Erdoğan cemevine de ‘ucube’ dedi
Başbakan Erdoğan konuk olduğu bir TV programında Müslümanların tek ibadethanesi olması gerektiğini söyleyerek cemevini ibadethane olarak kabul etmediğini açıkladı. Erdoğan, Karacaahmet Cemevi için de ‘ucube’ ifadesini kullandı; “Hala kaçaktır. Ruhsatı yoktur. Karacaahmet Türbesi’nin yanında ucube olarak durur” dedi. Erdoğan, konuşmasının devamında da şunları söyledi:
“Beni Alevi düşmanı olarak gösterenler var. Ben Aleviliği, Hazreti Ali’yi sevenler olarak biliyorum. Ben bugünkü Aleviyim diyenlere baktığım zaman hepsinden daha Aleviyim. Hiçbiri Hazreti Ali gibi yaşamıyor, ben onun gibi yaşamaya çalışıyorum.”
Erdoğan daha önce de Kars’taki İnsanlık Anıtı için ‘ucube’ ifadesini kullanmış, ardından heykel il Belediye Meclisi kararıyla yıkılmıştı.
Kalemle savaş politikası
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Ankara’da yazılan yazıyla Geçimli’de atılan havan mermisinin bir farkı olmadığını ve silahlı çatışmaların İstanbul’da kalemle devam ettiğini söyledi. Aynı konuşmasında Şahin, Newroz'da gösterilere izin verilmemesinin sebebini şu sözlerle açıkladı:
“İzinsiz gösterilerde 60-70 bin kişi toplanıyor, eğer izin verilseydi olsaydı bu rakam 500 bini bulacaktı. Kimin kime kurşun attığı bilinmeyecekti."
2824 Öğrenci Cezaevinde
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in verdiği bir soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 31 Ocak 2012 tarihi itibariyle toplam 2 bin 824 öğrencinin cezaevlerinde olduğunu söyledi. Bunlardan 1778’i tutuklu, 1046’sı ise hükümlü. 609 öğrenci ‘örgüt üyesi’ olduğu iddiasıyla tutuklu bulunurken, 178’i aynı suçlamadan hüküm giymiş.
Sevil Sevimli Tahliye Edildi
Erasmus öğrenci değişim programı ile Eskişehir’e okumaya giden 21 yaşındaki Fransa vatandaşı Sevil Sevimli, 10 Mayıs 2012 tarihinde yapılan operasyonla gözaltına alınmıştı. Grup Yorum konserine gitmek, 1 Mayıs’a katılmak gibi delillere dayanarak “terör örgütü üyesi olmak”la suçlanmış, tutuklanarak Eskişehir E Tipi Cezaevi’ne gönderilmişti. Ancak Sevimli için Fransa’daki ailesi ve arkadaşlarının başlattığı kampanya Fransız medyasının da ilgisini çekti ve Ankara üzerinde baskı oluşturdu. “Sevil Sevimli’ye Özgürlük!” sloganı ile çok sayıda dilde yürütülen kampanyada 13 binden fazla imza toplandı.
Yaratılan bu kamuoyu baskısının ardından, mahkeme Sevil Sevimli’nin tahliyesine karar verdi, ancak yurtdışına çıkış yasağı getirdi. Sevil Sevimli için kampanya örgütleyenler, kampanyanın diğer tutuklu öğrencilerle dayanışma amacıyla awaaz.org üzerinden devam edeceğini belirttiler.
19 Çakmağa 7,5 Yıl Hapis
İzmir'de kahvecilik yapan ve "%80 engelli, çalışamaz" şeklinde raporu bulunan 52 yaşındaki Arif Pelit'in, “terör örgütü üyesi” olduğu iddiasından aldığı 7 yıl 6 aylık hapis cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce onandı. Pelit hakkındaki iddianın dayanağı evinde 19 adet çakmağın bulunmasıydı. İzmir Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan İzmir İl Emniyet Müdürlüğü raporunda, "Bulunan 18'i boş, biri az dolu, 19 çakmağın bomba düzeneği haline getirilmesi mümkün değildir" yazılıydı. Duruşma Savcısı Ali Çelik'in "Suç işlenmemiştir, suç işleneceğine dair somut kanıt da bulunamadı" diyerek talep ettiği beraat kararına, Yargıtay Savcısı Okan Beğar da "Ceza için yeterli gerekçe yok" diyerek katılmış ve Pelit'in beraatini istemişti. Ancak savcının mütalaası dikkate alınmadı. Böylece 10 aydır İzmir 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Pelit'in cezası kesinleşmiş oldu.
Örgüt yok ama 15 tutuklu var
İstanbul'da 1 Mayıs kutlamaları sırasında Şişli ve Mecidiyeköy'de bazı dükkan ve bankalara saldırdıkları iddia edilerek tutuklanan 15 kişi hakkında İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fuzuli Aydoğdu, "örgüt olmadığına" hükmetti ve görevsizlik kararı verdi. Dosya özel yetkili savcılıktan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilecek.
Ancak İstanbul Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen tutuklama kararı halen kalkmış değil. Tutukluluğu süren 15 kişi Metris Cezaevi'nde mahkeme önüne çıkmayı bekliyor.
Önce “yazmayın”, sonra “maksadımı aştım” dedi
Giresun Vali Dursun Ali Şahin, 5 Ağustos günü yaptığı bir konuşmada yerel basın mensuplarına şunları söyledi: "Giresun’un aleyhine olan şeyleri ulusal basına taşımayın. Kol kırılır, yen içinde kalır. ‘Cenazeyi derme çatma teleferikle karşıya geçirdiler’ diye haber yaptınız. İyi mi oldu? Belki sen oradan 3-4 puan ya da 400-500 lira aldın. Ben vereyim sana o parayı, yazmasan. Giresun’u Türkiye’ye olumsuz yansıtmasan."
