Roboski'de adalet talebine soruşturma
Askeri Savcılık kararıyla üzeri örtülmek istenen Roboski Katliamı’nın peşini bırakmayan ailelere yargı baskısı sürerken mağdurlar hakkında açılan onlarca soruşturmaya bir yenisi daha eklendi.
Katliamda ailesinden 11 kişiyi kaybeden Veli Encü’ye, Uludere Savcılığı’nca Twitter’daki paylaşımları nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddiasıyla soruşturma açıldı.
Konu ile ilgili konuşan Encü, hakkında açılan 5 ayrı soruşturma olduğunu belirterek “Son olarak açılan soruşturmada Twitter paylaşımlarının gerekçe gösterilmesi adalet duygusunu tamamen kaldırdı” dedi.
(11 Mayıs 2014 / Evrensel)
Cemevi Başkanı'na polis şiddeti
Ataşehir Pir Sultan Abdal Derneği ve Cemevi Başkanı Metin Arslan kullandığı araçta Cemevi logosu bulunduğu için trafik polisleri tarafından önce aracı bağlanmak istendi, karşı çıktığında ise darp edildi.
Polislerin biber gazlı ve coplu saldırısına uğrayan Arslan kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi’nde yapılan tetkikler sonucunda kafatasında çatlak tespit edilmesi üzerine müşahade altında alındı.
Trafik polisleri tarafından aracın üzerindeki Cemevi logosu nedeniyle durdurulduğunu belirten Arslan, itiraz etmesi üzerine şiddet gördüğünü ifade etti. Arslan, bu saldırının AKP hükümetin Alevilere yönelik inkarcı politikalarının bir parçası olduğunu vurguladı.
(12 Mayıs 2014 / Birgün)
Akşam Gazetesi basın özgürlüğü testini geçemedi
Hükümete yakınlığıyla bilinen Akşam Gazetesi, kendi yazarı Gönül Tol’un "Eğer bu yazı editöre takılmadan, olduğu gibi yayınlanırsa Türkiye’de basın özgürlüğü Freedom House’un rapor ettiğinden biraz daha iyi olabilir" cümlesiyle biten yazısını yayımlamadı.
Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü’nün Türkiye Programı Direktörü Dr. Gönül Tol, "Freedom House, Yahudiler ve düşündürdükleri" başlıklı yayımlanmayan yazısında, Türkiye’yi "basını özgür değil" kategorisine düşüren Freedom House raporunu değerlendiriyordu.
Tol, raporun eleştirilebileceğini ancak kuruluşun yöneticilerinin "Yahudi olduğu" yönünde kendi gazetesi Akşam dahil çeşitli basın organlarında çıkan haberleri eleştiriyordu.
(13 Mayıs 2014 / diken.com.tr)
Bir röportaj yaptı 8 yıl 9 ay ceza aldı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Dicle Haber Ajansı muhabiri Murat Çiftçi’nin yaptığı bir röportaj nedeniyle aldığı hapis cezasının onanmasını istedi.
Çiftçi, Urfa KCK Davası’nda Gülistan Encü ile yaptığı röportaj nedeniyle Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘örgüte yardım’ suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası çarptırılmıştı.
Avukatlarının kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay Başsavcılığı’nın hazırladığı mütalaada mahkeme kararının Yargıtay tarafından da onanması istendi.
(13 Mayıs 2014 / Birgün)
THİV'e 83 bin 329 TL’lik idari para cezası
Türkiye İnsan hakları Vakfı’na (THİV) Gezi eylemleri sırasında işkence görenlere hizmet sunduğu dönemde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yaptığı denetimin ardından "bir çalışanın belgeleri eksik gösterildiği" iddiasıyla 83 bin 329 TL’lik idari para cezası verildi.
SGK tarafından vakfa 26 Şubat 2011 tarihinde yollanan yazıda yarı zamanlı bir çalışan hakkında eksik çalışma belgesi sunulduğu, o kişinin tam gün çalıştığını iddia edilmiş bunun üzerine de Vakıf 9 Haziran 2011’de SGK’dan denetim talep etmişti. Söz konusu denetim ise iki yıllık bir sürenin ardından vakfın Gezi eylemleri nedeniyle yoğun olarak hizmet sunduğu bir dönem olan 18- 21 Haziran 2013 tarihlerinde gerçekleşti.
Para cezası ile ilgili Ankara 14. İdare Mahkemesi’nde yürütmenin durdurulması talebiyle dava açılırken vakfın genel başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Utanç verici bir durum. Bu, bir insan hakları örgütüne yapılmış saldırıdır" diye konuştu.
(13 Mayıs 2014 / Evrensel)
KCK Basın Davası'ndan tutuklu gazeteciler tahliye edildi
KCK Basın Davası’nda 29 aydır tutuklu yargılanan gazeteciler Ramazan Pekgöz, Nurettin Fırat, Turabi Kişin, Yüksel Genç, Davut Uçar, Ertuş Bozkurt ve Mikail Barut tahliye edildi.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tahliye kararının ardından davada tutuklu sanık kalmazken Mikail Barut başka bir dosyadan kesinleşmiş cezası olduğu için cezaevinden tahliye edilmedi.
