Diyarbakır’a miting yasağı
Diyarbakır Valiliği BDP’nin 14 Temmuz’da düzenleyeceği "Özgürlük için Demokratik Direniş" mitingine izin vermeyeceğini açıklamıştı. Polis, mitinge gitmek isteyen, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu eylemcileri biber gazı ve tazyikli suyla engelledi. Iğdır Milletvekili Pervin Buldan gaz bombasıyla ayağından, gazdan etkilenen Batman Milletvekili Ayla Akat Ata da gözünden yaralandı. İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, polisin Buldan’a hedef gözeterek ateş ettiğini ileri sürdü. Mitingi izleyen Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Mahsum Sağlık ve Mehmet Begüm, ajans binasına girecekleri sırada ellerinde kamerayla gözaltına alındı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise miting sebebiyle BDP hakkında soruşturma başlattı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Valilik kararının Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'ndaki hükümlere dayandığını hatırlatarak mitingi “açıkça suç” olarak niteledi. Arınç, Anayasa’da tanınan “izin almaksızın barışçıl toplantı ve gösteri yapma hakkı”nı ise es geçti. Akşam muhabiri Helin Alp’in haberine göre Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak da polisin ‘orantılı güç’ kullandığını savundu. Vali, BDP’nin demokratik özerkliği ilan ettiği ve Silvan’da şehitlerin verildiği gün olduğu için 14 Temmuz’da mitinge izin vermediklerini, bu tarihin sembolleştirilmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Ayrıca Vali eyleme katılan milletvekilleri için şu ifadeleri kullandı:
“Pervin Buldan için tabii ki üzüldüm. Olaydan sonra da 'hedef gösterildim' diyor. Böyle bir şey olamaz. Kendisine geçmiş olsun diyorum, ama yasak kararına rağmen milletvekilinin orda ne işi var? Milletvekillerini ibretle izliyorum. BDP'li vekiller eylemci mi, milletvekili mi, anlayamadım”.
Katliam anmasına soruşturma
2 Temmuz 2012'de, Sivas katliamının 19. yıldönümünde gerçekleştirilen anma hakkında soruşturma başlatıldı. Gerekçe etkinliğin valiliğin gösterdiği yerde değil, katliamın gerçekleştiği Madımak Oteli önünde yapılması. Sivas Valiliği'nin şikayeti üstüne 2911 sayılı "Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na Muhalefet" suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında anma komitesinden Ali Şimşek, Feyzullah Süner, Emine İmren, Vahap Altunel, Nail Duman, Behzat Şahin ve Adnan Yılmaz ifade verdi.
9 avukat tahliye edildi
Çoğunluğu avukat 50 kişinin yargılandığı İstanbul ikinci KCK davası İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tüm sanıklar adına söz alan tutuklu sanık Avukat Doğan Erbaş, “Bizler Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyız. İddianamede Öcalan’la görüşme suç ilan edilmiştir. Oysa bütün avukat görüşmeleri devletin izni ve kontrolü ile gerçekleşmiştir. Önderlik Komitesi gibi illegal komite grup işler yürütmek kolay değildir. Böyle bir faaliyet varsa en başta müvekkilimiz Sayın Öcalan’ın beyanı alınmalıydı” dedi. Sanık avukatları yargılamanın durdurulmasını, Avukatlık Kanunu’nun 58. ve 59. maddelerine dayanarak meslektaşlarına görev suçu kapsamında soruşturma açılmasını, yargılanmaları için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınmasını ve savunmanın anadilde yapılmasını istedi. Mahkeme bu talepleri reddetti.
Mahkeme aralarında eski milletvekili Mahmut Alınak’ın da bulunduğu dokuz tutukluyu tahliye etti. 3. yargı paketinde yer alan 6352 Sayılı Kanun kapsamında tahliyesine karar verilen diğer isimler, Yaşar Kaya, Mehmet Nuri Deniz, Veysel Vesek, Cemo Tüysüz, Osman Çelik, Aydın Oruç, Hüseyin Çalışçı ve Haksan Sadak oldu. Tutuklu sanık sayısı 28’e düştü, duruşma 6 Kasım 2012’ye ertelendi.
Türkiye'nin farklı illerinden baro başkanları, Fransa Ulusal Barosu, Berlin Barosu, Avrupa Demokrat Avukatlar, Sınır Tanımayan Avukatlar, Avukatlar İçin Avukatlar ve Avrupa'nın pek çok ülkesinden avukatlar ile BDP il örgütü davayı izlemek için Çağlayan'daydı.
İddianamede, Önderlik Komitesi'nin yürütme kurulu olarak belirtilen sanıklar Cengiz Çiçek, İbrahim Bilmez, Ömer Güneş, Faik Özgür Erol, Hatice Korkut, Emran Emekçi ve komitenin basın danışmanı Cengiz Kapmaz'ın ''silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'' suçundan 15 ila 22,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor. Adları Önderlik Komitesi üyesi olarak geçen, aralarında Alınak'ın da bulunduğu 43 kişinin ise ''silahlı örgüte üye olmak'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. Davada avukatlar dışındaki sanıkları gazeteci Cengiz Kapmaz ve Asrın Hukuk Bürosu'nun sekreteri ile iki şoförü oluşturuyor.
