Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Düşünce Özgürlüğü Bülteni (2 Kasım 2012)



Toplam oy: 449

‘Kucaklaşma’ fezlekesi Adalet Bakanlığı’nda

 

17 Ağustos 2012'de Şemdinli ilçesi Derecik beldesi Bağlar köyü kırsalında PKK’lilerin yol kontrolüne takılan 10 milletvekili hakkında hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığı'na gönderildi. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak’ın bir gerillayla kucaklaşma görüntüsünün yayılması üzerine soruşturma başlatılmıştı.

 

 

 
Fezlekede, BDP Eş Genel Başkanı Kışanak ile grupta yer alan BDP'li milletvekilleri Adil Kurt, Sebahat Tuncel, Nazmi Gür, Hüsamettin Zenderlioğlu, Halil Aksoy, Ertuğrul Kürkçü, Esat Canan, İdris Baluken ve Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk hakkında, “ PKK/ KCK silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçundan soruşturma açılmasına izin verilmesi talep edildi; “Olay günü grup içerisinde bulunan 10 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, milletvekilliklerinin düşürülmesi ve ilgili maddeler uyarınca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaları” istendi.

 

 

 

 
Buluşmanın bilinçli bir şekilde gerçekleştiğini iddia eden fezlekede, bağımsız ve devletsiz alanlar oluşturmak isteyen örgütün bu konuda başarılı olamayınca, 'bilinçli' bir buluşma ile Türkiye ve dünya kamuoyuna mesaj vermeye çalıştığı görüşüne yer verildi.

 

 

 


 

 

 

 

Dicle ve Sadak’ın davası ertelendi

 

 

 

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle ile Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak'ın ‘suçu ve suçluyu övdükleri’ iddiasıyla yargılandıkları davada ‘kovuşturmanın ertelenmesine’ karar verdi. Bir televizyon programında sarf ettikleri sözler sebebiyle yargılanan siyasetçilerin davası 3. yargı paketi kapsamına alındı.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Resmi olmayan kutlamaya engel!

 

 

 

 

 

Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Türkiye Gençlik Birliği’nin de aralarında bulunduğu sivil toplum örgütleri cumhuriyetin ilanının 89. yılında resmi törenlerin dışında kutlamak,  29 Ekim günü 1. Meclis önünde toplanmak istedi. DSP ile İP’nin desteğini açıkladığı eyleme CHP’li milletvekilleri de katıldı. Ancak 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na dayanarak mitinge mani olmak isteyen Valilik eylemcilerin önüne barikat kurdu.

 

 

 

Eylemcilere karşı 5 bin polisin görevlendirildiği, iki polis helikopteri ile beş Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı'nın (TOMA) çalıştığı ve iki ton su sıkıldığı açıklandı. Ayrıca biber gazı da kullanıldı. Olayların ardından barikat kaldırıldı. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘izinsiz yürüyüş’ suçlamasıyla soruşturma başlattı. Ayrıca Emniyet’ten gelecek raporlar doğrultusunda “kasten yaralama", "görevli memura mukavemet" ve "kamu malına zarar" suçlarından da soruşturma açılabileceği belirtildi.

 

Anayasa/ 34. Madde: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

 

 
2911 Sayılı Kanun/ 3. Madde: Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

 

 

 

 


 

 

 

 

Barikatı kim kaldırdı?

 

 

 

Eyleme karşı kurulan barikatların nasıl kaldırıldığı da tartışma konusu oldu. Barikatın kaldırılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimat verdiği haberlerine Başbakan Erdoğan “Böyle bir talimat vereceğine inanmıyorum. Çünkü bu ülkeyi çift başlı bir yönetimle bugüne kadar getirmedik”, sözleriyle tepki gösterdi. Gül ise bu sözlere “Cumhurbaşkanı olarak Cumhuriyet Bayramı’nın bütün ülkede nezih bir şekilde yapılmasıyla ilgili yetkililerin dikkatini çekmemden daha doğal bir şey olmaz. Ayrıca çift başlılık da söz konusu değil” şeklinde cevap verdi.

 

 

Polisin olaylar sırasında sert davranmadığını, savunma halinde olduğunu belirten İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ise barikatların herhangi bir talimat sonucunda değil kargaşa sırasında açıldığını ifade etti.

 

 

 

 


 

 

 

 

Bursa’da Kürtlere saldırı

 

 

 

 

 

Bursa'nın Yıldırım İlçesi'nde Pazar günü, cezaevindeki açlık grevlerine destek vermek isteyenlerle onlara tepki gösterenler arasında arbede çıktı. Yavuz Sultan Mahallesi’nden bir grup, Kürtlerin yaşadığı Ulus Mahallesi’ne saldırdı. Pazar günü başlayan olaylar Salı günü de devam etti. Yav

uz Selim Mahallesi’nde toplanan, bozkurt işareti yapıp "Kahrolsun PKK" sloganı atan 500 kişilik grup ile 400 metre mesafedeki Ulus Mahallesi’nde bir araya gelen 250 kişiden oluşan BDP’li grubun arasına polis panzerlerle set kurdu. Polisin biber gazı ve cop kullanarak tarafları ayırmaya çalıştığı kavga sırasında silah patladı. İki kişi ağır yaralandı, birinin hayati tehlikesi sürüyor.
 