Serbest kalmalarının ardından Özgür Gündem Gazetesi’nde basın toplantısı düzenleyen gazeteciler "Serbest bırakılmamız da tutuklanmamız gibi siyasi bir karardı, tekrar tutuklanana kadar özgür medya mücadelemize devam edeceğiz. Tüm gazeteciler serbest bırakılmalıdır" dedi.
(13 Mayıs 2014 / bianet)
Müşavir, Başbakan’ı protesto eden madenci yakınına tekme attı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma’daki madende meydana gelen facia sonrası geldiği ilçede protestolarla karşılaşırken Erdoğan'la beraber Soma'ya giden Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in hayatını kaybeden madencilerin yakınlarını döverken çekilen görüntüleri büyük tepki topladı.
Özel harekat polislerince yerde tutulan bir kişiyi tekmelediği görülen Yerkel, telefonla kendisine ulaşan BBC Türkçe muhabirinin sorusu üzerine görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul etti. Yerkel, "En kısa zamanda gereken açıklamayı yapacağım," dedi.
(14 Mayıs 2014 / Radikal)
Ekşi Sözlük Davası’nda hapis cezası
Ekşi sözlük internet sitesi kurucusu ve üye 40 kişinin "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçunu işledikleri gerekçesiyle yargılandıkları davada hapis cezaları verildi.
Anadolu 32. Sulh Ceza Mahkemesi’ne görülen dava da yargılanan sitenin kurucusu Sedat Kapanoğlu 10 ay, Özgür Kuru ise 7 ay 15 gün hapse mahkûm olurken her iki kişinin de cezası ertelendi.
Sitede, Allah, peygamber, Kuran, İncil, cennet, cehennem gibi kavramlara yönelik hisleri incitecek şekilde dini değerleri aşılama kastı olduğu belirtilen savcılık iddianamesine karşı duruşmada sanık avukatları suçlamaya konu yazıların yıllar önce yazıldığını ve kutsal değerlere hakaret edilmediğini ifade etmişti.
(15 Mayıs 2014 / Radikal)
"Katil Erdoğan" sloganına hapis cezası
2008 yılında Van ve Hakkâri’de gerçekleşen Newroz kutlamalarına karşı polisin müdahalesini kınamak amacıyla Mersin’de yapılan etkinlikte slogan attığı iddia edilen altı kişiye hapis cezası verildi.
Konu ile ilgili Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılanan altı kişi hakkında beraat kararı verilmiş ancak Başbakan’ın avukatları kararı temyize götürmüştü. Yargıtay’ın beraat kararını bozmasının ardından mahkeme “hakaret etmek” suçlamasıyla sanıklara 1’er yıl hapis cezasına hükmetti ardından 7 bin TL adli para cezasına çevirdi.
(16 Mayıs 2014/ Evrensel)
Soma’da avukatlar darp edilerek gözaltına alındı
Soma’daki facianın ardından bölgeye giden Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı.
Manisa Valiliği’nin her türlü gösteri ve yürüyüşü yasaklamasının ardından Soma’da "olağanüstü hal" uygulamalarını andıran olaylar yaşandı. İl dışından gelen araçlar Soma’ya alınmazken aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın da olduğu sekiz avukat polis tarafından gözaltına alındı.
Polis şiddetine maruz kalan avukatlardan Kozağaçlı’nın kolu kırılırken darp edilerek gözaltına alınan avukatlar daha sonra serbest bırakıldı.
(17 Mayıs 2014 / Radikal)
Polis amirinden Soma için yürüyen kadınlara hakaret
Yaşanan maden faciasının ardından Somalı kadınlarla dayanışmak için Ankara’da Halkevi üyeleri tarafından gerçekleştirilen yürüyüşe bir polis amirinin saldırgan ifadeleri damga vurdu.
Eylemin polis tarafından engellenmesine tepki gösteren kadınlara "Soytarılar, ölü seviciler" diyen ve hakaretler yağdıran polis amirinin daha önce AK Partili vekillerin kullandığı ifadeleri kullanması dikkat çekti.
İlk olarak AB eski Bakanı Egemen Bağış tarafından dillendirilen "ölü seviciler" kavramını Soma Faciası sonrası AK Parti İzmir Milletvekili Rıfat Sait ve İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay tarafından da kendilerine tepki gösterenlere karşı kullanılmıştı.
(19 Mayıs 2014 / sendika.org)
ABD'den Başbakan Erdoğan’a "tokat" tepkisi
Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Soma’da bir kişiye tokat attığı iddialarına ilişkin sorulara cevap verdi.
Günlük basın toplantısında konu ile ilgili gazetecilerin soruları üzerine Psaki; "O görüntüleri izledik. Gereksiz yere göstericilere uygulanan şiddeti reddediyoruz ve Türkiye’deki hukukun üstünlüğü uyarınca hesap verilmesinde ısrar ediyoruz," dedi.
Psaki, Erdoğan’ın "İsrail dölü" kelimesini kullandığına ilişkin iddialarla ilgili ise "Neler söylediğini bilmiyoruz. Eğer hakaretvari sözler söylenmişse, tabi ki bunları kınıyoruz. Ancak bildiğim kadarı ile orada bir karışıklık var," diye konuştu.
(20 Mayıs 2014 / Radikal)
Kaynak: Antenna
Yeni yorum gönder