Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Düşünce Özgürlüğü Bülteni (2 Aralık 2014)



Toplam oy: 1071

AİHM: “Cem evlerine ayrımcılık uygulanıyor”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı’nın açtığı davada, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ayrımcılığı yasaklayan 14’üncü maddesini inanç özgürlüğünü düzenleyen 9’uncu maddeyle bağlantılı olarak ihlal ettiğine karar verdi. Vakıf; cami, kilise ve sinagogların yararlandığı elektrik faturasından muaf olma uygulamasının kendileri için de geçerli olması talebinin Türk mahkemelerinde reddedilmesi üzerine AİHM’e başvurmuştu. AİHM, kararla Türkiye'nin cem evlerine yönelik ayrımcılık uyguladığına ve AİHS'nin 44/2 maddesi uyarınca altı ay içinde Türkiye’nin yazılı olarak başvuru sahibine konuyla ilgili bir anlaşma sunmasına hükmetti, öngörülecek tazminata dair 41. maddenin uygulanmasını ileri bir tarihe bıraktı.

2 Aralık 2014 / t24.com.tr

 

“Kürtçe anons, devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı”

Avukat Mahsuni Karaman, Kürtler’in yoğun olarak yaşadıkları illere yapılan uçak seferlerinde anonsların Türkçe ve İngilizce’nin yanı sıra Kürtçe de yapılması için açtığı davada, Ankara 9. İdare Mahkemesi konu ile ilgili iki kurumdan savunma istedi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi(DHMİ); “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” diyerek, resmi dil dışında anons yapılamayacağını savunurken, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ise uçuşta kullanılacak dile ilişkin bir düzenleme veya yasaklama olmadığını kabul etti. Ancak “Türkiye sınırları içinde birbirinden farklı dil ve kültürlere sahip birçok vatandaşın olduğunu ve her vatandaşın dili ve kültürüne uygun bir uygulama yapılmasının mümkün olmayacağını” belirtti. Bir düzenleme olmadığı halde İngilizce anons yapıldığını söyleyen Karaman; “Kürtçe anons konusunda yasaklayıcı bir hüküm bulunmuyor. Tamamen keyfi bir uygulamadır” dedi.

2 Aralık 2014 / radikal.com.tr

 

 

“Berkin Elvan dosyası nerede?”

Gezi Parkı eylemleri sırasında evinden ekmek almak için çıkan ve polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu komaya girerek 269 gün sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ailesi 533 gündür adalet arıyor. Elvan ailesi, yaptıkları açıklamayla, soruşturma kapsamında 533 gün geride kalmasına rağmen hala sorumlular hakkında iddianame düzenlenmemesi ve dava açılmamasına tepki gösterdi. Berkin'i vuran polislerin görüntüsünün bulunmasına rağmen kimliklerinin tespit edilmediğini vurgulayan aile, şüpheli bazı polislerin Emniyet ile ilişkisi kesildiği iddiasıyla fotoğraflarının gönderilmediğini belirterek, "Fotoğrafların şüphelileri korumak için gönderilmediği kanısındayız" dedi.

1 Aralık 2014/ birgun.net

 

CFRS Başkanı KCK Davası için Türkiye’de

CFRS (The Committee on Freedom and Responsibility in the conduct of Science) Başkanı Leiv K. Sydnes, akademisyen Büşra Ersanlı'nın yargılandığı KCK davasını izlemek için Türkiye'deydi. CFRS olarak bilim insanlarının çalışma koşulları, karşılaştıkları kısıtlamalar, etnik, ırksal saldırılarla ilgilendiklerini söyleyen Sydnes, Ersanlı’nın yargılanmasının Kürt meselesine ilişkin çalışmalarından kaynaklandığını ve bu nedenle “şüpheli” görüldüğünü söyledi, ciddi bir hak ihlali olarak değerlendirdi. Türkiye’de bilim insanlarına yönelik diğer ihlalleri de izlediklerini anlatan Sydnes, “Birçok akademisyenin bağımsız araştırma yapamadığını düşünüyorum. Bu durum kabul edilemez. Türkiye ihlal vakalarının olduğu ülkeler listesinin başlarında” dedi.

1 Aralık 2014 / bianet.org

 

Valilik: “Dilan Alp polise saldırdı!”

