Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Düşünce Özgürlüğü Bülteni (21 Mart 2014)



Toplam oy: 939

Gezi eylemlerine destek veren öğretmenlere meslekten men cezası

 

Bartın’da Gezi eylemlerine destek verdikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan iki öğretmen meslekten atıldı.

 

Bartın Kız Meslek Lisesi öğretmenleri Aysun İleriler ve Sebahat Polat hakkında meslek eğitimi programı kapsamında Portekiz’e götürdükleri öğrencilerle Gezi eylemlerine destek vermek için pankart hazırlamaları ve çektirdikleri fotoğrafları Facebook’ta paylaşmaları üzerine açılan soruşturma sonuçlandı. Bartın İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı idari soruşturmanın neticesinde İleriler ve Polat’a ‘meslekten men’ cezası verildi.

 

Konu ile ilgili Eğitim-Sen Bartın Şubesi’nden yapılan açıklamada aynı zamanda sendikanın da üyesi olan öğretmenlere sahip çıkılırken, kararın durdurulması için dava açılacağı ve AİHM de dahil tüm yasal yolların kullanılacağı belirtildi.

 

(17 Mart 2014 / Radikal)

 

 


 

 

Başbakan’a hakaret iddiasıyla iki kadın gözaltına alındı

 

İzmir’de Başbakan Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla gözaltına alınan iki kadın, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

 

Başbakan’ın balkondan bir kadının kendisine el, kol hareketi yaptığını öne sürdüğü İzmir mitinginin ardından iki kadın "Başbakan’a hakaret" suçundan gözaltına alındı.

 

Gözaltına alınan kadınlardan 57 yaşında evli ve dört kız çocuğu annesi olan Filiz Akıncı’nın eşi Naci Akıncı, Başbakan miting alanını terk ederken evlerinin balkonunda olduklarını ve eşinin hakaret etmediğini belirtti. Akıncı “Eşim kollarını açarak ‘ne işin var İzmir’de’ der gibi yaptı. Başbakan yanında yürüyen korumalarına daireyi işaret etti. Korumalar içeri girdi, bizi gözaltına almak istediler. Özür dileyecek bir şey yapmadık” dedi.

 

“Devlet büyüklerine hakaret” iddiasıyla haklarında işlem yapılan iki kadın ifadelerinin alınmasının ardından cumhuriyet savcısının talimatıyla serbest bırakıldı.

 

(17 Mart 2014 / cnnturk.com)

 

 


 

 

Yeni Gezi iddianamesi kabul edildi

 

Taksim Dayanışması üyelerine yönelik olarak ikinci kez hazırlanan Gezi iddianamesi mahkeme tarafından kabul edildi.

 

Kabul edilen yeni iddianamede aralarında Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu Başkanı Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu’nun da bulunduğu beş şüpheli "suç örgütü lideri" olmakla suçlandı ve haklarında 3 yıl 3 aydan 13 yıla kadar hapis cezası istendi. Bunun yanında tüm şüpheliler ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek ile suçlandı.

 

Taksim Dayanışması tarafından yapılan çağrının "kışkırtma" olarak tanımlandığı iddianamede ayrıca ele geçirilen "kask", "baret", "deniz gözlüğü" gibi eşyalar şüphelilerin Gezi Parkı eylemlerine katıldığının delili olarak görüldü.

 

İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yeni iddianamenin kabul edilmesinin ardından davanın ilk duruşması 12 Haziran’da gerçekleştirilecek.

 

(17 Mart 2014 / Cumhuriyet)

 

 


 

 

Gazeteciler Sendikası’ndan polis şiddetine suç duyurusu

 

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gazetecilere uygulanan polis şiddetti hakkında Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu.

 

Basına yönelik artan polis şiddetine dikkat çeken TGS Ankara Şube Başkanı Esra Koçak, gazetecilere yönelik bu saldırıların cezasız kalmasının yeni saldırılara yol açtığını belirterek sorumluların bir an önce adalet önüne çıkarılmasını istedi. Koçak yaptığı açıklamada, eylemlerde polisin hem yurttaşlara hem de meslektaşlarına saldırdığını ve uygulanan polis şiddetinin hükümet tarafından yapılan açıklamalarla desteklendiğini ifade etti.

