Doğan Hızlan, Hürriyet gazetesindeki köşesinde TÜYAP Kitap Fuarı'nın ardından fuarda da konuşulan bir meseleyi gündeme getirdi. Eser sahiplerinin ölümlerin ardından eserlerin mirası, telif hakkı meselesi ve bu konuda piyasanın durumu. Hızlan'ın "Mirasçılar ve telif hakkı meselesi" başlıklı yazısı şöyle:
TÜYAP Kitap Fuarı’nda en çok konuşulan, tartışılan konu neydi biliyor musunuz?
Mirasçıların telif hakları konusundaki tutumları.
Bana somut bir örnek de verdiler, buradan yazıyorum ki, durum ortaya çıksın, aydınlansın. Belki başka aileler de bu durumu yeniden düşünürler.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ziya’ya Mektupları’nı okuduk, okuyoruz ve okuyacağız...
Bir de Ziya Osman Saba’nın Cahit Sıtkı Tarancı’ya Mektupları varmış, aile bu mektupları vermekte gönülsüzmüş. Bunda ödenecek telif hakkından başka nedenler olup olmadığını bilmiyorum.
Oysa bu mektuplar da yayınlansa iki arkadaşın edebiyat konusundaki düşünceleri öğrenilir, edebiyat tarihi kazançlı çıkar.
Aileler, bu metinleri, babalarından, dedelerinden kalan bestelerin, kitapların, mektupların, şiirlerin kendileri kadar edebiyat, sanat, musiki tarihinin de malı oluğunu düşünmek zorundalar.
Bu konuda biraz daha esnek, biraz daha toplumu göz önüne alarak karar versinler.
Bu miras sadece onlara ait değildir, hukuki olanın ardında toplumsal olanı da ihmal etmesinler.
* * *
AİLELERİN bu tavrı, korkunç bir sonucu doğuruyor. Yazarların çalışmaları, antolojilerde yer almadıkça, kitapları basılmadıkça unutulma sürecine giriyor.
Önceden basılmış kitapları hiç olmazsa kütüphanelerden bulup okumak mümkündür. Ancak hiç basılmamış, el yazısı olanları okumak mümkün değildir.
Bu tavır en çok genç kuşakları etkiliyor, iyi bir edebiyatçının eserlerini okuyamıyorlar, Türk edebiyatını eksik öğreniyorlar. Sorumluluğu da ben ne yazık ki ailelerde görüyorum.
Besteciler için de geçerli bir durum.
İlk operet bestecimizin eserlerinin besteleri CD’lere kayıt edilemiyor.
Ben bazı bantları dinliyorum, üzülüyorum.
Bunlardan biri de Muhlis Sabahattin’in Ayşe operetidir.
Mirasçılar yayın dünyasından uzaktalarsa, CD ticaretinin, kitap basmanın ekonomik koşullarını bilmiyorlarsa, ellerindeki kitap, el yazısı ve bestenin paha biçilmez olduğunu sanıyorlar.
Nesnel koşulları tanımıyorlar.
Bazılarının tanığı oldum, dünyanın en çok satan pop, rock sanatçısının ücretlerini istiyorlar nerdeyse.
Kitaba gelince...
Dünyada en çok satan yazarların kazandığı parayı talep ediyorlar.
İnci Enginün ile Zeynep Kerman’ın önemli antolojilerini hazırlarken birçok metin için çektiklerini, aileleri bulmak için detektif gibi çalıştıklarının tanığıyım.
* * *
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuda yasal bir düzenleme yapmasını öneriyorum.
O eserler, besteler mirasçının olduğu kadar, edebiyat, sanat, müzik tarihinin, toplumun da malıdır.
Yeni yorum gönder