2013 yılındaki 1 Mayıs gösterileri sırasında polisin attığı biber gazıyla ağır şekilde yaralanan ve dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, elindeki sirke şişesinin molotofkokteyli olduğunu iddia ederek “terör örgütü üyesi” olduğunu söylediği Dilan Alp’in açtığı tazminat davasında, Valilik savunma yaptı. Valilik; Alp’in yasal olarak çıkan Söz Dergisi’nin üyesi olduğunu ve arkadaşlarıyla birlikte “polis güçlerinin saldırısına uğramadıklarını, tam aksine polis güçlerine saldırdıklarını” iddia etti. Alp’in polisin biber gazıyla vurulduğuna ilişkin görüntüler olmasına rağmen, savunmada “marjinal grup üyeleri ya da başka biri tarafından atılan cisimle yaralandığı" belirtildi.

1 Aralık 2014/ evrensel.net

 

Savcılık, Say’a verilen cezanın iptalini istedi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, piyanist Fazıl Say’a verilen hapis cezasının iptalini istedi. İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi, Twitter üzerinden Şair Ömer Hayyam'a ait bir rubaiyi paylaşan Say’ı “dini değerleri aşağıladığı” iddiasıyla 10 ay hapse mahkûm etmiş, beş yıllık denetimli serbestlik şartıyla hapis cezası ertelenmişti. Yargıtay savcılığın görüşünü dikkate alırsa Say beraat edecek.

28 Kasım 2014/ hurriyet.com.tr

 

TİHK: “Kumkapı mültecilerin kalmasına uygun değil”

Türkiye İnsan Hakları Kurumu(TİHK), hazırladığı raporda, Kumkapı’daki İstanbul Geri Gönderme Merkezi’nde tutulanların sorunları ve asgari yaşam standartlarının sağlanması için çözüm önerilerini sıraladı, merkezin yüzlerce kişinin kalmasına uygun olmadığını belirtti. Kurum, Kumkapı’daki merkez ile ilgili AİHM’in Türkiye’yi mahkûm ettiğini hatırlattı ve iltica başvurusunda bulunanların idari gözetim altında bulundurulmalarına gerek olmadığından, bu kişilerin ayrı bir barınma evinde tutulmasını istedi.

28 Kasım 2014 / bianet.org 

 

Gazeteciye “sokak süpürme” cezası

Bir köşe yazısı nedeniyle “hakaret” suçlamasıyla aldığı bin 800 TL’lik adli para cezasını ödeyemeyen 23 yıllık gazeteci Musa Doğan, 150 saat süreyle bir kamu kurumunda süpürgeyle yaprak toplama cezası aldı. “Hayali inşaatçı” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Antalya 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nin hakkında verdiği para cezasını kabul etmediğini söyleyen Doğan; "Ya kapalı cezaevine girecektim ya da Denetimli Serbestlikten yararlanacaktım. Hapse girmektense yaprak toplamayı tercih ettim" dedi.

28 Kasım 2014 / bianet.org

 

PEN’den Türkiye raporu

PEN Norveç örgütü “Türkiye: Gölgeler Altında İfade Özgürlüğü” başlıklı özel bir rapor hazırladı. 60 sayfalık raporda hapisteki gazeteci ve yazarlar, ifade özgürlüğü ihlalleri, yargı sistemi ve yasaların ifade özgürlüğü üzerindeki etkisi, oto-sansür, basın üzerindeki baskılar, nefret söylemi, din ve inanç özgürlüğü konularına dair veriler yer alıyor. Cezaevindeki gazeteci ve yazarlar tahliye edilse de açılan davaların ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini vurgulayan Örgüt, yargısal sorunların devam ettiğini belirtti. Raporun İngilizce tam metnine erişim için; http://www.norskpen.no/Portals/0/Turkey%20Report%20final.pdf

28 Kasım 2014 / bianet.org

 

Mahkeme: 1 Mayıs’a Baretle Gitmek Suç Değil

1 Mayıs 2014’te İşçi Bayramı kutlamalarına katılmak isterken, Beşiktaş’ta gözaltına alınan ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten yargılanan dokuz kişi beraat etti. Şüpheliler hakkındaki soruşturmayı yürüten savcı Gökalp Kökçü, Valiliğin yasaklamasına rağmen şüphelilerin Beşiktaş’ta toplanmasının suç ispatı olduğunu iddia etmiş, taşıdıkları deniz gözlüğü, baret, gaz maskesi, solüsyon gibi malzemeleri delil olarak göstermişti. İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davada duruşma savcısı Seyfettin Atıcı sanıkların suç işlediğine dair bir delil olmadığını söyleyerek beraat istedi. Hâkim Gönül Doğan da “suç unsuru olmadığından” beraat kararı verdi.