 

Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşmalarla bir çok gazeteciyi hedef göstererek işten atılmasına ya da istifa etmesine neden olduğuna dikkat çeken Koçak; “2014 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda Türkiye’nin 154’üncü sırada olması ve 55 tutuklu gazeteci ile dünyada en çok tutuklu gazeteci bulunan ülkelerden birisi olması bu tablonun bir diğer boyutudur” dedi.

 

(17 Mart 2014 / Evrensel)

 

 


 

 

AİHM, Öcalan kararını açıkladı

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Abdullah Öcalan'la ilgili kararını açıkladı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleyi konu eden 3'üncü maddesiyle ilgili Türkiye'nin bazı noktaları ihlal ettiğine, bazılarını ise ihlal etmediğine karar verdi.

 

AİHM, 2003, 2004, 2006 ve 2007 yıllarındaki başvurularla ilgili olarak Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin üç maddesini ihlal ettiğine hükmederken, 7. ve 8. maddelerin ihlal edilmediğine karar verdi. AİHM, tutukluluk koşulları ile ilgili 2009 yılına kadar ihlal olduğunu, 2009 yılından sonra ise ihlal olmadığına hükmetti. 

 

Mahkeme yine AİHS'nin ''kanunsuz suç olmaz'' ilkesi ile ilgili 7. maddenin ihlal edildiği şikayetiyle yapılan başvuruyu oybirliği ile reddetti. AİHM, Öcalan'ın avukatları talepte bulunmadığı maddi tazminata gerek görmedi. Ancak mahkeme masrafları olarak 25 bin avro ödenmesine hükmetti.

 

(18 Mart 2014 / Milliyet)

 

 


 

 

Sevan Nişanyan’a Özgürlük ve Adalet Komitesi kuruldu

 

Şirince’de kaçak inşaat yaptığı gerekçesiyle iki yıl hapis cezası alan yazar Sevan Nişanyan’ın serbest bırakılması için ‘Uluslararası Sevan Nişanyan Özgürlük ve Adalet Komitesi kuruldu.

 

Komite tarafından yapılan açıklamada, “Sevan, devletin cezalandırma mekanizmasına kurban gidiyor” denildi. Verilen hapis cezasının kitlelerin düşünce özgürlüğü hakkı bağlamında kabul edilemez bir yaptırım olarak tanımlandığı açıklamada Nişanyan’ın Türkiye’nin resmi tezleriyle barışık olmayan muhalif bir aydın olduğunun altı çizildi.

 

Nişanyan’ın derhal serbest bırakılması, uygulanan baskı ve zulme son verilmesi için çağrıda bulanan komitenin üyeleri arasında yurtdışından çeşitli akademisyen, aydın ve yazarın yanında Türkiye’den de aralarında Baskın Oran, Zeynep Tanbay, İsmail Beşikçi ve Fikret Başkaya’nın da olduğu isimler yer aldı.

 

(18 Mart 2014 / t24.com)

 

 


 

 

MEB fişleme mi yapıyor?

 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından valiliklere gönderilen yazılı emir doğrultusunda birçok şehirde özel okul, yurt ve dershanelere düzenlenen teftişlerle öğrenciler sorgulandığı ortaya çıktı.

 

Gerçekleştirilen teftişlerde müfettişlerin öğrencilere okullarda siyasi propaganda yapılıp yapılmadığını, devlet büyüklerini zan altında bırakacak ifadelerin kullanılıp kullanılmadığını sorduğu ve bazı illerde öğrencilerin yanında velilerinin de ifadelerinin alındığı iddia edildi.

 

Öğrencilerin sorgulanmasına tepkiler artarken konu ile ilgili açıklama yapan Eskişehir Barosu Başkanı Avukat Rıza Öztekin sorgu odalarında suç işlendiğini ve bu durumun BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirtti. Öztekin; “Fişleme unsurlarından biri hukuka aykırı olarak kişisel veri elde etme ve kaydetmedir. Bu uygulama fişlemedir. Hapis cezasıyla cezalandırılır” dedi. 