Vali bu sözlerinin ulusal basına yansıması üzerine sözlerinin maksadını aştığını ifade etti:
“Giresun basınının ilimizle ilgili haberleri ulusal medyaya yansıtmasıyla ilgili açıklamalarımın maksadını aştığını değerlendiriyorum. Yanlış anlaşılmaya sebebiyet veren ifadelerimden üzgün olduğumu belirtmek istiyorum.”
Siirt Belediye Başkanı görevinin başında
Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, bir konuşması nedeniyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "örgüt propagandası" iddiasıyla 10 ay hapis cezası almıştı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararı onamasının ardından Danıştay 8. Dairesi, İçişleri Bakanlığı'nın başvurusu üzerine Sadak’ın belediye başkanlığının düşürülmesini kararlaştırmıştı.
Siirt'ten Öte sitesinin haberine göre Belediye Başkanı Selim Sadak, 9 Ağustos gecesi Siirt'teki Kızlar Tepesi Amfi Tiyatro salonunda katıldığı etkinlikte, üçüncü yargı paketi kapsamında cezasının ertelendiğini ve görevine devam edeceğini açıkladı. Sadak, bunun halkın tepkisi ve "İrademe dokunma" diyerek yaptığı eylemler sayesinde olduğunu söyledi.
Grup Yorum'a tahliye yok!
İstanbul Özel Yetkili 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Grup Yorum üyesi Seçkin Aydoğan ile aynı davadan yargılanan Melis Ciddioğlu ve Cemre Baş’ın üçüncü yargı paketi uyarınca tahliye edilmeleri talebini reddederek duruşmayı 5 Aralık’a erteledi.
Aydoğan, Ciddioğlu ve Baş 13 Aralık 2011'de Nurtepe'deki bir yürüyüşe katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınmış, 16 Aralık'ta tutuklanmıştı. Sanıklar "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçlamasıyla "örgüt üyesi olmaktan" yargılanıyor. Aydoğan ayrıca, Taksim meydanında yapılan "Yürüyüş çalışanları serbest bırakılsın" protestosuyla basın açıklamasına katıldığı ve "örgüt sloganı attığı" gerekçesiyle, 2911 Sayılı Toplantı ve Yürüyüş Kanunu'na Muhalefet ile Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2. maddesindeki "örgüt propagandası" suçlamalarıyla yargılanıyor.
bianet’in haberine göre sanık avukatlarından Taylan Tanay, sanıkların tutukluluklarına son verilmesi gerektiğini açıkladı ve "Üçüncü yargı paketi uyarınca tahliye taleplerinin kabul edilmemesi için hiçbir gerekçe olmadığını, mahkemenin eski kanunda ısrar ettiğini" söyledi.
Ozan Kılınç tahliye edildi
Azadiya Welat Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ozan Kılınç, tutuklu bulunduğu Bingöl M Tipi Cezaevi'nden 3. Yargı Paketi kapsamında tahliye edildi. bianet’e konuşan Kılınç tahliyesi hakkında şunları söyledi: “Özgür basının susturulamayacağını göstermek için haber yapmaya kaldığım yerden devam edeceğim.”
Kılınç'ın tahliye olduğu bu dava dışında şu anda tutuksuz olarak bir yıldan yedi yıla kadar değişen hapis istemleriyle yargılandığı başka davalarının dosyaları da Yargıtay'da bekliyor.
Mazlumder yürüyüşüne satırlı saldırı
Mazlumder'in Roboski katliamı için 'adalet' talebiyle Fatih Cami avlusunda vereceği iftar yemeğine, Türk bayrağı açan bir grup saldırdı. Grup, "Ümmetin yolu Kürdistan'dan geçer" pankartı açan Mazlumder üyelerine "Burası Fatih burada Kürdistan lafını kullanamazsınız" dedi ve tabanca çekti. Emniyet güçleri olaya müdahale etti. Mazlumder saldırıya rağmen Saraçhane Parkı'na yürüyüşü gerçekleştirdi.
11 yaşında gaz bombasıyla yaşamını yitirdi
Adana'da 29 Temmuz’da Abdullah Öcalan üzerinde süren tecridi protesto etmek için toplanan eylemcilere polis müdahale etti, gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan 11 yaşındaki Mazlum Akay tedavi gördüğü Adana Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
‘Hayata Dönüş Operasyonu’ mahkum
Cuma Şat 19 Aralık 2000’de cezaevlerine düzenlenen Hayata Dönüş Operasyonu’nda asker kurşunuyla yaralanmıştı. Nakledildiği Edirne F Tipi Cezaevi'ne tedavi yapılmadığı gerekçesiyle Adalet Bakanlığı'na yapılan başvurunun ardından hastaneye sevk edilerek ameliyat edilmiş, kolu için “%70 kullanamaz” şeklinde rapor verilmişti. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)'nda Şat'ın operasyon esnasında ve sonrasında işkence gördüğüne dair rapor düzenlemişti. Şat, yaşam hakkı ihlali ve işkence iddialarıyla ilgili yaptığı suç duyuruları hakkında işlem yapılmayınca AİHM'e başvurdu. AİHM, Şat'ı haklı buldu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesi uyarınca yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi, Türkiye’yi 15 bin Euro tazminata mahkum etti.
19-22 Aralık 2000'de düzenlenen operasyon sırasında 12 mahpus ölmüş, 55’i de yaralanmıştı.
Yeni yorum gönder