27 Kasım 2014 / bianet.org

 

RTÜK’ten FOX TV’ye ceza

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Fox TV’de sabah haberlerini sunan İsmail Küçükkaya’nın, Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı Deniz Gezmiş yazı dizisiyle ilgili “Bugünlerde Cumhuriyet Gazetesi almanızı öneririm. Çünkü tarihi vesikalar bunlar. En kötü, paranız yoksa cumhuriyet.com.tr’ye girin” sözleri nedeniyle uyarı cezası verdi.

RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Küçükkaya’nın bu ifadeleriyle Cumhuriyet Gazetesi’nin alınmasını “teşvik ettiğini” belirterek, kanala “gizli reklam” yapmaktan ceza verilmesi kararı aldı. Bu cezayı hiçbir şekilde haklı ve makul karşılamadığını söyleyen Küçükkaya, “Ben bir gazeteci ve haberci olarak, gazete okunmasını teşvik ediyorum” dedi.

27 Kasım 2014 / cumhuriyet.com.tr

 

Basın Örgütleri: “Yayın yasağı sansürdür”

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), TBMM Başkanlığı'nın 4 bakan ifade vermeden önce 17 Aralık komisyonu için yayın yasağı kararı aldırmasını sansür olarak nitelendirdi. TGC, Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu yayın yasağı kararıyla basın özgürlüğünün, halkın haber alma ve bilgilenme hakkının ihlal edildiğini belirtti, “Yayın yasakları ile olayların kamuoyuna aktarılmasının engellenmesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na da aykırıdır” dedi. 

Basın Konseyi ise yayın yasağı kararının, Anayasaya ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası antlaşmalara aykırı olduğunu vurguladı, “Mahkemenin böyle bir karar verme yetkisi yoktur” dedi. Uluslararası Basın Enstitüsü söz konusu yasağı “hukuka inancı zayıflatacak, demokrasiye gölge düşürecek bir karar olarak” yorumladı, yetkililerden kararın kaldırılması için gerekli adımların ivedilikle atılmasını talep etti.

Yasak kararını “hiç bir ölçüye sığmayan politik bir sansür” olarak niteleyen Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) de kararının kaldırılmasını talep etti.

27 Kasım 2014 / antenna-tr.org

 

Cinayet zanlısı polis; “Erdoğan darbe dedi, ben darbeyi bastırdım”

Gezi Parkı protestoları sırasında dövülerek öldürülen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’la ilgili davada savcı mütalaasını açıkladı, sanık polis Mevlüt Saldoğan hakkında “kasten adam öldürmek” suçlamasıyla müebbet hapis cezası istedi, 2 polis için de delil yetersizliğinden beraat talep etti.

Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sabık polis Saldoğan ise; “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, İçişleri Bakanı Gezi için darbe diyor. Eğer Gezi bir darbeyse ben darbenin bastırılmasında görev aldım” diyerek suçsuz olduğunu savundu.

26 Kasım 2014 / radikal.com.tr

 

Dört Eski Bakan Haberlerine de Yayın Yasağı

Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği, eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında rüşvet aldıkları iddiasıyla kurulan Soruşturma Komisyonu’na ilişkin haberlerle ilgili TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başvurusuyla yayın yasağı getirdi. Dört eski bakanın rüşvet almak suçlamasından ifade vermelerine bir gün kala TBMM Soruşturma Komisyonu’yla ilgili haberlere komisyonun süresinin bittiği 27 Aralık tarihine kadar yayın yasağı konuldu. Karar, eski bakanların “kişilik haklarının zedelenmesinin önlenmesi, şöhret ve diğer haklarının korunmasının sağlanması” gerekçesiyle alındı. Öte yandan Evrensel ve Cumhuriyet gazetesi, AKP’li dört eski bakanın yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili görev yapan Meclis Soruşturma Komisyonu haberlerine getirilen yayın yasağına uymayacağını duyurdu.