 

(19 Mart 2014 / Taraf)

 

 


 

 

KCK davasında yargılanan avukatlar tahliye edildi

 

Özel yetkili mahkemelerin kapatılması ve tutukluluk süresini beş yılla sınırlayan kanunun yürürlüğe girmesinin ardından kapatılan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK davasında tahliyeler yaşandı.

 

Çoğunluğu avukat olan 46 sanıklı davanın müdahil avukatlarının tahliye talebini değerlendiren İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu yargılanan dokuz avukat ile yazar Cengiz Kapmaz’ın tahliyesine karar verdi.

 

Sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı koyan mahkemenin tahliye gerekçesinde ‘sabit ikametgâh sahibi olmaları, delillerin toplanmış olması ve tutuklu kaldıkları süre’ göz önünde bulundurulduğu ifade edildi. Kararın ardından KCK avukatlar davasında tutuklu sanık kalmadı.

 

(19 Mart 2014 / Radikal)

 

 


 

 

Balyoz Davası’nda 88 sanık yeniden yargılanacak

 

Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından aldıkları mahkumiyet kararı bozulan 88 sanık ile ilgili davanın hangi mahkeme tarafından görüleceği belirlendi.

 

Balyoz Planı ve Seminerinin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetki ve görev bölgesindeki 1. Ordu Komutanlığı’nda hazırlandığı gerekçesiyle 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapatılmasının ardından Anadolu Adalet Sarayı’na gönderilen dava dosyasına Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi bakacak.

 

Duruşma tarihinin önümüzdeki günlerde belirleneceği davada sanıklar yeniden hakim karşısına çıkacaklar.

 

(20 Mart 2014 / DHA)

 

 


 

 

Başbakan’ın Şia benzetmesine suç duyurusu

 

Fethullah Gülen hareketine ‘Şia benzetmesi’ yapan Başbakan Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

 

Iğdır Barosu avukatlarından Mehmet Soyuk, suç duyurusu dilekçesinde Başbakan’ın farklı inançta olan kesimleri aşağıladığına dikkat çekerek Başbakan’ın bu sözüyle ülkedeki Şii ve Caferiler’e hakaret etmiş ‘yalancı, takiyeci, iftiracı’ olmakla itham ettiğini kaydetti. Basın yolu ile yapılan bu hakaret tüm milletin gözü önünde cereyan ettiğini ifade eden Soyuk böylelikle Ceferiler-Şiiler hedef gösterilmiş olduğunu belirttiği.

 

Ayrıca Soyuk, Demokratikleşme Paketi’nde dini inançlarından dolayı ayrımcılık yapmanın nefret suçu kapsamına alındığını da hatırlattı.

 

(20 Mart 2014 / Taraf)

 

 


 

 

Başbakan istedi Twitter yasaklandı

 

Başbakan Erdoğan’ın Bursa mitingde "Mahkeme kararı çıktı, Twitter, mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız. 'Efendim işte uluslararası camia şöyle der, böyle der' hiç beni ilgilendirmiyor" dedikten sonra twittera erişim gece yarısından itibaren kesildi.

 

Avrupa Komisyonu üyesi Neelie Kroes yasağı anlamsız ve ödlekçe olarak tanımlarken “Türkiye halkı ve uluslararası topluluk bunu sansür olarak görecektir” dedi. Avrupa Birliği Komisyonu üyesi Stefan Füle ise açıklamasında, iletişim ve iletişim araçlarını seçme özgürlüğünün temel bir AB değeri olduğunun altını çizdi.

 

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de yaptığı açıklamada Başbakan Erdoğan’ın sosyal medyaya öfkesini durdurmasını istedi. Diğer yandan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Twitter'ı kapatanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.

 

(21 Mart 2014 / Antenna)

 

* Kaynak: Antenna

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.