Büşra Ersanlı tahliye edildi
140'ı tutuklu 205 sanıklı KCK İstanbul davasında aralarında akademisyen Büşra Ersanlı, öğrenci Büşra Beste Önder ve Özgür Gündem Gazetesi editörü Kazım Şeker’in bulunduğu 16 kişi tahliye edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, diğer tutuklu sanıkların tahliye talebi kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, suçun vasfı, delil durumu ve adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağı gerekçeleriyle reddedildi. Cezaevinden çıktıktan sonra konuşan Büşra Ersanlı iddianamenin nefret dolu olduğunu, sanıkların çoğunun BDP’li olduğunu ve tutuklu kalanların durumlarının kendilerininkinden çok farklı olmadığını ifade etti. Duruşma 1 Ekim 2012’ye ertelendi.
3 milletvekilinin tahliye talebine ret
Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) bir, Barış ve Demokrasi Partisi’nden (BDP) iki tutuklu milletvekilinin 3. yargı paketi kapsamında yaptıkları tahliye talebi reddedildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz davasından tutuklu MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın talebini reddederken yasanın sanığın tutukluluğu bakımından hukuki durumlarında herhangi bir değişiklik meydana getirmediğini kaydetti.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK davasından tutuklu BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak ile Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın taleplerini, Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, eski Diyarbakır İHD Şube Başkanı Muharrem Erbey, Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı ve Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertak’ın da aralarında bulunduğu 20 KCK tutuklusuyla beraber değerlendirdi. Mahkeme sanıklar hakkında ’terör örgütü üyesi olmak’ suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığı gerekçesiyle yine kalıplaşmış gerekçeleri sıraladı:
“Dosyadaki olay ve fotoğraf tespit tutanaklarına göre kuvvetli suç şüphesinin varlığı, suçun CMK 100/3’ncü maddesinde yer alan katalog suçlardan olması, kaçma şüphesinin bulunması ve bu koşullar altında adli kontrol uygulamasının tutuklamadan beklenen amaca ulaşılmasını sağlamayacağı göz önüne alınarak, tahliye taleplerinin reddine karar verilmiştir”
Zana’nın davası ertelendi
Milletvekili Leyla Zana’ya Diyarbakır'da 2007 yılındaki Newroz kutlamalarındaki konuşmasında ‘'suçu ve suçluyu övdüğü’ iddiasıyla açılan dava Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Savcı mütalaasında, davanın 3. yargı paketi kapsamında değerlendirilmesini ve kovuşturmanın ertelenmesini talep etti. Zana'nın avukatı Mesut Beştaş ise davanın yeni yasa kapsamında düşürülmesini istedi. Mahkeme heyeti, Zana'nın üç yıl içinde ''basın yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle, temel şekli itibarıyla adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suç işlemediği takdirde'' hakkındaki davanın düşürülmesini kararlaştırdı.
Anayasada basın özgürlüğünü sınırlama önerisi
Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre Ak Parti, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na basın özgürlüğünün sınırlarını oldukça daraltacak bir öneri götürdü. “Basın ve Yayın Hürriyeti” başlıklı maddesi için yapılan öneri şöyle:
“Basın hürriyeti milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın, başkalarının haklarının, özel veya aile hayatının korunması, suçların önlenmesi, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanması, savaş kışkırtıcılığının, her türlü ayrımcılık, düşmanlık veya kin ve nefret savunuculuğunun engellenmesi amaçlarıyla sınırlanabilir”.
Parti ayrıca, mevcut anayasada olmayan, “Masumiyet karinesinin ihlaline yönelik yayın yapılamaz” ile “Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddet içeren yayınlara karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” hükmünün eklenmesini önerdi. Öneri, bir yandan masumiyet karinesi ilkesinin ilk kez anayasada telaffuz edilmesini, diğer yandan “cinsellik” gibi geniş bir kavramı kullanarak devlete, basın faaliyetlerine her an müdahale etmenin yolunu açıyor.
Aynı yazıya ikinci mahkumiyet
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi Hacı Boğatekin’i Gerger Fırat gazetesinde çıkan 8 Ocak 2008 tarihli "Feto ve Apo" yazısı sebebiyle ikinci kez mahkum etti. Yerel mahkeme Yargıtay’a uyarak Boğatekin’i “PKK propagandası yapmak”tan cezalandırılmıştı. Gazeteci bu kez de “suçu övmek”ten suçlu bulundu. Bir yıl hapse mahkum edilen gazetecinin cezası 3. yargı paketindeki basın dosyalarına getirilen "şartlı af" uyarınca askıya alındı. bianet'e konuşan Boğatekin, oto-sansüre neden olacak erteleme kararını temyiz edeceğini söyledi.
