tutuklandığını, terörist sayılarak tutuklanma ve yargılanma süreçlerinde hak ihlallerine uğramalarının özellikle kanunda 2006 yılında yapılan değişikliklerden kaynaklandığını söyledi. Kanunun 6. ve 7. maddelerindeki belirsiz ve yoruma açık suç tanımları ve ifadeler nedeniyle gazeteci ve yazarların haksız yere tutuklu yargılandıklarını ve uluslararası “adil yargılanma” ilkelerine aykırı muamele gördüklerini belirten Metin Celal, “soruşturmanın gizliliği” gerekçesiyle tutuklu ve avukatlara bilgi verilmemesi, iddianamelerin çok geç açıklanması ve yargılama sürecine çok geç geçilmesinin savunma hakkını ciddi şekilde kısıtladığını hatırlattı.
TMK ile ilgili sorunların Avrupa Birliği raporlarında yıllardır hükümetin dikkatine sunulduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış olan Türkiye’nin sözleşmenin gereklerine uyması gerektiğini belirten Metin Celal, bu kanunla ilgili değişikliklerin hükümetin de gündeminde olduğunu ancak Adalet Bakanlığı’nın tutukluluk sürelerini kısaltma ile ilgili başlattığı çalışmayı yetersiz bulduklarını, gelişmelerin takipçisi olacaklarını ve hükümete bu konuda öneriler sunacaklarını belirtti.
Metin Celal, “yayıncı ve yazar örgütleri olarak" olarak acil talebimiz, Terörle Mücadele Yasası’nın ilgili maddelerinin yürürlükten kaldırılması / acilen değiştirilmesi; TCK ve Basın kanunlarında yazarların, yayıncıların, gazetecilerin, akademisyenlerin hapis edilmeyeceği, adil bir şekilde yargılanabilecekleri, altında imzamız bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyumlu düzenlemelerin yapılmasıdır.” dedi.
Hapisteki Yazarlar Günü basın bildirisi şöyle:
15 Kasım Hapisteki Yazarlar Günü ifade özgürlüğü ve barıştan yana herkesin önemsediği bir özgürlük çağrısı günü.
PEN dünyada tutuklu veya hükümlü 645 yazar ile ilgileniyor, yardımcı olmaya çalışıyor. Myanmar (Burma) askerî cuntasının 35 yıla mahkûm ettirdiği şair ve komedyen Zargana geçenlerde serbest bırakıldı. Zargana aralarında Türkiye PEN Merkezi'nin de olduğu birkaç PEN merkezi tarafından Onur Üyesi seçilmiş, desteklenmişti.
Bu yıl, PEN'de gelenek olan "hapisteki yazarlara ve/veya ailelerine kart atarak destek olma" çağrısı bağlamında uluslararası PEN tarafından hazırlanan listede Bahreyn'den 2 yazar, Çin'den 19 yazar, İran'dan 3 yazar, İspanya'dan 1 yazar, Kazakistan'dan 1 yazar, Özbekistan'dan 2 yazar, Türkiye'den 5 yazar ve Vietnam'dan 20 yazar yer alıyor.
Türkiye'den seçilen yazarlar Muharrem Erbey, Nedim Şener, Ahmet Şık, Ragıp Zarakolu ve oğlu Deniz Zarakolu. İlk dört yazarımız Türkiye PEN Merkezi üyesi. Yine PEN üyesi olan Mustafa Balbay' da üç yıldır tutukludur.
Çin'den seçilen yazarlar arasında Türkiye PEN Onur Üyesi Şi Tao ile Bağımsız Çin PEN Merkezi önceki Başkanı ve 2010 Nobel Barış Ödülü sahibi Liu Şiabo var.
Bu tür destekler hem "içerideki" yazarlara manevi güç katıyor, hem de bazen serbest bırakılmalarına katkı sağlıyor.
Dünya Yazarlar Birliği PEN'in 1987 Barış ve Özgürlük Bildirgesi'nde şöyle deniyor:
"Barış olmadan özgürlük olmaz. Özgürlük olmadan da barış olmaz. Birey ile toplumun özgürce gelişmesi uzun süreli ve kalıcı bir barış için gereklidir…Terörizm kınanmalıdır. İster devlet terörü olsun, ister kişi terörü ve isterse özgürlük mücadelesi adına kendini meşru sayan bir terörizm olsun, kınanmalıdır. Terör yöntemleri kullanan hareketler kendilerini adadıkları amaçların altını oyarlar ve meşruluk iddiaları geçersizleşir."
Dünyada hiçbir toplum şiddet, kan ve savaş arasında sıkışarak yaşamaya layık değildir.
Türkiye'de muhalif görüşleri bilinen ama bazı antidemokratik ülkelerde yapıldığı gibi 'terörle bağlantılı' sayılarak tutuklanan bütün yazar ve gazetecilerin derhal tahliye edilmesini talep ediyoruz. Bu sayı 70 olarak ifade ediliyor. Ama binlerce dava açılmış durumda ve ülkemizde yaygınlaşan ve derinleşen bir korku ve baskı ortamı var.
Bu durumu şiddetle değil, kuvvetle protesto ediyoruz.
Türkiye gerçekten laik ve demokratik bir ülke olmalıdır. Bu da ancak bu yönde bir güç birliği ile mümkündür. Düşünce özgürlüğü ve demokrasi, bu kavramlar yoksa tartışılır. Ve bu kavramlar günümüz Türkiye’sinde her gün tartışılmaktadır. Düşünce özgürlüğü ve demokrasinin ihtiyaç olmaktan çıkması için çabalarımız sürecektir.
PEN
Yeni yorum gönder