 

 

 

 


 

 

 

 

Polis çadıra mani oldu

 

 

 

 

 

 

 

 

Mardin Nusaybin'de, BDP İlçe Başkanlığı önünde bir araya gelen ve aralarında Belediye Başkanı Ayşe Gökkan'ın da bulunduğu grup, açlık grevine destek çadırı kurmak üzere Musa Anter Parkı'na gidecekti. Ancak polis, içinde çadır bulunan kamyonetin hükümet konağının önüne çekilmesini istedi; kabul etmeyen eylemcilere tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Çadırı taşıyan kamyonetin sürücüsü gözaltına alınırken BDP İl Başkanı Sihem Elveren ve bazı gazeteciler biber gazından etkilendi. Elveren, Nusaybin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öte yandan sıkılan basınçlı suya hedef olan AA yurt muhabiri Arif Altunkaynak'ın gözlüğü kırılırken kamera ve fotoğraf makinesi de zarar gördü.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

Açlık grevi için ulusaşırı ses

 

 

 

 

 

 

 

Noam Chomsky, Michael Taussig, Judith Butler ve Büşra Ersanlı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda bilim insanı cezaevlerinde devam eden açlık grevi eyleminin son bulması için “yapıcı diyalog” çağrısıyla başlatılan imza kampanyasına katıldı. Hükümetin açlık grevlerine zorla müdahale tartışmalarını son derece tehlikeli bulan katılımcılar, 2000 yılındaki gibi bir müdahalenin geride tamiri imkansız tahribat bırakacağı, Kürt sorununun barışçıl çözümü için zaten son derece zayıf olan demokratik ortamın tamamen ortadan kalkabileceği uyarısında bulundu. İngilizce yayımlanan kampanya metni; Avrupa, ABD ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde, özellikle akademik çevrelerden büyük ilgi ve destek gördü.

 

 

 
Çağdaş feminist teorinin en önemli temsilcilerinden Judith Butler destek mesajında, “Türkiye hükümeti, yaşadıkları adaletsizliği hayatlarını tehlikeye atarak teşhir eden bu tutuklularla ciddi diyaloga girmelidir” dedi. Ünlü düşünür Noam Chomsky ise şunları kaydetti: “İnsanlık bu tutukluların diyalog için her şeyi göze alarak yükselttikleri bu haklı çağrıya hızla ve uygun bir şekilde cevap verilmesini gerektirir, gecikmeksizin.”

 

 

 

 


 


 

 

 

Erdoğan: 1 kişi ölüm orucunda, gerisi şov!

 

 

 

Başbakan, Almanya’da ölüm oruçlarına ilişkin bir soruyu, ölüm orucu veya açlık grevi diye bir şeyin olmadığını, sadece 1 kişinin bu eylemi yaptığını ve gerisinin şov olduğunu söyleyerek cevapladı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise aynı saatlerde 683 kişinin açlık grevi eyleminde olduğunu açıkladı.
 

 

 

 

 


 

 

 

 

İbrahim Çiçek’in müebbet hapsi isteniyor

 

 

 

 

 

 

 

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) örgütüne yönelik soruşturmada Atılım gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Çiçek ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Danışmanı Ali Hıdır Polat hakkında  ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçlamalarıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. Örgütün üst düzey yöneticileri olmakla suçlanan Çiçek ve Polat ile birlikte 11 kişi gözaltına alındı. İddianamede diğer şüphelilerin örgüt üyeliğinden cezalandırılması talep ediliyor.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Son mektuba ‘propaganda’ yasağı

 

 

 

 

 

 

 

Radikal'den Mesut Hasan Benli'nin haberine göre 13 Mart 1982 tarihinde kaldıkları Buca Cezaevi'nde idam edilen Necati Vardar, Seyit Konuk ve İbrahim Ethem Coşkun adlı devrimcilerin, infazlarından önce yazdıkları mektupların "komünizm propagandası" yaptıkları gerekçesiyle ailelerine verilmediği ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı’nın 30 yıl sonra ailelere teslim ettiği idam dosyalarında mektupların TCK'nın 142. maddesinin (komünizm propagandası yapmak) yanı sıra 159. maddeye de (301. maddenin halefi) muhalif içerik taşıdığı belirtiliyor.  Devrimci 78'liler Federasyonu da aileler adına, dosyalarda yer almayan mektuplar için Adalet Bakanlığı'na başvurdu.

 

 

Vardar, Konuk ve Coşkun, Mayıs 1980’de Türkiye Komünist Emek Partisi (TKEP) üyesi olmak ve çeşitli eylemlere katılmak gerekçesiyle tutuklanmış; İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde idama mahkûm edilmişti.
 

 

 


 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.