26 Kasım 2014 / antenna-tr.org

 

“Polis şiddetine takipsizliğin yolu açılıyor”

İstanbul’daki Gezi direnişi sırasında 11 Haziran 2013’te polisin yakın mesafeden attığı biber gazı kapsülüyle sağ gözünü tamamen kaybeden Erdal Sarıkaya soruşturmasında savcılık İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden olay günü ve yerinde görevli polislerin tespitini istedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü savcılığa verdiği yanıtta, plastik mermi tüfeği kullanmakla yetkili personelin görev listelerinin olmadığı, silahlarla ilgili zimmet bilgilerinin silahların iadesinden sonra imha edildiğini iddia etti. Sarıkaya’nın avukatı Bekir Korkmaz, zimmet bilgilerini imha eden polislerin görevi kötüye kullandığına dikkat çekti, haklarında işlem yapılması gerektiğini söyledi. Korkmaz, soruşturmada savcının delil yetersizliğinden takipsizlik kararı vermesinin yolunun açıldığına, bu ve benzeri soruşturmalarda amacın da bu olduğuna vurgu yaptı.

26 Kasım 201/ birgun.net

 

Türkiye’nin medya ortamı endişe verici

Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği(FES), Türkiye için hazırladığı Medya Barometresi’ni açıkladı. Türkiye’deki medya ortamının yerelden bir analizini yapan rapora göre Türkiye’nin medya barometresi toplamda 5 üzerinden 2.1 olurken, ifade özgürlüğü konusunda Türkiye endişe verici ülkeler arasında sayıldı. Ayrıca rapor da otosansüre, yasal düzenlemelere ve ifade özgürlüğü üzerindeki tehlikelere dikkat çekildi. Raporun tam metni için: http://www.fes-tuerkei.org/media/pdf/einzelpublikationen/Medya%20Baromet...

26 Kasım 2014  / evrensel.net

 

BirGün’e Tanrı (cc) cezası

Tanrı (cc) mahlaslı yazarın iki yazısı nedeniyle BirGün Gazetesi’nin Sorumlu Yazı işleri Müdürü İlker Yaşar ve imtiyaz sahibi Bülent Yılmaz’a toplam 4 bin 500 TL para cezası verildi. BirGün'deki İç-Dış Mihraklar sayfasında Twitter kullanıcısı Tanrı (cc) imzasıyla yayınlanan iki yazı nedeniyle Sorumlu Yazıişleri Müdürü İlker Yaşar, gazetenin imtiyaz sahibi Bülent Yılmaz ve eski internet editörü Ufuk Çalışkan'a açılan dava sonuçlandı. “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılamak” suçundan gazetecilere 7 ay 17 gün hapis cezası verildi. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından İlker Yaşar ve Bülent Yılmaz'a verilen hapis kararı ertelenmedi, para cezası çevrildi. Her ikisi toplam 4 bin 500 TL para cezası ödeyecek. Editör Ufuk Çalışkan'a verilen hapis cezasında ise hükmün açıklanması geriye bırakıldı.

25 Kasım 2014 / bianet.org

 

Eskişehir Gezi davasının gerekçeli kararı açıklandı

Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı gösterilerine katıldıkları için “direnme, hakaret, kamu malına zarar verme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme” iddiasıyla yargılanıp beraat eden 173 sanık hakkındaki kararın gerekçesini açıkladı. Hakim Berrin Kanagöl Yeşilyurt, farklı mahallerde gözaltına alınan ve birbirlerini tanımadan eyleme katılan kişilerin aynı amaçla hareket etmiş gibi suçlandığını, hatta sanıklar arasında eyleme katılmayanların bile olduğunu vurguladı, “Sadece gece sokakta görülmeleri üzerine, başkaca somut ve bir delil olmaksızın haklarında gözaltı işlemi uygulandığı anlaşılmıştır” dedi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “düşünce ve toplanma özgürlüğü” düzenleyen maddeleri ve AİHM’in bu yöndeki kararları doğrultusunda, bir protesto eyleminde şiddet hareketlerinin meydana gelmiş olmasının, sırf eyleme destek vermek için gelenlerin hakkını ortadan kaldırmayacağı belirten Yeşilyurt, sanıkların gözaltı aşamasında işkenceye maruz kaldıkları yönündeki iddialarına ilişkin olarak da savcılığa bildirimde bulunmaya karar verdi.

25 Kasım 2014 / radikal.com.tr


Kaynak: Antenna.org

Görsel: Burak Tüylek

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.