Gazeteci ülke için asıl tehlikenin PKK değil, Fethullah Gülen cemaati olduğunu savunduğu yazısı sebebiyle "hakaret", "iftira" ve "adil yargılamaya etkilemeye teşebbüs" iddialarından toplam 5 yıl 1 ay 7 gün hapse mahkum edilmişti.
Mehmet Tarhan davasında Türkiye mahkum
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'yi vicdani retçi Mehmet Tarhan'a tazminat ödemeye mahkum etti. Mahkeme, kararında Tarhan'ın askeri hapishanede tutularak saçlarının yedi asker tarafından zorla kesilmesini insanlık dışı ve küçük düşürücü muameleyi yasaklayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3. maddesinin ihlali olarak değerlendirdi. Türkiye'nin aynı zamanda düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne ilişkin 9. maddeyi de ihlal ettiğine hükmetti. Türkiye 10 bin Avro manevi tazminatın yanı sıra 1975 Avro mahkeme masrafı ödeyecek.
Festivalde içki yasağı
Geçen hafta kendilerini ‘Eyüplüler’ olarak tanıtan bir grup, "Eyüp'te bira festivali istemiyoruz" demiş, Twitter'da #eyüptebirafestivalinehayir hashtag'ini trend topic (TT) listesine sokmuşlardı. Ardından da Yeşilay Cemiyeti, İstanbul Valiliği'ne başvurarak hafta sonu Santralİstanbul'da yapılacak Efes One Love Müzik Festivali'nin iptal edilmesini istemişti. Çabalar sonuç verdi, kapılar açılmadan 10 dakika önce içki satışının yasaklandığı duyuruldu. bianet’in haberine göre festival yetkilileri Santralistanbul içinde bulunan işletmelerin içki satışı ruhsatlarını bu yıl kullandırmadığını söyledi, işletmelerin İstanbul Valiliği'nden çekindiği yönünde görüş bildirdi. Festival esnasında telsizli sivil zabıtalar içki satışı yapılmadığından emin olmak için konser alanını kontrol etti. Çevik kuvvet ve özel güvenlik birimleri de festivale eşlik etti.
Film gösterimine son anda yasak
Enez Kaymakamlığı, kentsel dönüşümü konu alan Ekümenopolis belgeselinin gösterilmesine önce izin verdi, ardından engelledi. bianet’in haberine göre filmin gösterileceği gün Belediye Enez'de filmin anonsunu yaptı, araçlar tahsis edildi; ancak gösterime beş saat kala düzenleyicilere sözlü olarak "trafiği aksatacağı" gerekçesiyle gösterime izin verilmeyeceği bildirildi. Enez Kaymakamı Fatih Baysal, Enez'in yaz aylarında çok kalabalık olduğunu ve bu yüzden yer sorunu nedeniyle izin vermediklerini belirtti. İmre Azem'in yönetmenliğini yaptığı ulusal ve uluslararası alanda birçok ödül alan belgesel, kentsel dönüşümün kentin hem siluetini hem de sosyal dokusunu yok eden boyutlarını sorguluyor.
Film fragmanını izlemek için tıklayınız.
Erasmus öğrencisi için imza kampanyası
Erasmus öğrenci değişim programıyla Türkiye’ye gelen Fransa vatandaşı 19 yaşındaki Sevil Sevimli 9 Mayıs 2012 tarihinde sol içerikli kitaplar okuduğu, Grup Yorum konserine ve 1 Mayıs gösterilerine katıldığı için ‘terör örgütü üyesi’ olduğu iddiasıyla Eskişehir’de tutuklanmıştı. Sevil Sevimli’nin özgür bırakılması için uluslararası bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanyanın yürütüldüğü İngilizce ve Fransızca siteler şunlar:
http://www.avaaz.org/en/petition/Liberez_Sevil_Sevimli/
http://www.avaaz.org/fr/petition/Liberez_Sevil_Sevimli/
Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:
- Demokratik Toplum Partisi (DTP)'nin yöneticisi ve üyesi, aralarında Orhan Miroğlu, Leyla Zana, Tuncer Bakırhan ve Sedat Yurtttaş’ın bulunduğu 34 kişiye parti kapatma davasına konu yapılan olaylar nedeniyle açılan dava Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bazı sanıklara ulaşılamadığı için duruşma 15 Kasım 2012, saat 09.55’e ertelendi.
- 'Ali Suat Ertosun’un, 19 Aralık 2000 tarihinde yapılan cezaevi katliamlarının yıldönümü olan 19 Aralık 2009’da ÇHD adına yapmış olduğu basın açıklamasında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Selçuk Kozağaçlı’ya açtığı tazminat davası Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Aynı gerekçeyle (kamu görevlisine hakaret) hakkında bir de ceza davası açılan Kozağaçlı bu davadan sözlerinin ‘ağır eleştiri’ kapsamında olduğu gerekçesiyle beraat etmişti. Ceza davasının temyiz sonuçlarının beklenmesi için duruşma 21 Kasım 2012, saat 09.50’ye ertelendi.
Yeni yorum gönder