Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Çiçeği burnunda bir dergi: Granta Türkiye



Toplam oy: 1103
Geliyor, geldi, gelecek derken sonunda edebiyatseverlerin beklediği Granta Türkiye ilk sayısıyla raflarda yerini aldı.

Bir süredir çıktı, çıkacak derken Granta Türkiye nisan ayında raflardaki yerini aldı. Tabi Londra Kitap Fuarı koşturması araya girince dergiyi şöyle bir rahat rahat inceleme şansını da ancak ay sonuna doğru bulabildik. Granta'nın Türkiye gelişi hepimizi heyecanlandırdı, nitekim orijinal Granta yıllar yılı; kapaklarından, yazılarına, konularına, yazarlarına... bir edebiyat dergisinin alabileceği en güzel hallerden biri olmuştu. Peki, her sayısını süzülerek okuduğumuz bu Granta'nın hikayesi nedir?

 

 

1889 yılında Cambridge Üniversitesi öğrencileri tarafından periyodik bir yayın hazırlanmasıyla başlar bu hikaye... Granta aslında tamamen bir öğrenci girişimidir. Çoğu zaman kendi imkanlarıyla ayakta kalmaya çalışan ve hatta 1970 yılında maddi zorluklar ve bir kısım ilgisizlik yüzünden kapanma tehlikesi geçiren yüz yaşını aşmış bir edebiyat dergisi. İlk sallantıdan dokuz yıl sonra eskisinden daha güçlü bir şekilde hayatına devam eden dergiyi bu kadar önemli yapan yalnızca yaşı değil elbet. Edebiyat dışı konularıyla yarattığı gündemler, Gabriel G. Marquez’den Milan Kundera’ya, Salman Rushdie’den George Steiner’a kadar birçok ismin imzasının yer aldığı dergi olması ve tabii okuyucuların bayıldığı ve de merakla beklediği en iyi genç yazarlar listesi sayesinde...

 

 

 

Granta politik bir yapı yerine; öyküye ve önemine inanan yapısı hem edebi hem de edebiyat dışı yazıların gücüne olan inancıyla tanınıyor.  Sahip olduklarını birer prensip haline getirmiş ve bunu dünyanın farklı 11 ülkesine de aynı bu şekilde aşılamayı başarmış bir yayın. Ve artık Türkiye’de... Peki Granta İngiltere’nin Türk edebiyatından beklentileri neler? 2013’ün merakla beklenen ‘En iyi genç yazarlar’ listesini yayınladığı İngiltere Kitap Fuarı’ndan yeni dönmüş Granta’nın editörü Ellah Allfrey’e sorduk...

 

 

 

Allfrey birkaç Türk yazarın kitabını okumuş ve beğenmiş olduğunu belirtse de “Türk edebiyatı hakkında konuşabilecek kadar donanımlı değilim maalesef,” diye cevap veriyor samimiyetle. Ama hemen ardından bu edisyonun çıkmasına en çok bu eksikliği yüzünden bu kadar heyecanlandığını söylüyor. Allfrey’e göre bu edisyon sayesinde İngiliz okuyucular da Türk yazarları okuma şansına erişecek. Bu kendisi için de geçerli tabii ki: “Eğer planlarımız işlerse ben de beş yıl içinde bu sorunuza cevap verebilecek hale gelebilirim."

 

 

 

 

 

Diğer edisyonlarla birlikte Türkiye’nin de Granta’nın geleceğini ve ruhunu ileri taşıyacak ve dünyada yeni bir pencere açacağına dair inancı tam Ellah Allfrey’in: “Bir vaha (twitter ve hızlı haber kaynakları arasında nefes alınacak) ve kaynak (derin, dikkatli edebiyat dışı ve hatırlanmaya değer edebiyat sayesinde) olacağını ümit ediyoruz. Granta Türkiye’nin ilk sayısı da bunun taahhütünü veriyor. ”

 

 

 

Peki çiçeği burnunda edisyonun editörleri ne düşünüyor? İTEF’in Profesyonel Buluşmalar Programı kapsamındaki görüşmelerle kurulmuş işbirliği. Granta gibi yerleşik prensipleri olan bir yayının edisyonunu hazırlamak zor. Ama Berrak Göçer önceden kurulu bu köklü düzenin onların yolunu daha kolay çizmelerini sağladığını söylüyor. En çok merak edilenlerden biri olan genç yazarlar listesi içinse biraz beklememiz gerekiyor (ama bu hem Granta Türkiye’nin hem de İngiltere’nin uzun dönem hedefleri arasında).Yine de meraklıları için verdiği küçük bir ipucu var: "Sizden gelen hazır listeler de dikkate alınabilir. Yeni isimlerden yayınlanacak öykülere gelince... Bir ipucu daha ‘Ne tür metinler aradığımızın en iyi ipuçları, derginin kendisinde saklı, bu açıdan dergiyi yakından takip etmekte fayda var."

 

 

 

 

Yeni yayınlar bizi heyecanlandırıyor şüphesiz. Üstelik yıllarını isminin altını defalarca çizerek geçirmiş yayınlar daha da... Korkutan tek gerçek kültür sanat ya da haber alanında daha önce denenmiş ancak çeşitli sebeplerden yayın hayatına son verilmiş lisanslı dergilerle dolu Türk medyasının geçmişi.

 

 

 

 

Bu durumda edebiyatseverlerin daha sahiplenici olmasını ümit etmek kalıyor geriye. Okuyucularına güvendiklerini söyleyen Göçer edebiyatseverlerin yeni oluşumları her zaman merakla takip ettiklerini anlatarak, kendilerine düşen görevi de şöyle özetliyor: "Bunu elbette bizim belirleyeceğimiz temalar, yayımlayacağımız yazılar sayesinde hem Granta’nın hem de Everest’in farkını koyarak başaracağız." 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.